Çelik: Sosyal medya şirketleri devlet gibi davranıyor
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün korona virüsü aşısı yaptıracağını açıkladı. ABD Başkanı Trump'ın sosyal medya hesaplarının askıya alınmasıyla ilgili soru üzerine Çelik, "Sosyal medya şirketlerinin bir devlet otoritesi gibi davranması dünyanın her tarafında eleştiriliyor" dedi. Whatsapp'ın gizlilik sözleşmesindeki değişikliği hatırlatan Çelik, “Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının verilerini onların rızası olmadan başkasıyla paylaşamaz” diye konuştu.
DUVAR - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti MYK toplantısının ardından korona virüsü (Covid-19) aşısı yaptıracağını söyledi.
Partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen Çelik, şunları söyledi:
“Aşı konusunda toplumumuza her konuda olduğu gibi önderlik etmek için ve teşvik etmek için toplantımızdan sonra Sayın Cumhurbaşkanımız aşı olacaklardır. Bunun kamuoyuyla paylaşılmasını istemişlerdir. Sayın Cumhurbaşkanımız bu konudaki tereddütlerin ortadan kalkması ve toplumumuzun sağlığının korunması için bu görüşünü MKYK'mızla paylaşmıştır ve bunun tüm vatandaşlarımıza iletilmesini arzu etmişlerdir.”
'AŞILAMA SÜRECİ ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE BAŞLADI'
Aşılama sürecinin dün başladığını hatırlatan Çelik, "Cumhurbaşkanımızın en büyük hassasiyeti bu salgından dolayı olumsuzlukla karşı karşıya kalan vatandaşlarımızın bir an evvel olumsuzluklardan kurtulması, can kayıplarının ve bu olumsuz sürecin sona erdirilmesidir. Gelinen noktada şeffaf bir şekilde aşılama süreci başladı, Sağlık Bakanımız, Bilim Kurulu üyeleri bunu gerçekleştirdiler" dedi.
Ömer Çelik, eski CHP'li bakan Fikri Sağlar'ın “Yargılandığım zaman türbanlı bir hâkimin adaleti yerine getirebileceğinden kuşkum var” sözlerine tepki gösterdi.
Çelik, “Başörtüsü yasağı ile ilgili olarak aslında geride bırakılmıştır, bu tip ilkellikler bugünün dünyasında savunulmaz dediğimiz bir dönemde, maalesef bir eski CHP'li Bakan 28 Şubat mantığını, vesayet mantığını diriltmeye çalışan açıklamalar yaptı” diye konuştu.
'HİÇBİR DARBE MAZUR GÖSTERİLEMEZ'
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un “Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askeri darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi” sözlerine de değinen Çelik, “Bir kere siyasi olarak Demokrat Parti'nin yanlış yaptığını düşünüyorsanız, karşısındaki muhalefetin o zaman bu siyasi kararlara karşısı mücadelesini öne çıkarmanız gerekir. Ama bir takım siyasi kararların neticesinde darbe olmuştur, sanki darbe yapısal bir sonuçmuş gibi sunmaya çalışmak aslında en sinsi darbeci mantığıdır” ifadelerini kullandı.
27 Mayıs 1960 darbesinin ardından dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam edildiğini hatırlatan Çelik, "Bir Başbakan ve bakanların asılarak şehit edilmesini savunamayacakları için ne yapıyorlar, siyasi olarak beğenmedikleri hususları dile getirip, ondan sonra darbenin bunun doğal mantıki sonucu olmaya söylemeye çalışıyorlar. Bu gayri ahlaki bir durumdur. Hiçbir darbe mazur gösterilemez" dedi.
