Çankaya'da Ali Kitapcı Parkı açıldı
10 Ekim katliamında hayatını kaybeden BTS üyesi, anarko-sendikalist Ali Kitapcı’nın adının verildiği parkın açılışı bir forumla gerçekleşti.
ANKARA - 10 Ekim 2015’te Ankara Garı’nın önünden başlayan Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi’ne yönelik IŞİD saldırısı sonucu hayatını kaybeden 102 kişiden biri olan Ali Kitapcı’nın adı Çankaya Belediyesi tarafından bir parka verildi. Dostları, sendikacı arkadaşları parkın açılışını bir forumla gerçekleştirdi.
DİRENİŞ, DAYANIŞMA, HUKUK, 10 EKİM VE ALİ KİTAPCI ANLATILDI
“10 Ekim’in ardından…” başlıklı forumun moderatörlüğünü Ankara Üniversitesi(A.Ü.) Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’ndeki görevinden ihraç edilen akademisyen Süreyya Karacabey yaptı. Aylardır Yüksel Caddesi’nde devam eden “İşimi geri istiyorum” eylemlerinin sembol isimlerinden Veli Saçılık “Direniş”i anlattı. A.Ü. Eğitim Bilimleri Fakültesi’ndeki görevinden ihraç edildikten sonra bir grup akademisyenle kurdukları Ankara Dayanışma Akademisi(ADA) ile akademisyenlerin üniversitelerin dışında da üretebileceklerini ispatlayan hocalardan Nuray Türkmen “Dayanışma” üzerine bir sunum yaptı. A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden ihraç edilen akademisyenlerden Anayasa Hukukçusu Dinçer Demirkent “Devlet-hukuk-adalet” kavramlarının ilişkisini ele aldı. 10 Ekim Davası Avukat Komisyonu’ndan Nuray Özdoğan, IŞİD katliam davalarının takibinin önemine değindi. Katliamda kendisi gibi avukat olan eşini kaybettikten sonra 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği’ni kuran Mehtap Sakinci Coşgun derneğin kuruluşunu anlattı. Anarşist yayınevi Kaos Yayınları’ndan Gazi Bertal uzun yıllardır tanıdığı Anarko-Sendikalist Ali Kitapcı’dan söz etti. Forumun sonundaki “açık mikrofon” bölümünde dostları, sendikacılar Ali Kitapcı’yla anılarını, 10 Ekim’in bıraktığı izleri paylaştılar.
'BU PARK, GİDERAYAK MELİH GÖKÇEK’E YAPTIRMADIĞI GAR ANITINI HATIRLATSIN'
Ali Kitapcı’nin hayat arkadaşı sendikacı Emel Kitapcı, forumun açılış konuşmasını yaptı. Emel Kitapcı, “Çankaya Belediyesi’ne bu duyarlılığından ve bugünkü katkılarından ötürü teşekkür ediyorum. Kim bilir belki bu duyarlılık giderayak Melih Gökçek’e de Belediye Meclisinde karar alınmasına rağmen yaptırmadığı Gar Anıtını hatırlatır… Bu karanlığı hep beraber hepimiz için yırtacağız.” dedi. Forumun moderatörü Süreyya Karacabey, “Ali Kitapcı Parkının üzerinde kuşlar uçacak, çocuklar şarkı söyleyecek. Bir acıyı mecburen, bu coğrafyada bize başka bir şey bırakılmadığı için hafıza içeriklerine ve bir tür direnişe çevirmek zorundayız. Unutmayalım diye anlatacağız. Birbirimizle paylaşacağız. Gidenleri selamlayacağız ve onlar unutulmasın diye hikayelerini anlatacağız. Başlangıcı umudumuz Veli’ye verdik. Direnerek bize bir şeyler öğretiyor diye.”
