Çay Kanunu Değişikliği Meclis'te: Üreticinin ölüm fermanı

Çay üreticilerinin uzun süredir beklediği kanun teklifi Meclis'e sunuldu. Muhalefete göre düzenleme, çay üreticisini ve ÇAYKUR’u tamamen tasfiye ederken, Karadeniz’de tekellere alan açacak.

Abone ol

ANKARA - AK Parti, uzun süredir kamuoyunda tartışılan çay üretimi ve çay fiyatlarının açıklanmasını da içeren 'Çay Kanunu'nda Değişiklik' öngören yasa teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Rize Milletvekili Hayati Yazıcı’nın ilk imzacısı olduğu 15 maddelik kanun teklifiyle çay tarımı ve yaş çay yaprağı satışı ile kuru çay üretimi ve satışına dair usul, esas ve yükümlülükler düzenleniyor.

YAŞ ÇAY FİYATINI 'ULUSAL ÇAY KONSEYİ' BELİRLEYECEK

Kanun teklifinin yasalaşması halinde çay tarım alanları, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tespit edilecek; bu alanlar dışında çay tarımı yapılamayacak. Çay tarım alanlarına giren yerlerde çay bahçesi kuracak olanlar, önceden ruhsat almak zorunda olacak. Şartları taşımayanlar, giderleri sorumlusuna ait olmak üzere Bakanlık tarafından söktürülecek.

Teklife göre çay tarımı da kendi adına düzenlenen çay bahçesi ruhsatına sahip, gerçek veya tüzel kişiliğe haiz yaş çay üreticileri tarafından yapılacak veya yaptırılacak. Yaş çay üreticileri, Bakanlığın ilgili kayıt sistemine kayıtlı olmak ve üretimde bulunduğu sürece kayıtlarını güncellemek zorunda olacak.

Düzenlemeye göre yaş çay alım fiyatı Ulusal Çay Konseyi tarafından belirlenerek ilan edilecek. Yaş çay alım fiyatı, arz ve talep durumu ile üretim maliyetleri dikkate alınarak her yıl hasat dönemi başlamadan önce belirlenecek.

KURU ÇAY ÜRETİMİNDE ÖZEL SEKTÖRE LİSANS ŞARTI

AK Parti'nin Meclis’e sunduğu kanun teklifinin en tartışmalı maddesi ise gerçek ve tüzel kişilere, gerekli izinleri almak koşuluyla kuru çay üreten işletmeler kurabilmelerinin öngörülmesi. Bakanlık, kuru çay üreten işletmelerin ham madde teminini ve pazarlama yöntemlerini dikkate alarak, işletmeleri A, B ve C lisanslı işletmeler olarak gruplandıracak.
Buna göre, A lisanslı işletme; “Yaş çay yaprağını işleyerek kuru çay ürünleri elde edebilen ve bunları dökme çay olarak borsada satabilen, kendi ürettiği veya satın aldığı kuru çay ürünlerini kendi paketleme tesislerinde paketleyip tüketiciye arz edebilen" olarak tanımlanıyor. Ayrıca kendi namına tescilli ürün markası olduğuna dair marka tescil belgesi bulunan gerçek ya da tüzel kişilere ait kuru çay işletmeleri olarak da ifade ediliyor.
B lisanslı işletme; "yaş çay yaprağını işleyerek kuru çay ürünleri elde edebilen ve bunları dökme çay olarak borsada satabilen gerçek ya da tüzel kişilere ait kuru çay işletmeleri" olarak belirleniyor.

C lisanslı işletme ise "satın aldığı kuru çay ürünlerini, kendi paketleme tesislerinde paketleyip tüketiciye arz edebilen gerçek ya da tüzel kişilere ait kuru çay işletmeleri" olarak düzenleniyor.

YAŞ ÇAY ALIMINI SADECE A VEYA B LİSANSINA SAHİP İŞLETMELER YAPABİLECEK

Kanun teklifine göre, yaş çay alımını sadece A veya B lisansına sahip işletmeler yapabilecek. A veya B lisansına sahip işletmeler ihtiyaç duydukları yaş çayı, ruhsatlı alanda kanunda belirtilen şartlara uygun şekilde üretim yapan çay üreticilerinden veya bu üreticilerin üyesi olduğu üretici örgütlerinden temin edecekler.

A veya B lisanslı işletmeler, ihtiyaç duydukları yaş çayı sözleşmeli üretim ile temin edecekler, her pazarlama yılı için sözleşmeli olarak temin edilmesi gereken asgari yaş çay miktarını Bakanlık belirleyecek.

MUHALEFET NE DİYOR?

Muhalefet partilerine göre AK Parti’nin “Hedefimiz üretici ve tüketiciyi korumak, Türk çayını dünya markası haline getirmek” sözleriyle açıkladığı kanun teklifi, 'tam anlamıyla çay üreticisinin ölüm fermanını imzalamak' anlamına geliyor. Aynı zamanda ÇAYKUR’un devre dışı bırakılmak istendiğine dikkat çeken muhalefet, düzenlemeyle özelleştirmenin kanun eliyle meşrulaştırılacağını ifade ediyor.

