Bursa Barosu Başkanı Altun: Baroları etkileyen salgın, siyasi partilere neden uğramıyor?

Pelin Akdemir

BURSA- İçişleri Bakanlığı 2 Ekim’de yayınladığı genelge doğrultusunda İl Hıfzıssıhha Kurulları kararlarıyla kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, birlikler ve kooperatifler tarafından yapılacak her türlü etkinliği pandemi gerekçesiyle aralık ayına kadar ertelendi.  Bursa Barosu’nun da 3-4 Ekim’de yapılması planlanan genel kurulu ve seçimleri, önce 10-11 Ekim’e, sonra sırasıyla 24-25 Ekim’e, 31 Ekim-1 Kasım’a ve son olarak 28-29 Kasım’a ertelendi. Erteleme kararını değerlendiren Bursa Barosu Başkanı Avukat Gürkan Altun, kararın hukuki olmadığını, niyetinin samimi olmadığını, siyasi bir karar olduğunu söyledi. Türkiye’de sadece Kilis’te baro genel kurulu ve seçimi 2 Ekim’de yapıldı.

‘BURSA’DA HUKUKUN İŞLEDİĞİNİ GÖSTERMEK İSTİYORUZ’

Genel kurullarının etkinlik olmadığını, Avukatlık Kanunu’nun 82. Maddesi'nden kaynaklanan organ seçimleri olduğunu söyleyen Altun, yürütmeyi durdurma davası açtıklarını belirterek, “Aynı hafta sonunda Ak Parti Osmangazi’nin ilçe kongresi vardı. Hem bizim hem de Ak Parti Osmangazi’nin genel kurulunu yapıp yapamayacağına ilişkin Yüksek Seçim Kurulu’nun 2 Ekim tarihli tavsiye kararında, siyasi partilerin genel kurullarını yapabileceklerini ancak baroların genel kurullarını yapması yönünde İl Hıfzıssıhha Kurullarının karar verebileceğini, bu anlamda YSK’nın bir kararı olmadığı ifade ediliyordu. Bir yargı makamı olan YSK, yetki devri yaptı ve kanuna aykırı bir şekilde yetkiyi İl Hıfzıssıhha Kuruluna göndermiş oldu. Biz buna tam kanunsuzluk sebebiyle itiraz ettik.” dedi.

Mahkeme, 'baronun olağan genel kurulunun ertelenmesi’ yönünde alınan kararı hukuka aykırı bularak yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Mahkeme kararının ardından Bursa Barosu, Osmangazi 1.İlçe Seçim Kuruluna başvurarak, 31 Ekim ve 1 Kasım’da genel kurul ve seçimlerin ertelenen gün ve saatlerde yapılmasını talep etti. Osmangazi 1.İlçe Seçim Kurulu, "Erteleme kararı verilen genel kurula ait seçim iş ve işlemlerinde tüm üyelere ulaşılması ve kısa süre içerisinde duyuru yapılması hem yasal hem de uygulama yönünden mümkün olmadığı" gerekçesiyle talebi reddetti. İlçe Seçim Kurulunun ret kararının ardından olağanüstü toplanan Bursa Barosu Yönetim Kurulu, 28-29 Kasım 2020 tarihlerinde olağan genel kurul ve organ seçimlerinin yapılması kararı aldı.

‘BAROLARI ETKİLEYEN SALGIN NEDEN SİYASİ PARTİLERİ ETKİLEMİYOR?’

Bilim Kurulu’nun 22 Temmuz tarihli kararının İçişleri Bakanlığı genelgesine dayanak tutulduğunu söyleyen Altun, "Bilim Kurulu kararında, 2020 yılında meslek odalarının yapılması öngörülen genel kurullarının 2020 Aralık’a kadar ertelenmesine, 2021’de yapılacakların ise 2020 yılının Kasım ayında yeniden değerlendirilmesinin gerektiği ifadeleri yer alıyor. Buradan bizim anladığımız genel kurulların önce Aralık’a ertelenmesi, Aralık’ta eğer salgın devam ediyorsa ki ediyor, 2021 yılının herhangi bir zaman dilimine yeniden ertelenmesi gündeme gelecektir." dedi. 

