14 Mayıs 2023 seçimleri sonucunda Hatay ilinden Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili seçilen Av. Can Atalay, Anayasa’nın çok açık hükmüne rağmen tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden tahliye edilmiyor.
Can Atalay’la cezaevine girmeden önce tanışıyorduk. Bir hukukçu olarak Soma’da iş cinayeti sonucu ölen madencilerin haklarını savunuyordu, bunun yanı sıra birçok toplumsal olayda mağdurların, ezilenlerin, emekçilerin yanındaydı.
Gezi olayları sırasında da “Taksim Dayanışması” içinde görev alıyordu. Daha önceden beraatle sonuçlanmış olan Gezi Parkı Davası, yeniden görülmeye başladı. Sonuçta yedi arkadaşı ile birlikte bir yıldan fazladır cezaevinde bulunuyor.
HEP UMUDU KORUMAK
Cezaevinde bulunan Can Atalay’la milletvekili seçilmeden önce mektuplaşmaya başlamıştık. Can’a yazdığım mektubun sonuna da, Nazım Hikmet’le birlikte hapis yatan A. Kadir’in bir şiirini koymuştum. A. Kadir, tahliye olduktan sonra cezaevinde bulunan arkadaşı Nazım’a şöyle bir şiir yazar:
"Bir gün gelir,
her şey unutulur,
açlık, sürgün, hapishane,
ve yıllarca takip edildiğimiz
sokak, sokak.
Bir gün gelir,
dünyamız aydınlık olur,
dünyamız kurtulur,
O zaman ben,
pazarları evinde ziyarete gelirim sana."
Can da, 6 Ağustos 2022 tarihinde bana yazdığı mektupta, Edip Cansever’in bir şiiriyle yanıt vermişti. Edip Cansever, şöyle diyordu:
"Umudu dürt,
Umutsuzluğu yatıştır…"
YARGITAY’DAN TAHLİYEYE RET
Can Atalay, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde Hatay ilinden Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili seçildi. Seçilmeden önce adaylığı Yüksek Seçim Kurulu tarafından kabul edildi. Milletvekili seçilince mazbatasını aldı.
TBMM’deki yemin töreni sırasında adı okundu. TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na seçildi. Ancak bir türlü tahliye edilmiyor. Anayasa’nın 83. maddesine göre, “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği öne sürülen milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz”.
Bu Anayasa’nın açık hükmüne ve mazbatasını alıp TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na da üye olarak seçilmesine rağmen tahliye işlemi gerçekleştirilmedi.
Atalay’ın avukatları, kendisinin hükümlü değil tutuklu olması nedeniyle milletvekili seçildiği için yargılamanın durması gerektiğini belirterek Yargıtay’a tahliye talebiyle başvurdu. Yargıtay Başsavcılığı da, Atalay’ın yargılandığı Gezi Parkı davasıyla “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne karşı işlenen suçların yasama dokunulmazlığı kapsamı dışında olması” gerektiğini iddia etti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi de, 13 Temmuz 2023 tarihinde verdiği kararda, Atalay’ın tahliye talebini reddetti. Yargıtay’ın kararında, Anayasa Mahkemesi’nin daha önce milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Leyla Güven’in bireysel başvurularında verdiği ihlal kararları da eleştirildi.
Yargıtay’ın kararında, Can Atalay’ın Gezi Davası ile ilgili işlediği “suçun” Anayasa’nın 14. maddesindeki “temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılması” ile ilgili olduğu öne sürülerek yasama dokunulmazlığından yararlanamayacağı ifade edildi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin bu kararına karşı yapılacak itiraz, Yargıtay 4. Ceza Dairesi tarafından karara bağlanacak.
TBB: EMSAL KARARLARA AYKIRI
TİP, Yargıtay’ın bu kararının Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını tanımadığı anlamına geldiğini belirtti. TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder de, bu kararın siyasi iradeye yapılmış bir müdahale olduğunu söyledi.
CHP Grup Başkanı Özgür Özel de, “Karar, hem hukuka aykırıdır, hem millet iradesine başkaldırıdır, hem de yargı erkenin yasama organına müdahalesidir. Bu karardan bir an önce dönülmeli, Atalay derhal tahliye edilmelidir” diye konuştu.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. Erinç Sağkan da, görüşünü şöyle açıkladı:
“Yargıtay’ın Can Atalay kararı, Anayasa Mahkemesi’nin ‘Anayasa’nın 14. maddesinin hak ve özgürlükler lehine olacak şekilde dar yorumlanması gerektiği’ yönündeki emsal kararlarına açıkça aykırıdır. Bu karar, bir milletvekilinin parlamentoda görev yapmak hakkını ihlal ettiği gibi yurttaşlarımızın seçme hakkını da yok saymıştır.”
ÜLGEN: TAHLİYE DOLARA BAĞLI
Deneyimli hukukçu avukat Celal Ülgen de, 14 Temmuz 2023 akşamı Tele-1 televizyonunda katıldığı bir programda, Yargıtay’ın Atalay’ın tahliyesine ilişkin ret kararını yorumladı. Celal Ülgen, “Yargı, giderek daha katı bir tutum izlemeye başladı. Daha önce milletvekilleri Enis Berberoğlu, Gülten Kışanak, Ömer Faruk Gergerlioğlu kararlarına aykırı bir durum söz konusudur. Onlar, tutuklu bulundukları cezaevinden tahliye edilmişlerdir” dedi.
Av. Ülgen, biraz esprili bir biçimde “Bu tahliye meselesi, dolara bağlı gözüküyor. Hükümet, AB’ye doğru yelken açıyor, dolara da ihtiyaç var. Bu dolar sevdası nedeniyle Atalay’ın bırakılması mümkün olabilir” diye görüş belirtti.
Celal Ülgen, tüm yolların kapalı olması halinde Can Atalay’ın tahliye konusunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar gidebileceğine de işaret etti.