“Ben Adalet Yürüyüşü’nün 25 gününde de vardım… Ben iş yerimden izin aldım, Eskişehir’den gidip 10 gün yürüdüm… Sakarya’daki sıcak neydi öyle, gölgede 40 derecede yürüdük… Asıl Kızılcahamam’ı çıkarken yağmur nasıldı, 24 saat durmadı… Maltepe’de en az 1 milyon kişi vardı…"
Çanakkale’de düzenlenen Adalet Kurultayı devam ederken benim de bir gazeteci olarak büyük kısmını izlediğim Adalet Yürüyüşü anılarımı yazdığımı düşünmeyin. 3 gündür Adalet Kurultayı’nı izliyorum ama en çok tanık olduğum sohbet Kurultay değil, Adalet Yürüyüşü.
25 günlük yürüyüşün bir bölümünde yer almış veya Maltepe’deki mitingde bulunmuş çok sayıda Kurultay katılımcısı neredeyse aynı heyecan ve coşkuyla Çanakkale’deydi. Katılımın yüksekliği CHP yöneticilerini de şaşırttı. 10 bin kişi olarak hedeflenen Kurultay katılımı, ilk gün yetmeyen yemek ve ek sandviçlerin sayısına bakılırsa 20 binin üzerindeydi.
Gelenler heyecanlarına heyecan katmak için buradaydı ama adalet sorunlarının masaya yatırıldığı, biraz teknik olarak da nitelendirilebilecek onlarca panel ve çalıştay bunu sağlamadı. Bu açıdan Kurultay’a yürüyüşün heyecanıyla gelen vatandaşların “hayal kırıklığı” yaşadığını söylemek yanlış olmaz.
Diğer taraftan asıl hedef, eğitimden yargıya, ekonomiden medyaya bir dizi konuyu adalet başlığı altında tüm ayrıntılarıyla tartışmaktı. Türkiye’nin dört bir tarafından, farklı örgüt ve yapılardan, birçoğu bağımsız uzman burada kendi alanlarında söz söyledi. Hayvansal üretim de, adalet de konuşuldu, hasta hakları da tüketicilerin sorunları da. Bu tartışmaların işe yarayıp yaramayacağını çıkan sonuç bildirgelerinden ve bunların uygulamada nasıl karşılık bulacağında göreceğiz.
Adalet Kurultayı’nda birçok başlık konuşuldu ama eksikliği ifade edilen konu Türkiye’nin en temel sorunlarından biri olan Kürt sorununa özel bir başlık ayrılmaması oldu. Üstüne “kurumsal davet” yapılmadığı gerekçesiyle HDP’den bireysel davet edilen siyasetçilerin katılmaması da sohbetlerde konuşuldu.
“Muhafazakarlardan ve Kürtlerden oy alınamadığı sürece iktidar hayaldir” diyen bir panel konuşmacısı, “Pozitif etkileşim matematiksel toplamdan fazlasıdır” diyerek bu eksiğin büyüklüğüne dikkat çekti.
CHP kanadında ise farklı yorumlar vardı. İddialara göre ana panellerin yarıya yakınında HDP’li siyasetçilerin de isimlerine yer verilmek istendi, ama program hazırlanırken bu isimlerin büyük kısmının üzeri çizildi. Bunu anlatan CHP’li siyasetçinin emin olduğu tek şey bu isimleri çizenin Kılıçdaroğlu olmadığı. Aynı partiliye göre eğer daha çok HDP’li davet edilseydi bu kurumsal katılım tartışması da yaşanmazdı.
Kurultay’ı organize eden bir başka yöneticiye göre ise aslında Çanakkale, Kürtlerin katılımı için özellikle seçildi. “Kürtlerin kabul ettiği tek milli merkez Çanakkale. Biz bir anlamda onların katılımı için Çanakkale’de yaptık” diyen siyasetçi daha önce ifade edildiği gibi, hiçbir partiye kurumsal davet yapılmadığını, ama HDP’den bireysel olarak 7-8 siyasetçiye davet gönderildiğini anlattı. Durumu hangi açıklama yansıtıyor tam bilmiyoruz, ama bu eksik Kurultay’da hissedildi ve özellikle çalıştaylarda ortak mücadelenin önemine vurgu yapan çok sayıda konuşma yapıldı.
HDP eksiği konuşulurken Adalet Kurultayı’nın ana panellerinde muhafazakar kimliği ile bilinen Abdüllatif Şener, İhsan Eliaçık, Fatma Bostan Ünsal, Mete Gündoğan, Levent Gültekin gibi çok sayıda isim yer aldı. İzleyicilerin büyük kısmını CHP’lilerin oluşturduğu panellerde bu isimlerin yaptığı konuşmalar coşkulu alkışlarla karşılandı. Büyük kısmı bir dönem AK Parti içinde politika yapmış bu isimlere gösterilen ilginin geleceğe dair bir umudu yansıttığını söylemek yanlış olmaz.
Adalet Kurultayı’nda önemli başlıklarda bir dizi çalıştay yapıldı. Aynı anda 10 çalıştayı izlemek mümkün değildi ama yine de ağaçların altına kurulan masalarda saatlerce süren toplantılardaki konuşmalara ara ara kulak verdik. “Soma ve Şirvan işçilerine adalet” başlığıyla yapılan çalıştayda, yakınını kaybeden anne yaşadıklarını anlattıktan sonra sözlerini, “CHP’ye de bir şey söylemek istiyorum” diye bağladı. Kılıçdaroğlu’na seslenen anne, “Eyy Kılıçdaroğlu, 301 kişi öldüğünde bu bardak niye taşmadı?” diye sorup mikrofonu bıraktı.
Adalet Kurultayı tamamlandığında 4 günde 8 panel, 60'a yakın çalıştay ve 600'e yakın konuşma yapılmış olacak. Şimdi gözler konuşmaların ardından çıkacak sonuç bildirgesinde. Bildirgede ne olacağını bilmiyoruz ama "adalet" talebinin 2019 seçimlerine uzanan süreçte tüm muhalefetin ana gündem maddesi olacağı kesin.