Camcı: Halkın gönlü hâlâ HDP’de

HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Mehmet Şerif Camcı, HDP’ye yönelik baskıları ve siyasal gelişmeleri değerlendirdi. Camcı, cenazeye katılan milletvekilleri hakkında başlatılan soruşturmayı, mezar taşlarının değiştirilmesini ve Selahattin Demirtaş’ın önümüzdeki dönem yeniden genel başkan olması hakkında düşüncelerini de paylaştı.

Abone ol

DİYARBAKIR - Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Diyarbakır il kongresi geçen günlerde gerçekleşti ve İl Eş Başkanlığına Mehmet Şerif Camcı ile Filiz Buluttekin getirildi. HDP’li olmanın zor olduğu bir süreçte, Diyarbakır’da HDP İl Eş Başkanı olmak, deyim yerindeyse ateşten gömlek giymek gibi. Sadece Diyarbakır’da değil elbette, bütün Türkiye’de, OHAL’den sonra sık sık HDP’lilerin gözaltına alındığını ya da tutuklandığını duyar olduk. Camcı ile Buluttekin, siyaset yapmanın güç olduğu böyle bir zamanda Diyarbakır il eş başkanı oldular.

Yeni dönemi konuşmak üzere buluştuğumuz Mehmet Şerif Camcı’yı, yaklaşık 12 yıl boyunca Sarmaşık Derneği’nde yaptığı çalışmalarıyla tanıyorduk. Hatırlatalım, yoksullukla mücadeleyi hedefleyen, sivil toplum örgütleri, iş insanları ve siyasetçilerin desteğiyle kurulan dernek, Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılmıştı.

OHAL’in ilanından sonra HDP Eş Genel Başkanları ve milletvekilleri tutuklandı. Belediyelere vali ve kaymakamlar kayyım atandı, belediye başkanları tutuklandı. Bir yıllık süre içinde, gözaltına alınmayan bir tek HDP yöneticisi kalmadı. Bunları hatırlatıp konuşmaya başladığımız Mehmet Şerif Camcı, zor bir dönemde il başkanlığı görevini üstlendiğini kabul ediyor ve “Ama mücadele her koşulda devam ediyor” diyor.

‘TÜRKİYE TOPLUMUNUN İŞİ DAHA ZOR’

Türkiye’de siyaset yapmak üzerine konuştuğumuz Camcı, Türkiye’de yeni bir dönemin başladığını belirtti ve yeni dönemi şöyle tarif etti: “Yeni dönem devletin bir bütün olarak Türkiye’ye dayattığı, toplumu değiştirip dönüştürmeye çalıştığı tarihi bir dönemdir. Kürtlere yönelik sürdürdüğü yeni karakterde bir mücadele var. Ama bunun ötesinde, aslında Türkiye toplumuna nasıl bir yönelim içinde olduğunu görmek gerekir. Türkiye toplumu çok daha zor durumda. Cumhuriyet tarihi boyunca biriktirdiği her şeye, kültüre, toplumsal hafızaya saldırı var. İyi ya da kötü, eleştirilerimiz olsun ya da olmasın, Cumhuriyet tarihinin bir birikimi var ve bu bir zenginliği ifade ediyordu. 90 yıl boyunca siyasette, diplomaside, ekonomide, kültürde, estetikte bir şeyler birikti. Ama bunlar AKP yönetimi eliyle adım adım yeni bir formata dönüşüyor. Türkiye toplumu açısından bakacak olursak, işin trajik yönü, buna itiraz edebilecek ciddi bir muhalefetin olmamasıdır. 7 Haziran seçimlerinde HDP ile başlayan ve özlenen muhalefetin nereye evrildiği açıkça görülmüştü. HDP tüm halkların umudu olmuştu. Sağdan, soldan herkesin umudunu büyütmüştü. HDP’nin aldığı yüzde 13.8’in yüzde 50’lere evrilebileceğinin umudu yeşermeye başlamıştı. Ne olduysa bu aşamadan sonra oldu. Devlet, HDP’yi ve bileşenlerini bir tehdit olarak, toplumsal mühendislik olgularına yönelik ciddi bir tehdit olarak gördü. Demokratik siyasetin önü bu nedenle kapatılmak istendi. Faşizan baskıların tümünü göz önüne aldığımızda, devletin nasıl bir uygulama içinde olduğunu görüyoruz. En ufak bir demokratik tepkiye nasıl karşı konulduğunu, orantısız bir güç kullanıldığını ve toplumun sindirilmeye çalışıldığını biliyoruz. Türkiye toplumu bu anlamda biraz kabullenmiş, sinmiş gibi görünebilir. Ama öte yandan, tarihin çöplüğüne atılan, lanetlenen pek çok diktatörün ne durumda olduğunu görüyoruz.”