“Baroları, eczacılar odasını etkileyen, diğer meslek odalarını etkileyen salgın, siyasi partilere ve sendikalara neden uğramıyor?" diyen Altun, "22 Temmuz’da böyle bir karar varken, neden bu karar 2 Ekim’de, yani genel kuruldan sadece bir gün önce açıklanır?" diyerek tepki gösterdi.

'TEKME TOKATLI GENEL KURUL'A İZİN VAR, 40 ÜYELİ BARO SEÇİMİNE YOK'

Gaziantep’te Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katıldığı AK Parti ilçe kongresinde binlerce kişinin olduğunu hatırlatan Altun, "Ankara’da Büyük Birlik Partisi’nin Genel Kurulu’nda kapalı spor salonunda on binlerce insan vardı. Zannediyorum maske kıtlığı vardı, çoğunda maske yoktu. Tekmeler, yumruklar havalarda uçuşuyordu. Yakın temas vardı ama genel kurul yapıldı. Ancak 40 üyesi olan Ardahan’da, 50 küsur üyesi olan Gümüşhane, Bayburt’ta, 100 küsur üyesi olan Bartın’da, 250 civarında üyesi olan Kütahya’da, ortalama 500’e kadar üyesi olan yaklaşık 40 tane baroda pandemi koşullarının en yoğun olduğu dönem bile olsa genel kurul ve seçim yapılamaz mıydı?

'12 EYLÜL DÖNEMİNDE BİLE BARO SEÇİMLERİ KANUNLA ERTELENDİ'

Bütün illerde bütün valiliklerin aynı kararı almasının kararın siyasi olduğunu ortaya koyduğunu dile getiren Altun, “İzmir İdare Mahkemesi, ‘İzmir Valiliği İl Hıfzıssıhha Kurulu kararı yoktur’ diyor. İlçe seçim kurulunun ‘seçimi yapabilirsiniz’ demesi gerekirken ‘Yeni gündemle yeniden başvuru yapın’ diyor. Baronun yerine geçip bunu belirleyecek olan siz değilsiniz. Hatay’da bir ilçe seçim kurulu ertelemekle kalmıyor, baronun yerine hangi gün seçim yapacağına karar veriyor.” diye konuştu.

“Bizim seçimlerimizi erteleyen iktidar, muhtemelen Türkiye Barolar Birliği’nin seçimlerini de erteleyecektir.” diyen Altun, “Tüm bunları birlikte değerlendirdiğimizde burada başka bir niyet elbette var. Yasal bir düzenleme yapılması son derece mümkün ve kolayken bunun yapılmaması devlet ciddiyetiyle bağdaşmıyor. 12 Eylül darbe yönteminde bile baro seçimleri kanunla ertelenmiştir.” şeklinde konuştu.

‘PARALEL BARO SİSTEMİ ÜNİTER YAPIYI BOZAR’

Çoklu baro sistemiyle ilgili de eleştirilerini belirten Altun 80 baronun birlikte çoklu baro sistemine karşı olduğunu vurgulayarak, “Paralel baro sistemi, ülkede üniter yapıyı bozar. Cumhuriyet Türkiye’sinin temel dinamiklerinin dibine dinamit koymak demektir. Bunu görmek için hukukçu olmaya gerek yok. 2020’de kurulan bir paralel baronun 142 yıllık İstanbul Barosu’yla eşit haklara sahip olması, mutlak eşitliğe dayanan bir adli yardım CMK görevlendirmesi yapması akla da Avukatlık Kanunu’na da Anayasa’ya da uygun değil. Bunun yapılması demek, yarın azınlık haklarına göre, ekonomik sınıflara göre, sosyal statülere göre farklı mahkemelerin kurulmasını da getirir. Bu başsavcılıkların da bölünmesini getirir. Bu çok hukukluluğu da getirir. Siz savunmayı böldüğünüz zaman yargıyı da bölersiniz.” ifadelerini kullandı.