Büyük şehirler kadınlar için ne kadar güvenli?

Reuters tarafından yayınlanan Kadınlar için en tehlikeli şehirler arasında Tokyo ve Londra en güvenli kentler seçildi. En güvenli şehirler arasında İstanbul altıncı sırada yer alıyor.

Abone ol

ABD ve İngiltere merkezli Thomson Reuters Vakfı açıkladığı araştırma ile dünya genelinde ilgi çekici veriler ortaya koydu. Vakfın raporu, dünya genelinde kadınlar açısından en rahat yaşanılır kentlerin yanı sıra en kötü koşullara sahip kentlerin bir listesini içeriyor.  Yayınlanan sonuçlara göre kadınlar için en yaşanılır kent Londra, en güvenli olanıysa Tokyo. Londra’yı en yaşanılır kent olarak gösteren sonuçlar, özellikle de kadınların iş yaşamına katılımı, cinsiyet eşitliği, kişisel güvenlik, kültürel özgürlük ve benzeri pozitif koşul ve uygulamalara dayanıyor.

Tokyo’nun en güvenli kent seçilmesine karşın kimi kadın örgütleri, şehirde yaşanan toplu tecavüzlerin bir kısmının kamuoyundan gizlendiğini ifade ederek, Tokyo’nun güvenilirlik sıfatının şüpheli olduğunun altını çiziyorlar. 2020 yılında düzenlenecek olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapacak olan Tokyo kentinin Valisi Yuriko Koike, olimpiyatlara dek şehirde güvenlik koşullarının daha da artırılacağını belirtiyor. Vali, açıklanan rapor nedeniyle gurur duyduğunu da sözlerine ekliyor.

Londra Belediye Başkanı Sadık Han “Gururlu bir feminist olarak, kadınlara yönelik bu engelleri kaldırmak için her şeyi yapmaya kendim söz veriyorum,” derken, İngiltere merkezli feminist örgütler ve siyasi partiler de Londra hakkındaki olumsuz görüşlerini kamuoyu ile paylaştı. İngiltere Kadın Eşitlik Partisi Başkanı Sophie Walker, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve “zahmetli” çocuk bakım masrafları nedeniyle Londra’nın ankette üst sıralarda yer almasından ötürü şok olduğunu ifade etti.

Diğer feminist örgütler ise Londra genelinde iş yaşamında kadınların erkeklerle eşit hak ve fırsatlara sahip olmadığının altını çiziyorlar. Fawcett Derneği Başkanı Sam Smethers, ülkenin Avrupa Birliği'nden çıkmayı planladığını hatırlatarak bu durumun kadın haklarını ve yaşam standartlarını olumsuz yönde etkileyebileceğini söylüyor. Smethers, “Ekonomi daraldığında bundan en fazla etkilenen kesim kadınlar olacaktır. Londra çok acı çekecek ve bu kadınlar üzerinde olumsuz sonuçlara neden olacak,” diyor.

Cinsel saldırılar açısından en az riskli kent olan Paris, sağlık açısından ikinci sırada yer aldı. Paris’in kadın Belediye Başkanı Anne Hidalgo, Paris’in kadınlar açısından “konuksever, kolay ve güvenli bir şehir” olduğunu dünyaya gösterdiğini ifade etti. Belediye Başkanı, cinsiyetler arası eşitliği artırmak ve sokakta tacizi engellemek amacıyla yürüttükleri kampanyalara vurgu yaparak, çocuk bakımı hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve kadınların ekonomik hayatta katılımının artırılması için birçok programın uygulamada olduğunu belirtti.

'POLİSE BAŞVURSAM DA SANIKLAR SERBEST KALIR' 

Rapora göre Hindistan’ın Yeni Delhi ve Brezilya’nın Sao Paulo kentleri kadınlar açısından gerçek bir kâbus niteliğinde görünüyor. Yaşanan toplu tecavüzler, tecavüze uğrayan kadınların toplum tarafından dışlanması ve hatta kimi zaman linç edilmesi gibi olaylarla adını duyuran Yeni Delhi, listede kadınlar açısından en büyük tehditleri barındıran kentlerden biri.