DİYARBAKIR’IN SESSİZLİĞİ

Şerif Camcı, içinde bulunulan siyasi ortamı Kürtler açısından da değerlendirdi. Baskılara rağmen Kürtlerin verdiği haklı bir mücadelenin sürdüğüne dikkat çeken Camcı, il eş başkanı seçildiği Diyarbakır için ise “Tarihsel rolünü her zaman oynamıştır” dedi.

Camcı şunları kaydetti: “Kürtlere yönelik katmerli baskılar, şiddet politikası uygulanmasına rağmen, Kürtlerin şu an durduğu yer farklıdır. Şu an sessiz görünebilir ama içten içe öfke biriktiriyor. Hangi toplumda olursa olsun, insanların tepki gösterme, itiraz etme, yapılan politikaları eleştirme hakkını elinden alırsanız bir yerde daha güçlü çıkar ortaya. Biz böyle bir dönemde göreve geldik. Biliyoruz ki halkın büyük çoğunluğunun gönlü hâlâ HDP’de. Bu bizim yükümüzü daha da ağırlaştırıyor. Bu kenti iyi tanımak lazım. Bu kentin bütün tarihsel yönelimlere rağmen kendine yakışır duruşu eninde sonunda gösterdiğini bilmek gerekiyor. Devletin bütün zor aygıtlarıyla bir toplumu teslim almış gibi görünebilirsiniz. Bu şekilde yönettiğinizi sanabilirsiniz. Ama bunu sürekli yapamazsınız, buna kimsenin gücü yetmez. Bu toplum dinamiktir ve şu anki sessizliğini düşünmek gerekiyor. Biz de bu dönemde yönetim olarak halkımızın içinde bulunduğu durumu, realitesini, ekonomik koşullarını, bize yönelik eleştirilerini ve beklentilerini dikkate alarak bir çalışma programı hazırlıyoruz. Bu kentin esas iradesini temsil edenlerin, milletvekili ve belediye başkanlarının, olması gereken yerlerde olması için çalışacağız. Çünkü Kürtler haklı bir mücadele yürütüyor. Kürtler yıllardır verdiği mücadelenin sonuçlarını almak istiyor. Bu sonuçlara giden yolda birlikte mücadele edeceğiz.”

MİLLETVEKİLLERİ HAKKINDA SORUŞTURMA

Geçen günlerde HDP’li milletvekilleri hakkında yeni bir soruşturma başlatıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, kırmızı listede aranırken, Şırnak’ta öldürülen Delal Amed kod adlı PKK üyesi Hülya Eroğlu’nun cenazesine ve taziyesine katılan HDP’li milletvekilleri Feleknas Uca, Sibel Yiğitalp, Berdan Öztürk, Nadir Yıldırım, Ahmet Yıldırım ve Leyla Birlik hakkında soruşturma başlattı. Milletvekilleri aynı zamanda, hükümete yönelik eleştirilerle dikkat çeken bir kesimin de eleştirilerine maruz kaldı.

