Caz ve R&B birleşti: José James!

Eda Solmaz

Bir festivalden beklentiniz tam olarak nedir? Sevdiğiniz müziği dinlemek, arkadaşlar ile bir araya gelmek, stresli anları bir süre bile olsa hayatınızdan uzak tutmak ya da hepsi… Her festivalin ayrı bir karakteri olduğunu düşünenlerdenim. İstanbul Caz Festivali bazen keşif, bazense yıllarca hayranlıkla dinlediğim isimleri canlı izleme şansı yakaladığım anları bana sağladı. Şehrin birçok yerine dağılan konser mekanları, sıkışıp kaldığımız mahallerimizden dışarı çıkmamıza da neden oluyor. Bu yıl izleyeceğim konserleri seçerken yenilikçi işlere imza atmış müzisyenleri listeme almaya karar verdim. Çünkü geleceğin müziğini keşfetmek için bir festivalden daha iyi ne olabilir ki!

R&B ve cazın birbirinden apayrı müzik kategorileri olarak düşünüyorsanız eğer daha önce José James’i hiç dinlemediniz demektir. Çağdaş cazın son dönemdeki en dikkat çekici sesi 26. İstanbul Caz Festivali kapsamında bu iki ayrı gibi duran ama birbirini besleyen türleri harmanladığı şarkıları ile hayranlarının karşısına çıkacak.

İlk albümünü 2008 yılında çıkaran müzisyeni dünyaca ünlü plak şirketi Blue Note’un da fark etmesi tabii ki çok zaman almadı. Sesinin kitlelerce duyulması da bu anlaşmayla oldu ve plak şirketinden 2013 yılında ‘No Beginning No End’ albümünü çıkardı. Bu sayede 30 kişilik sahnelerden binlerce kişilik mekanlara transfer olup sesini duyurdu. Müziğinde uluslararası bir dil geliştirmeye çalışan sanatçı, beraber çalıştığı müzisyenler ve şarkı sözlerinde bu çeşitliliğe dikkat ediyor. Modern cazın en kendine has isimlerinden biri olmasını sağlayan ise her albümünde müzikal dilinden, imajına kadar her şeyi değiştirerek dinleyicisinin karşısına çıkması. James’in tekdüzelikten uzak müziğinde ise saygı albümlerinin önemli bir yeri var. 2015 yılında Billie Holiday’e adadığı ‘Yesterday I Had The Blues: The Music Of Billie Holiday’de ikonik şarkıları kendi tarzında yorumladı.

Geçtiğimiz yıl ise ‘Lean On Me’ albümünü dinleyicisine sundu. James, bu albümün turnesi kapsamında ise İstanbul Caz Festivali sahnesinde olacak. 70’lerin romantik soul müzisyenlerinden Bill Withers’a adanan bu saygı albümünde 12 şarkısını seslendirdi. Albüm ikonik Capitol Studio’larındaki Studio B’de rüya takım basta Pino Palladino, tuşlularda Kris Bowers, gitarda Brad Allen Williams ve davulda Nate Smith ile kaydedildi. James belki de bildiği en iyi şeyi yaparak caz ve R&B’yi, dünü ve bugünü bir arada sunmayı başardı. Withers’ın ikonik şarkısı 'Ain't No Sunshine' ve ‘Lean on Me’ye getirdiği yorum ise otoriteler tarafından tam not aldı. Verdiği röportajlarda bu albümün turnesi kapsamında şarkıları seslendirirken çok derin bir duygu seline kapıldığı ve seyirciden de aynı hissiyatı yakalamak istediğini vurguluyor. Ayrıca hala hayatta olan bu efsanenin bir gün konserine gelmesinden dolayı heyecanlandığını ve bu turnedeki her performansı sanki Withers izleyecekmiş gibi en iyi şekilde sunmaya gayret ettiğini belirtiyor.

Amerika, Minneapolis doğumlu James’in büyürken dinlediği müzikler arasında Michael Jackson ve Prince yer alırken, onun Withers gibi müzisyenlerin şarkılarını seslendirmesi türler arasında geçiş yapmayı ne kadar sevdiğinin de kanıtı. 41 yaşındaki müzisyen kendi kuşağından çok farklı bir müzik türüne ses verdiğini de itiraf ediyor. James, "Hip hop çağındayız ve ben ise caz müzik yapıyorum. Aslında bu iki müzik türü birbirleri ile bağlantı içinde. Birçok hip hop sanatçısı ve prodüktör canlı performansları sırasınca caz müzisyenlerini tercih eder. Amerikan müziğini ele aldığınızda birçok şarkının içinde mutlaka caz ritimlerine rastlarsınız. Popüler kültürü takip eden dinleyicinin de Bill Withers gibi ikonların şarkılarını bilmesi gerektiğine inanıyorum. Ben de bunu sağlamaya çalışıyorum” diyor. Festivalin dikkat çekici konuğu José James’ın performansını merak içinde bekliyoruz!