Çadırda YKS'ye hazırlık: Ders çalışmak da konsantre olmak da zor

Pelin Akdemir - Burcu Özkaya Günaydın

HATAY – Öğrencilerin üniversiteye girmesini sağlayan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS), 17-18 Haziran tarihlerinde yapılacak. Milyonlarca öğrencinin heyecanla beklediği sınav, deprem bölgesindeki öğrenciler için daha farklı anlamlar taşıyor. Evlerini, yakınlarını kaybeden, yaşadıkları şehirden taşınmak zorunda kalan, çadıra geçen pek çok öğrenci, sınava daha zor koşullarda hazırlanmak zorunda kaldı.

Vecihe ve Liyel Taş kardeşler de, Hatay’ın Defne ilçesi Çekmece Mahallesi’ndeki çadırda sınava hazırlanıyor.

Depremde hasar gören evlerinin önüne çadır kuran Taş Ailesi, aylardır burada yaşıyor. Liyel’in hedefi spor fakültesini kazanmak ancak depremden sonra spor yapamadığı için kaslarının erimesinden şikayetçi. Vecihe de çadırda ders çalışırken konsantre olmanın zor olduğunu belirtiyor.

Eğitim uzmanları da deprem bölgesinde sınava hazırlanan öğrencilerin, eşit koşullarda YKS’ye girmeyeceğini söylüyor.

‘5 KİŞİ BİR ÇADIRDAYKEN DERS ÇALIŞMAK ZOR’

YSK sınavına girecek 3 milyon 527 bin 466 kişiden ikisi de Taş kardeşler. Liyel Taş, depremden önce her gün spor yaptığını ve kendini yetenek sınavı için hazırladığını ifade ediyor. Ancak depremle yaşam koşullarının değişmesiyle spor yapamadığını anlatıyor. 5 aydır spor yapamadığı için kaslarının erimeye başladığını söyleyen Liyel Taş, deprem bölgesinde dengeli ve düzenli beslenmenin de zor olduğundan bahsediyor. Bu şartlara rağmen pes etmediğini belirten Liyel, şunları söylüyor: “Pes etmedim çünkü burada 2 yıllık bir emeğim var. Depremin ilk ayı hiçbir şey çalışamadım. Sonra çadır alanındaki öğretmenler kitap verdi, ders anlattı. Onun faydası çok oldu. Motive oldum. Fiziksel olarak normalde iyiydim ama beslenemedim, spor yapamadım, kaslarım eridi. Şu an fiziki sınavla geçemeyeceğim için yazılı sınavdan 400 puan almam lazım. 400 puan alırsam yetenek sınavına girmeden bölümü okuyabiliyorum. 5 aydır, 5 kişi bir çadırdayız. Konsantrasyonum kalmıyordu. Kurulu düzen yok; yemek, lavabo, duş, her şey sorun. Üstüne sınav stresi geldi. Yine de kendimi hazır hissediyorum, başaracağım.”

Kamu yönetimi bölümünü hedefleyen Vecihe Taş, çadırda ders çalışmanın zorluklarından bahsediyor. Vecihe Taş, “Şu an çadır sıcak, her yerde sinekler var. Kışın ise soğuktaydık. Küçücük çadırda 5 kişi kaldık. Konsantre olmak çok zor ama şartlar ortada. Mecbur olunca ayak uydurdum. Bu kadar can gitmiş, insanlar evsiz, ‘benim sınava hazırlanmam lazım’ diyemiyorum. Depremden önce de sonra da emek verdim. Tek istediğim bu karşılığı alabilmek” diye konuşuyor.

'SINAVA SADECE GİRMİŞ OLMAK İÇİN GİRECEKLER'

Eğitim uzmanları, Maraş depremlerinin etkilediği illerde YKS sınavına hazırlanan öğrencilerin, diğer şehirlerdeki öğrencilere göre dezavantajlı konumda olduğunu belirtiyor. Eğitim-İş Kahramanmaraş Şube Başkanı Fuat Kuyucu, depremden sonra açılan özel kurslarla öğrencilerin sınava hazırlanmaya çalıştığını söylüyor. Kuyucu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın faaliyete geçirdiği destekleme kurslarına ilişkin, “Destekleme kurslarının sonucunda alınan bir verim yok. Sadece ‘yaptık’ demek için yapılan işler bunlar. Eğitime ve bireye sunduğu bir katkı söz konusu değil” diye konuşuyor.  

Kuyucu, fizyolojik ihtiyaçların karşılanmasında sorunların devam ettiğini belirterek şöyle devam ediyor: “Sınava sadece girmiş olmak için girecekler. Deprem unutuldu ama burada sıkıntı devam ediyor. İnsanların fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamadan kaynak da verseniz, her imkanı sunsanız da bir anlamı yok. İnsanlar duygusal travmayı hala atlatamadı.”

‘SINAV EŞİT KOŞULLARDA OLMAYACAK'

Eğitim Sen Malatya Şube Başkanı Kazım Albayrak, sınavın öğrenciler için eşit koşullarda geçmeyeceğini ifade ediyor.

Albayrak da öğrencilerin öncelikle fizyolojik koşullarının düzeltilmesi gerektiğine işaret ediyor. Ayrıca öğrencilerin, psikolojik danışmana ihtiyacı olduğunu da sözlerine ekliyor. Albayrak, şehir dışında sınava girecek öğrenciler için, “Çocuklar gittikleri illerde belki uyuyamayacaklar, dinlenemeden sınava girecekler. Eşitsiz bir durumda olduklarının çocuklar farkında. Ülkemizde herkes her şeyi çabuk kabulleniyor” diyor.