Büşra da kim, Emre ve Arda varken!

Büşra, noterliğe giremediği için, bir yetkili kendisinin yanına gelmişti. İşlemi de zaten bu şekilde tamamlanmıştı. Ama bu yardımın (!) devlet kademesindeki karşılığı da 17.74 liraydı. Devletin kabahati kendinden büyük olduğu için bir de üstüne para almakta beis görmüyordu.

Onur Salman salmanonur@gmail.com

"Engellilik nedir?' diye soranlara ‘Noterde 25 basamak merdiven çıkamadığım zaman kişilerin aşağıya gelmesi için 17.74 TL ödemektir” Bu cümlelerin sahibi Büşra Ün. Hani milli tenis oyuncusu. Doğuştan engelli. Ama tekerlekli sandalyede olmanın onu engelleyemediğini cümle aleme duyurmak isteyen genç kız.

Çok değil 6-7 ay önce yaşananlar bunlar. İzmir’de yaşayan Büşra, bir iş için gittiği İzmir 16. Noterliği’nde asansör olmadığı için 25 basamak çıkmak zorundaydı. Hayatı sadece kendimiz için zannettiğimizden, devlet dairelerinde engellilerin işi olmayacağını varsaymak da tabii ki doğal hakkımızdı nasılsa! Ve Büşra, noterliğe giremediği için, bir yetkili kendisinin yanına gelmişti. İşlemi de zaten bu şekilde tamamlanmıştı. Ama bu yardımın (!) devlet kademesindeki karşılığı da 17.74 liraydı. Devletin kabahati kendinden büyük olduğu için bir de üstüne para almakta beis görmüyordu.

İşte bu şartlara rağmen Büşra, yaşama, önyargılara, yaşadıklarına karşı hep tenise sarıldı. 1994 yılında hayata geldiğinde ayaklarını hissetmiyordu. Ailesi bu durumu 6.5 aylıkken fark etmişti. Küçük bedeni kötü huylu bir tümörle daha ilk nefes aldığı andan itibaren savaşıyordu. Kemoterapinin de yardımıyla savaşı kazandı Büşra. Ama minik vücudu bu mücadeleden hasarla çıktı. Tekerlekli sandalye ile başladığı yaşam, Türkiye’deki diğer engelliler gibi zordu.

BASAMAKLARI TEK TEK ÇIKIYOR

Fakat 2009 yılında karşısına tutunacak çok sağlam bir dal çıktı. Tenis. Yetenekliydi, azimliydi ve hedefleri vardı. O hedeflere ulaşmak için hep çok çalıştı. Önce misak-ı milli sınırları içinde zirveye çıktı. Sonra 'Büşra Ün' adı Balkanlar’a yayıldı. Zira 2010 Balkan Şampiyonası’nda şampiyonluk sevincini yaşadı.

Lakin bunlara hedefe giden yolda basamak taşlarıydı. Kafasında Dünya Şampiyonluğu ve Dünya 1 numarası olmak vardı Büşra’nın. Rio’da düzenlenen 2016 Paralimpik Olimpiyatları’nda Türkiye adına korta çıktı. Bunu başaran ilk oyuncu unvanını da omzuna yerleştirdi. Tecrübe ne kadar çok olursa, hedefine giden yolda taşları o kadar sağlam yerleştireceğini o da biliyordu.

YİNE ŞAMPİYON OLDU, DUYDUNUZ MU?

Kızlarda 3. kadınlarda dünya 30’unculuğuna kadar yükseldi. Halen Tekerlekli Sandalye Kadınlar Dünya Sıralaması’nda ilk 50’de yer alıyor. Hiç durmadan çalışmaya devam ediyor. Herkesin gözü Amerika Açık’tayken o Litvanya’da Türkiye adına tarih yazmaya devam ediyor. Yalnız da değil tabii. Ebru Bulgurcu ve Fatma Kıdıl ile birlikte. Fatma’nın çeyrek finalde veda ettiği turnuvada Büşra, şampiyonluk için yarı finalde Ebru’yu iki sette geçen Ukraynalı Olena Shyngaryova ile karşılaştı. Ve sonuçta istediğini alarak şampiyon oldu. Bu yazı yazıldığı sırada Büşra, çiftlerde eşi Ebru ile birlikte şampiyonluk için Olena Shyngaryova-Veronica Zvik ile karşılaşma hakkını elde etmiş ama henüz mücadele tamamlanmamıştı.

BİR DE BİZ ENGELLEMESEK

Yani biz yine sığ futbol gündemimizde boğulurken, kızlarımız başarıdan başarıya koşmaya devam etti. Hani kendi aymazlığımız ve işgüzarlığımız yüzünden 25 basamak inip, 25 basamak çıkmak için 17 küsur lira talep ettiğimiz, bizim ‘engellediğimiz’ gençler var ya. İşte onlar size, bize, kendilerini yaşamdan koparmaya çalışanlara inat, çalışmaya, çabalamaya ve başarılar elde etmeye devam ediyor. Biz utanıyor muyuz? Onu boş verin de Emre ve Ardalı milli takıma ne diyorsunuz?

Tüm yazılarını göster