‘Bütün Diyarbakır’ı yürüsek de alana gireceğiz’

Birkaç giriş kapısı dolaşıp içeri girememiş arkadaşım, yaşlı bir adamın sözlerini şöyle aktardı: Zulümdür bu, zulüm. Zulme başkaldıracağız. Bütün Diyarbakır’ı yürüsek yine alana gireceğiz...

Abone ol

DUVAR- Bir gün önce “Newroz tê” başlıklı bir yazı yazmış, dönemin ruhunun Diyarbakır’daki Newroz kutlamalarına damga vurduğuna değinmiştim. 2022 Diyarbakır Newroz’u da dönemin ruhuna uygun şekillenecek ve önümüzdeki günlere dair Kürtlerin alacağı tutum hakkında ipuçları verecekti. Böyle de oldu, denilebilir. Bu konu önümüzdeki günlerde de çok tartışılacak, yorumlanacak gibi görünüyor. Ancak şimdi, bu konuya tekrar dönmek üzere, gün içinde yaşananlara değinmek isterim.

OTOBÜSLER İPTAL

Yoldan çevirdiğim taksinin üzerinde Newroz Taksi yazıyordu. Newroz Caddesi’nin taksisiydi. Dediğinine göre sabahtan bu yana epey müşteri taşımış, hatırı sayılır bir kalabalık birikmişti alanda. Yol boyunca grup halinde alana doğru yürüyen insanlar gördük.
Yine taksicinin söylediğine göre belediye, Newroz alanına çalışan otobüslerin seferlerini iptal etmişti. Taksici, “Belediye bizdeyken otobüsler ücretsiz olurdu” hatırlatmasında da bulundu.
İki gün önce Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediyesi kayyımı Newroz kutlama mesajı paylaşmıştı. Bu mesajında Kurmancî ve Zazakî “Newroz”u, Türkçe olarak da “Nevruz”u kutlamıştı. Öyle anlaşılıyordu ki kayyım, Newroz’unu kutladığı insanların Newroz alanına gidişini kolaylaştırmayı hiç düşünmemişti.

‘NEDEN İZİN VERDİNİZ?’

Ama esas sıkıntı Newroz Caddesi’nde ve aslında Newroz alanına girişlerin yapıldığı 5 noktada yaşanıyordu.
Taksicinin “Son durak” dediği yerde binlerce insan birikmişti. Kalabalığın nedeni şuydu: Çevik Kuvvet polisi, kontrol noktasına gitmeye çalışan insanların önünde etten bir bariyer kurmuştu. Üçer beşer kişiye geçiş izni veriyordu. Bu barikatı aşabilenler, ilerideki arama noktasında “ince arama”dan geçmek zorundaydı. Ve ince arama çok uzun sürüyordu.
Binlerce insan bekliyordu. Gençler halay çekiyor, slogan atıyordu. Arada protesto ıslıkları yükseliyordu. Polis, duvar gibi duruyordu. Kutlamaya izin verilmişti ama kutlamaya gidişlere izin verilmiyordu.
Birkaç arkadaşımla birlikte, “Gazeteciyiz, davetliyiz” diye dil döküyoruz polise ama bir faydasını göremedik. O sırada, “Madem ki içeri almayacaksınız, neden izin verdiniz?” diye soran bir ses, polisle aramıza girdi. Yaşlı bir adamdı soruyu soran. Kim bilir kaç saattir alana girmek için bekliyordu ve haliyle sinirliydi. Polisin kendinden emin bir şekilde “Alıyoruz, sıraya girin” demesi, iyice sinir bozucuydu.
Polis bize de protokol kapısını gösterdi.

PROTOKOLDE ARBEDE

Protokol kapısını bulmak kolaydı ama biz Newroz Caddesi’nden alana insanlarla birlikte geçmek istemiştik. Ancak çok net anlaşılıyordu, polisin dediği sırayı beklesek, içeri girmemiz saatler alacaktı.
Protokol kapısına caddeleri, çamurlu arsaları geçerek ulaştık.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Ahmet Türk ve milletvekilleri de protokol kapısına gelmişlerdi. Onlar kapıdan geçtikten sonra içeri alınmayan kalabalık barikata doğru hamle yaptı. Arbede çıktı, polisle küçük çaplı bir çatışma yaşandı. HDP’li vekiller ile görevliler araya girerek yatıştırdı gerilimi.
Bu arada diğer kontrol noktalarında gerilimin giderek arttığı yönünde bilgiler geliyordu.
Bir gerilim de sahnenin önünde yaşandı. Sahnenin önündeki bariyeri aşan gençler, sahnenin önündeki boş alanda halay çekmeye, slogan atmaya başladı. Onlarca Çevik Kuvvet polisi alana girerek gruba müdahale etti. Gençler coptan, gazdan kaçacak gibi değillerdi. Araya milletvekilleri girdi. Uzun uğraşlardan sonra polis çekildi, sahnenin önündeki boş alan gençlere kaldı.

