Bursa Su Kolektifi'nden İliç için suç duyurusu

Bursa Su Kolektifi, Erzincan İliç’te yaşanan maden faciasına ilişkin Anagold Madencilik yöneticileri ve Murat Kurum hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Abone ol

BURSA - Erzincan İliç'te bulunan Çöpler Altın Madeni'nde 13 Şubat’ta meydana gelen maden faciasına ilişkin çevre örgütleri, basın açıklaması yaparak Anagold Madencilik yöneticileri ve Murat Kurum hakkında suç duyurusunda bulundu.

'İKTİDAR MADEN KANUNU'NDA ŞİRKETLER LEHİNE DEĞİŞİKLİK YAPTI'

İklim Adaleti Koalisyonu bileşenlerinden Bursa Su Kolektifi üyeleri, saat 14.00’da Bursa Adliyesi önünde bir araya geldi. Grup, önce adliye önünde basın açıklama bulundu. Ardından Anagold Madencilik yöneticileri ve Murat Kurum hakkında “çok sayıda insanı öldürme”, “çevreyi kasten kirletme” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarından cezalandırılmaları istemiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Basın açıklamasını grup adına Figen Ovat ve Habib Göbelez okudu. Ovat, 9 işçinin ihlaller ve ihmaller nedeniyle hayatını kaybetmesine rağmen iktidarın Maden Kanunu'nda şirketler lehine değişiklik yaptığını belirterek, “Son maden tasarısına göre UMREK koduna göre raporlama zorunluluğu 4. grup madenler dışındaki diğer madenler için kaldırılıyor. Böylece mermer, taş ocağı benzeri faaliyetler için şirket maliyetini önceleyen değişiklik hayata geçirilmeye çalışılıyor” dedi.

‘SÖYLENENLER YENİ OLUŞACAK SUÇ MAHALLİLERİNİN İŞARETİDİR’

Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ahmet Soysal’ın “Siyanür dışında yüksek derecede tehlikeli toksik kimyasallar Fırat'a eninde sonunda karışacak. Uluslararası boyutta bir skandala doğru gidecek” sözlerini hatırlatan Ovat, “Yaşanan felaketin ekolojik boyutunu ve halk sağlığı kısmını yönetemeyen iktidar krizi kendi adına yönetmeye çalışmaktadır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği eski bakanı Murat Kurum daha da ileriye gitmiş ve ‘ÇED raporuyla heyelanın ne ilgisi var?’, ‘Faaliyet Raporunu biz vermiyoruz’ gibi bakanlığın ve kendisinin sorumluluğunu yok sayan açıklamalarda bulunmuştur. Bu zihniyet, Bursa Orhaneli’de, Eskişehir’de, Fatsa’da yeni oluşacak suç mahallilerinin de işaretini vermektedir” diye konuştu.

Açıklamada, 2021’de Giresun Şebinkarahisar ilçesinde atık barajı duvarındaki çökme ile 4 bin 500 ton ağır metal içerikli kimyasal atığın dereye, vadiye ve Kılıçkaya Barajı’na yayıldığı hatırlatıldı. 9 ay sonra TEMA Vakfı tarafından yapılan analizlerde, bölgede ağır metallerin limitlerin çok üzerinde olduğu, çocuklar için “yüksek kanser riski” taşıdığı ifade edildi.

Erzincan İliç’te de benzer süreç yaşandığını söyleyen Göbelez, “Sistem değişmedikçe yaşadıklarımız yaşayacaklarımızın göstergesidir. TEMA’nın Şebinkarahisar’daki numunelerden elde ettiği analiz sonucu yaşanan felaketin yıllarca süren etkisini göz önüne sermiştir. Firmaya karşı çevre izin ve lisans belgesinin iptali ve idari para cezası gibi ceza bile sayılamayacak uygulamalar hayata geçirilmişti. 3 ay sonra ise sanki felaket yaşanmamış gibi firma tekrar çalışmaya başlamıştı. Firmanın Çevre İzin ve Lisans Belgesi’nin iptal edilmesi yeterli değildir” dedi.

‘HALKI VE EKOSİSTEMİ ÖNCELEYEN YASALAR KONMALI’

İliç’te tüm madencilik faaliyetlerinin durdurulması ve madenin kapatılmasını talep eden kolektif üyeleri şöyle devam etti: “Kapatılacak madende çalışan işçilere emeklerinin sömürülmeyeceği yeni istihdam alanları yaratılmalıdır. Etkin bir yargı süreci başlatılmalı, sadece şirket yetkilileri değil, işletme ve kapasite artırımına izin veren mülki amirler ve bürokratlar da yargılanmalıdır. Vahşi madencilikten vaz geçilmeli, halkı ve ekosistemi önceleyen yasalar konmalıdır."

(HABER MERKEZİ)