'YENİ BİR SOL DAYANIŞMAYI YARATMAYA İHTİYAÇ VAR'
Veli Saçılık: Geçen yıl birinci yıl dönümünde biz gara yürümek istediğimizde üzerimize gaz attılar, bize saldırdılar. Bu katliamı sahipleniştir. 10 Ekim katliamından sonra yeterince mücadele verebilseydik sonra yaşananlar olmayacaktı, bizler ihraç edilmeyecektik. Bu bir iklim, bu iklime karşı durabilmek gerekiyor. Nuriye(Gülmen)’nin o anıtın önüne çıkmasını bir kafa tutmak olarak görüyorum. Bugün bu inadı sürdürüyoruz. Ali Kitapcı’nın, Emel Kitapcı’nın sıkılı yumruğuyuz.
Nuray Türkmen: Dayanışma hem güçlü hem naif bir kavram… Sol’un gerçek bir dayanışma geleneğinden bahsetmek çok mümkün olmuyor maalesef… Direniş ve dayanışmanın diyalektik ilişkisini düşünerek yeni bir toplumsallık inşasını, eşitlerarası bir ilişkiyi önüne koyan, kendi kurgusunu dayatmak yerine belki bir miktar gelenekten esaslı bir kopuşla yeni bir sol dayanışmayı yaratmaya ihtiyaç var.
Dinçer Demirkent: Mevcut devlet hukuk ve adaleti gömdü, bir enkaza çevirdi. Devletin kendisi şu anda bir enkaz durumda. Devletin çete hali olarak bildiğimiz öz hali, o ur bugün topluma egemen olmuş durumda. Burjuvazinin tanımak zorunda kaldığı emekçi hakları, insan hakları ayaklar altında. Herkesin bildiği şekilde devletten kopmuş bir adaleti yaratacak yeni bir hukuku ancak bu dayanışma ilişkileriyle yaratacağız.
Nuray Özdoğan: Bu dava dosyaları devlete, kamuya dair çok şey söylüyor. Burada bir ihmal yok. Ne yazık ki bir siyasi katliamlar dizisi var. Dava dosyası bize bunun netliğini gösteriyor… Hanım Tuğluk’un cenazesine saldıranların duruşmasında bizim sorularımıza sanıklar “susma hakkımı kullanıyorum” diye cevap veriyor. İncek köylülerinde bu bilgi nasıl oluşuyor? Bu bir akıl ortaklığı. 10 Ekim’den sonra 2 bine yakın isim teşhir oldu o dava dosyalarında ve Türkiye’de eylem kapasiteleri azaldı.
Mehtap Sakinci Coşgun: Bizim mücadelemiz, geride kalanların yaşayabilmesinin mücadelesi oldu. Ölenlerin büyük çoğunluğu “efsane bir miting yapacağız” diyerek başka illerden halaylarla yola çıkan ve miting alanına ilk gelenlerdi. Onların aileleri belki Ankara’ya bir daha gelmemeye tövbe ettiler ama biz burada yaşayanlar o garın önünden geçmek zorunda kalıyoruz. 1.5 yıldır dernek olarak yaptıklarımızı ana akım medya görseydi bunlar belki uluslararası platformda da ses getirebilirdi.
Gazi Bertal: Ali hem çok güçlü kahkaha atar hem de coştururdu. Ali ile Irak Körfez Savaşı sürecinde tanıştım. Ali’yi çok sevdim. Ankara’da çok güçlü bir kitle olduğu, Ankara’daki arkadaşlarla konuşsak neredeyse savaşı durduracağız gibi bir hava oluştu bende. Bir süre sonra Ali sendikacılığa başladığını söyledi ve gördüm ki Ali Anarko-Sendikacılığa çok yakışan bir insan.
SOKAK AKADEMİSİ’NDEN ANARKO-SENDİKALİZM DERSİ
Sokak Akademisi de yeni sezonda açılış dersi için adres olarak Ali Kitapcı Parkı’nı seçti. 8 Ekim Pazar günü saat 15 00’te, “Ali Kitapcı şahsında 10 Ekim’de yitirilenlerin anısına” Recep Akgün, Anarko-Sendikalizm dersi verecek.
(DUVAR)