Hindistan’daki Birleşmiş Milletler UNWoman (Kadınlardan sorumlu birim) Başkanı Rebecca Reichmann Tavares, “Rapor yaygın görüşlere dayandığı için sonuçlar benim açımdan şaşırtıcı değil; son yıllarda cinsel şiddet konusunda Hindistan ve Brezilya birçok medya organında kötü haberlerle gündeme geldi,” diyor. Tavares, “Her iki kentte de cinsel şiddet elbette somut bir gerçeklik; ancak Delhi ve Sao Paulo’da diğer şehirlerden daha yüksek olduğunu gösteren kesin veriler bulunmamakta,” diyerek, sonuçların çok sağlıklı olmayabileceğine vurgu yapıyor.

Geçtiğimiz eylül ayında binlerce Brezilyalı kadın, otobüslerde yaşanan bir dizi cinsel saldırı sonrasında kanıt eksikliği sebebiyle sanıkların serbest bırakılmasının ardından, daha yaygın destek hizmetleri ve adalete erişim talebiyle sosyal medya üzerinde kampanyalar düzenlemişti.

Bir taksi şoförü tarafından saldırıya uğrayan ve sosyal medya üzerinde kampanya başlatan Clara Averbuck, “Sisteme inanmıyorum, polise başvursam bile sanıkları benim ardımdan serbest bırakırlar,” diyor.

PERU'DA EN BÜYÜK SORUN ÇOCUK ANNELER VE KÜRTAJ YASAĞI

Kadın sağlığı açısından en kötü koşullara sahip kent Peru’nun başkenti Lima. Çocuk anneliğin oldukça yaygın olduğu kentte, küçük yaştaki çocukların sağlık imkânlarının yetersizliği ve kürtajın yasak olması nedeniyle merdiven altı kliniklerde kürtaj yaptırmak zorunda kaldığı, bu nedenle sağlıklarına yönelik birçok tehdit ve sorunla yüz yüze kaldığı belirtiliyor.

Raporda kadın sağlığı konusunda karnesi kötü olan diğer kentler Pakistan’ın Karaçi, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Brazaville kenti ve Mısır’ın başkenti Kahire olarak sıralanıyor.

Amerikan kıtasının diğer mega kentlerinden Meksika’nın başkenti Mexico City, Arjantin’in başkenti Buenos Aires ve Kolombiya’nın başkenti Bogota da, sağlık açısından yetersiz kentler listesinde üst sıralarda yer alıyor.

Peru Kamu Arabulucusu Walter Gutierrez, Lima’da yaşayan kadınların sağlık hizmetlerine eşit derecede erişemediğini, zenginler ile yoksullar ve yerli halklardan olanlar arasında büyük bir uçurum bulunduğunu söylüyor. Guiterrez, “Sağlık erişimiyle ilgili olarak, özellikle gebelik dönemi hizmetleri ve anne ölümleri konularında, önemli sorunlar yaşandığının farkındayız,” diyor.

Sağlık hizmetleri açısından kadınlar için en olumlu karneye sahip olan şehirler ise Paris, Tokyo ve Londra biçiminde sıralanıyor.

Yoksulluk, finansal hizmetlere erişim sorunu ve derinleşmekte olan ekonomik kriz nedeniyle Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin başkenti Kinşasa, kadınlar için ekonomik fırsatlar açısından dünyanın en kötü mega kenti haline gelmiş durumda. Kadınlar açısından olumsuz ekonomik koşullar baz alındığındaysa, bu kenti Kahire ve Karaçi kentleri izliyor.

Uzmanlar, Kinşasa’da çalışan kadınların çoğunun küçük ve gayri resmi işletmelerde veya tarım sektöründe çalıştıklarını, çoğunun şehir dışında elektrik ve yolu olmayan bölgelerde yaşadığını, ayrıca banka ve finans hizmetlerine ulaşımlarının zor olduğunu belirtiyorlar. Kongo’da bulunan BM UNWoman temsilcisi Scolastique Mahindo, “Bu iki sektör (küçük işletmeler ve tarım) kadınların yüzde 80’inden fazlasına iş imkânı sağlıyor; ancak bunlar mali kurumlar açısından riskli işletmeler,” diyor.

‘ARAP BAHARI’NDAN BERİ EN TEHDİTKÂR KENT KAHİRE

Kahire, yapılan araştırma neticesinde kadınlar açısından en tehlikeli mega kent olarak ilan edildi; kentte, 2011 yılında yaşanan ayaklanma sonrasında kadınlara karşı kötü muamelelerin artmasıyla birlikte olumsuzluklar bazında dünyadaki en tehlikeli kent olarak belirlenmiş oldu.