Konuyla ilgili olarak, “Milletvekillerimiz ailenin acısını paylaşmıştır” diyen Camcı, eleştirilerin de haksız olduğunu belirtti  ve ekledi: “Vekillerin böylesi insani bir görevi, dini bir vecibeyi yerine getirirken siyasal bir linçle karşılaşmaları doğru değil. İslamiyet’te cenazeye yaklaşımın esasları nelerdir, diye sormak lazım. İslamiyet’te böyle bir ayrım olmadığını biliyoruz. Bizim bildiğimiz, hayatını kaybetmiş olan kişinin kimliği ne olursa olsun, onun bir ailesi vardır ve ailesinin bir acısı vardır. Bu insanların, bu acının yanında olduğunu göstermek kadar insani bir şey olabilir mi? Kaldı ki bu cenazede ne bir slogan, ne bir sembol, ne de bir siyasi mesaj vardı. Savcılık soruşturması, şu an yürütülen politikaların üstünü örtmeye yönelik, milliyetçi, şoven duyguları kabartmaya hizmet edebilecek, içi boş uygulamalardan öte bir şey değildir. Konuyla ilgili yorum yapan kimi aydınlar ise eminim ki gelen tepkilerden sonra değerlendirmelerini gözden geçirmişlerdir. Görüşlerine saygı duyan insanlara karşı bir mahcubiyet içine girdiklerini tahmin ediyorum. Nihayetinde düşüncelerini ifade ediyorlar, ancak insanları incittiklerini görmeleri gerekir, demekle yetinmek istiyorum."

MEZAR TAŞLARI DEĞİŞTİRİLDİ

Öte yandan Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nden alışılmamış bir talepte bulundu. Emniyet, belediyeden bazı mezar taşlarının değiştirilmesini istedi. Belediye bu talebi ikiletmeden harekete geçti ve üzerinde fotoğrafları ve kod adları bulunan mezar taşlarını gece yarısı değiştirdi. Ailelerin duruma itiraz etse de şimdiye kadar 25 mezarın mezar taşı değiştirilmiş bulunuyor.

Söz konusu mezar taşlarının daha önce de tahrip edildiğini hatırlattığımız Şerif Camcı, şunları söyledi: “Toplumun sinir uçlarına dokunmak bu ve benzer hareketlerle oluyor. Bu halk öfke biriktiriyor derken benzer şeylerin toplamından söz ediyordum. Başkaları gözünde nasıl nitelendirilirlerse nitelendirilsinler, hayatını kaybetmiş insanlar, ailelerinin biricik evlatlarıydı, canlarıydı. Bu tür yaklaşımlar her şeyden önce aileleri derinden üzüyor. Hiçbir bilgilendirme yapmadan bir gece yarısı kalkıp bu tür işleri yapmak, cenazeye de, mezara da, aileye de bir saygısızlıktır. Bu uygulama bir kez daha incitmiştir insanları ve acılarını bir kez daha tazelemiştir."

DEMİRTAŞ’IN YAPACAK İŞLERİ VAR

HDP’nin kongre tarihi yaklaşınca hapis yatan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’tan bir açıklama geldi. Demirtaş, hem mevcut koşullar hem de partinin tüzüğü gereğince, uygun görülürse görevi başka arkadaşlarına devredebileceğini ifade ediyordu.

Şerif Camcı’ya “Önümüzdeki kongreden sonra Demirtaş’ı yeniden Eş Genel Başkan olarak görebilecek miyiz” diye sorduk. Camcı şu yanıtı verdi: “Bize göre Selahattin Bey sadece Kürtler için değil, Türkiye için ciddi bir şanstır. Bu şans yok edilmeye çalışılıyor. Selahattin Bey ciddi toplumsal karşılığı olan bir liderdir. Dünya liderleri arasında ağırlığı olan siyasal liderlerden biridir. Türkiye toplumu içinde kabul görmüştür. Genel başkanımızın daha yapacağı işleri olduğuna inanıyoruz.”