BEKAROĞLU: BU TEKLİFTE ÜRETİCİ YOK

Rizeli olan CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, kısa süre önce Meclis’e sundukları ‘Çay Kanunu’ teklifinin AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildiğini hatırlattı, iktidarın hazırladığı bu düzenlemenin çay üreticisinin ihtiyaçlarına cevap vermediğini söyledi. Çay Kanunu teklifinin; çay tarımı, sanayisi ve ticareti konularında hiçbir düzenleme içermediğini ifade eden Bekaroğlu, teklifinin yapım aşamasında da hiçbir üretici veya üretici örgütü ile temasa geçilmediğini, düzenlemede üreticinin olmadığını vurguladı.

CHP'li Mehmet Bekaroğlu

Devletin koruması gereken zayıf durumdaki çay üreticisinin bu düzenlemeyle daha da zayıflatılarak yok edileceğinin altını çizen Bekaroğlu, “Rize’deki çay üreticisinin derdi kontenjan ve kotadır. Buradaki üretici 'ÇAYKUR’un açıkladığı fiyatla çayımızı satamıyoruz' diyor. Bu kanun teklifinde üreticinin bu talebine ilişkin bir düzenleme yok. Çünkü teklifte üretici yok. Bu teklif tamamen çay üreticiliğini kanun eliyle özelleştirmeyi meşru kılıyor. Yani diğer deyişle ÇAYKUR devre dışı bırakılıyor” dedi.

'KANUN ÇIKARSA HAYATİ YAZICI RİZE'YE ADIMINI ATAMAYACAK’

CHP’li Bekaroğlu’na göre söz konusu kanun teklifinin yasalaşması, çay üreticisinin ‘ölüm fermanı’ anlamına gelecek. Düzenlemeyle büyük firmalara çay üretim lisansı verildiğine dikkat çeken Bekaroğlu, şunları söyledi: “Bugüne kadar bu bölgelerdeki çay üreticisi bireylerdi. Yani kişiler üreticilik yapardı. Bu kanun teklifiyle ilk defa tüzel kişiler geliyor. Zaten büyük firmalar o bölgede zor durumda kalmış insanların çay tarlalarını satın almaya, toplamaya başlamıştı. Bu uygulama daha da artacak. Yani kanun eliyle çay üretimi özelleştirilecek. Bu yüzden bölgedeki çay üreticisi, bu kanunu bu haliyle Tayyip Bey de anlatsa asla kabul etmez. Hayati Yazıcı bu kanunu çıkarsın, Rize’ye adımını atamayacak. Çünkü bu kanun, Rize’deki çay üreticilerinin ruhuna Fatiha okutacak bir kanun.”

HDP: ÇAY ÜRETİCİSİNİ TASFİYE ETMEYE YÖNELİK

Rizeli HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni’ye göre de Meclis’e sunulan kanun teklifi, tamamen çay üreticisini ve ÇAYKUR’u tasfiye etmeye yönelik ve hiçbir talebe çözüm üretmiyor. Karadeniz'deki çay üreticilerinin özellikle bu yıl çok ciddi rahatsızlıkları olduğunu, çözüm aşamasında birçok eyleme imza attıklarını ifade eden Çepni, üreticinin öncelikli talepleri arasında kota ve kontenjan uygulaması ile taban fiyatın belirlenmesi olduğunu söyledi. İktidarın bu taleplere çözüm üretmek yerine bizatihi sorunların kaynağını derinleştirmeyi amaçladığını ifade eden HDP'li Çepni, “ÇAYKUR, 2016 yılında Varlık Fonu’na devredildikten sonra her yıl ortalama 500-600 milyon TL zarar etmeye başladı. Öncesinde her yıl ortalama 80 milyon civarında kar eden kuruluş, Varlık Fonu’na devredilince kat be kat zarar ediyor. Şimdi bu düzenleme ile de bu zarar kanuna uydurulmaya çalışılıyor” dedi.

HDP'li Murat Çepni

‘ULUSLARARASI TEKELLERE KARADENİZ’İ PEŞKEŞ ÇEKMEYİ HEDEFLEYEN BİR TEKLİF’

Gerçek ve tüzel kişilerin fabrika kurabilmesi maddesinin teklifin en kritik düzenlemesi olduğunu belirten Murat Çepni, hâlihazırda özel fabrika sayısının ÇAYKUR’a ait fabrika sayısından fazla olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: “ÇAYKUR, geçen sene çayın taban fiyatını 4.70 TL olarak açıklamıştı. Fakat özel sektör bu çayı 2 buçuk TL civarında aldı. Üretici çok büyük zarar etti. Şimdi bu madde ile özelleştirmenin önü tamamen açılıyor ve ÇAYKUR tamamen devre dışı bırakılıyor. Böylece Karadeniz kırsal üreticisi büyük çay şirketlerine mahkûm kalmış olacak. Sonuç olarak bu düzenleme çay üreticilerinin tümüyle tasfiye edilmesine imza atan ve uluslararası çay tekellerine Karadeniz’i peşkeş çekmeyi hedefleyen bir kanun teklifidir.”