Thomson Reuters Vakfı’nın kadınların maruz kaldığı cinsel şiddet, zarar verici kültürel uygulamalar, sağlık ve finans alanlarına erişimi konusunda raporda yer alan 19 mega kentten daha kötü durumda. Kadın hakları savunucuları ve yorumcular Kahire’de yaşayan kadınların sürekli biçimde tacizle karşı karşıya olduklarını, ayaklanma sonrasında zayıflayan ekonomi ve yüksek işsizliğin kadınlar açısından ekonomik fırsatları ortadan kaldırdığını ve sağlık hizmetlerinin de günden güne kötüleştiğini belirtiyorlar.

Kahire özelinde kadına yönelik şiddet ile ilgili veriler bulmak zor olsa da 2013’te Birleşmiş Milletler tarafından Mısır’daki kadınların yüzde 99’unun cinsel tacize uğradığı, boşanmış ya da eşinden ayrı yaşayan kadınların yüzde 47’sinin evde istismara maruz kaldığı açıklanmıştı.

Dünya Bankası verilerine göre kadın istihdamı da 1990'da yüzde 26 oranındayken, 2016’da yüzde 23’e geriledi; öte yandan ABD’li araştırmacılar, 15 yaş üstü kadınların yüzde 65 olan okuma yazma oranının, yüzde 82 olan erkeklerle kıyaslandığında daha düşük olduğunun altını çiziyorlar.

Ayrıca kadın sünneti sorunu da Mısır’da yaygınlığını sürdürüyor. 2008'de yasaklanmış olmasına rağmen, Mısır’da dünyanın en yüksek kadın “genital mutilasyon” oranlarından birine sahip. 2015 tarihli Mısır Sağlık Sorunları Raporu’na göre, her 10 kadın veya kız çocuğundan 9’u dış genital bölgenin kısmen veya tamamen alınması işlemine maruz kalıyor.

İSTANBUL TACİZ AÇISINDAN EN GÜVENLİ ALTINCI ŞEHİR

Raporda Türkiye’nin en kalabalık şehri olan İstanbul da çeşitli başlıklar altında kendine yer buldu. Kadınların maruz kaldığı cinsel saldırı ve taciz gibi cinsel şiddet tehdidine ilişkin olarak, İstanbul listede en güvenli altıncı kent olarak açıklandı.

Sağlık hizmetlerine erişim, üreme sağlığı ve anne ölümlerine karşı sağlık hizmetleri açısındansa mega kentimizin notu oldukça düşük ve on üçüncü sırada. Ekonomik fırsatlar, eğitim, mülk sahipliği gibi sosyal ve ekonomik kaynaklara ve finansal hizmetlere erişilebilirlik açısından İstanbul listede sekizinci “kadın dostu” kent olarak belirtiliyor.

“Kültürel Uygulamalar” başlığı altında, kadınlarda uygulanan genital mutilasyon (kadın sünneti), çocuk evlilikleri veya zorla evlendirme gibi kadınlar açısından potansiyel olarak zararlı kültürel uygulamalar konusundaysa on dokuz mega kent arasında yine sekizinci sırada yer aldı. Araştırma kapsamında diğer ülkelerden çok sayıda kadının anektdotuna yer verilirken Türkiye'den hiç bir tanıklık bulunmaması dikkat çekiyor.

GENEL GÖRÜNÜM

Thomson Reuters Vakfı’nın yedi yıllık araştırmasına göre, kentler büyük bir hızla büyür ve daha fazla nüfus kentleşirken, dünya genelinde yüzde 54 olan kentlilik oranının 2050’ye kadar yüzde 66’ya yükselmesi bekleniyor.

Kentlerdeki sürdürülebilir kalkınma programlarını destekleyen ve kentsel yoksulluğun azaltılması amacıyla küresel bir örgüt olan Kentler İttifakı’nın Yöneticisi Billy Cobbett, ileriye dönük hazırladıkları Gündem 2030 adlı programın başarısının, kadınların yaşamın her alanındaki rolleri üzerine odaklandığını belirtiyor.

Cobbett “Kadınlara tam ve lider bir rol oynamaları fırsatı sağlanamıyor; ancak güvenilir bilgi, ifade özgürlüğü politikası imkânları sağlanması, ayrıca kent yöneticileri tarafından belirleyici eylemlerin devreye sokulması gerekiyor,” diyor.