ALANDA MUAZZAM KALABALIK

Sahneden alan muazzam kalabalık görünüyor. O ince aramalardan ne vakit geçip alana geldi insanlar? Peki, boş arsalarda ateş yakanlar kim?
Aslında kalabalığın neredeyse yarısı hala kontrol noktalarında alana geçmek için inatla, ısrarla bekliyor. Bulundukları yerleri Newroz alanına çevirmiş, ateşler yakmış, halaylar çekiyorlar. Polis tazyikli su sıkmış, gaz fişekleriyle dağılsınlar istemiş ama içeri girmek için beklemekten vazgeçmemişler.
Birkaç giriş kapısı dolaşıp içeri girememiş arkadaşım, yaşlı bir adamın sözlerini şöyle aktardı: “Zulümdür bu, zulüm. Zulme başkaldıracağız. Bütün Diyarbakır’ı yürüsek yine alana gireceğiz.”
Gazeteciler için tahsis edilmiş alana uğrayan HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Zeyat Ceylan ile giriş kapılarındaki sıkıntıyı konuştuk. Ceylan, alanı göstererek, “Bu kalabalık kadarı alana giremedi. Gaz ve suyla da müdahale edince hastalar, yaşlılar ve çocuklarıyla alana gelmek isteyenler geri dönmek zorunda kaldı. Devlet bu görüntüyü görmek, göstermek istemediği için bu kadar zorluk çıkardı. Ama işte buradayız” dedi. Ceylan, alandaki manzaradan, özellikle gençlerin coşkusundan oldukça memnundu.

TALEPLER NET OLDU

İşte bu söz, siyasetçilerin sahneden dile getirdikleriyle beraber, 2022 Diyarbakır Newroz’unu özetlediği gibi önümüzdeki süreçte Kürtlerin tutumunu da gösterir nitelikte.
İktidarın bütün baskısına rağmen Kürt siyasetçiler geri adım atmadı. Newroz konuşmalarında da geri adım atmayacaklarını gösterdiler.
Kürt halkı, milletvekilleri, belediye başkanları tutuklanmış olsa da yarın seçim olsa kime oy vereceklerini gösterdiler.
Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi ekonomik kriz Diyarbakırlıları da etkiliyor elbette. Ama öncelikli taleplerinin kimlik olduğunu gösterdiler.
PKK lideri Abdullah Öcalan, uzun zamandır ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. Newroz’da tecridin kaldırılması talebinin dile getirilmesi bekleniyordu ve öyle oldu. Ancak son yıllarda hiçbir Newroz’da olmadığı kadar “Serok Öcalan” (Başkan Öcalan) sloganı atıldı.
Tutuklu siyasetçi Aysel Tuğluk şahsında hasta tutukluların serbest bırakılması alanda dile getirilen diğer taleplerden biri oldu.
Siyasetçiler, Kürt ulusal birliğinin aciliyetine vurgu yaptı. Kürtçenin eğitim ve resmî dil olması için taleplerini bir kez daha dile getirdiler.
Alandaki kalabalık işaret edilerek sık sık, baskılara rağmen Kürt halkının diz çökmediğine, diz çökmeyeceğine vurgu yapıldı. Alanı dolduran kalabalık bu söylemi kanıtlar nitelikteydi. Ancak şunu da eklemem mümkün sanki: Alanı dolduran kalabalık, siyasi temsilcilerine de moral ve cesaret verdi.
Bu yıl 72 merkezde kutlanan Newroz’un sloganı, “Dem dema serkeftinê ye (Şimdi Kazanma Zamanı)” şeklinde belirlenmişti. Alanı dolduranlar zaten kimin kazanmış olduğunu işaret etti.
Bütün Türkiye’de gözlerin çevrildiği Diyarbakır Newroz’unu, öne çıkan bu mesajlarla tarif etmek mümkün.
İktidar bu mesajlardan nasıl sonuçlar çıkardı? Önümüzdeki günlerde göreceğiz.