'KILIÇDAROĞLU ÇOK BÜYÜK BİR YANLIŞ YAPIYOR'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik “sözde cumhurbaşkanı” ifadesini eleştiren Çelik, şöyle devam etti:
“Esas üzücü olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na, Sayın Kılıçdaroğlu'nun 'sözde cumhurbaşkanı' demesidir. Bir şeye gayrimeşru olduğu zaman varlığının temelinde meşruiyet olduğu zaman sözde dersiniz. Gayrimeşru yapılar için kullanırsınız. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı için bu ifadeyi kullanmak, yakın tarihte 27 Nisan 2007'de hükümetimize verilmeye başlayan, bazılarının postmodern darbe dediği muhtıra teşebbüsü ile gündeme gelmişti. Bu kadar zaman geçtikten sonra bu post modern darbe ya da muhtıra şeklindeki yaklaşımlar ortadan kalkmıştır diye düşünüyorsunuz, ama sivil siyaseti güçlendirmesi gereken pozisyondaki birisi, Sayın Kılıçdaroğlu, seçilmiş Cumhurbaşkanını gayrimeşru pozisyona getirmeye çalışan çok büyük bir yanlış yapıyor.”
'CUMHURBAŞKANIMIZ YEMİNİNE SADIKTIR'
“Milli iradeye karşı siyaset kurumunun içerisinden böyle bir saldırı gelmesi asla kabul edilemez. Demokrasi, cumhuriyet milletin ortak değeridir” diyen Ömer Çelik, “Siyaseti, Cumhuriyetin değerlerine zarar verecek siyasi husumete dönüştürmemek lazım. Bu kadar yanlıştan sonra diyorlar ki sen yeminine sadık olsaydın biz bunları söylemezdik. Cumhurbaşkanımız yeminine sadıktır.” ifadelerini kullandı.
'ABD'NİN NEREYE YÖNELECEĞİ BÜTÜN DÜNYAYI İLGİLENDİRİYOR'
ABD'de başkanlık seçimlerinden sonra yaşanan süreci yakından takip ettiklerini belirten Çelik, “Senato baskını tüm dünyayı şok etti. Amerikan demokrasisi gelenek ve kurumlarıyla övünen bir demokrasidir. Gelinen noktada ortaya çıkan sarsıntı Senato'nun içinde ulusal muhafızların, askerlerin yerlerde yattığı ve Senato'yu korumaya çalıştığı bir görüntü, daha önce söylemiştim Amerikan demokrasisinin içine girdiği değer krizinin Senato'ya yansımasıdır” dedi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Temsilciler Meclisi'nde yapılan oylama ile görevden azledilmesini hatırlatan Çelik, “Sonuç olarak ilk defa Amerika'da bir başkanın bu şekilde görevden alınmasını tartışacak, Temsilciler Meclisi'nde oylanıp kabul edilmesine varan şok edici gelişmeler yaşanıyor. ABD'nin nereye yöneleceği bütün dünyayı ilgilendiriyor” şeklinde konuştu.
Yeni ABD hükümetiyle Türkiye'nin görüşeceği çok sayıda konu olduğunu dile getiren Çelik, “Umarız 20 Ocak'ta yeni başkanın görevine başlaması, tartışmasız bir şekilde ve sükunetle gerçekleşir. Türkiye olarak yeni yönetimle konuşacağımız Libya, Doğu Akdeniz gibi çok önemli konularımız var, bunlarda hemen oturup çalışmaya başlayacağız. Suriye'deki kriz devam ediyor” dedi.
'SOSYAL MEDYA ŞİRKETLERİ DEVLET GİBİ DAVRANIYOR'
ABD Başkanı Donald Trump'ın sosyal medya hesaplarının askıya alınmasıyla ilgili soru üzerine Çelik, şu yanıtı verdi:
“Sosyal medya şirketlerinin bir devlet otoritesi gibi davranması dünyanın her tarafında eleştiriliyor. Şiddet yanlısı açıklamaları topyekün reddettiğimizi bir kere daha söylüyorum. Fakat bunun yanı sıran sosyal medya şirketlerinini benimsedikleri siyasi tutuma göre, karşı tutumdaki kişilerin sosyal medya hesaplarında herhangi bir yargı kararı olmadan ya da hangi ölçeğe göre yaptıklarını toplumla paylaşmadan yasaklamaları da demokrasilerde ifade hürriyetine aykırıdır. Burada bir boşluk var. Bunlar para kazanan bir şirketler. Para kazanan şirket bir devlet gibi, mahkeme gibi hareket ediyor. Kuşkusuz nefret suçlarına, teröre, insanlığa karşı işlenen suçlara karşı güçlü tedbirlerin alınması gerekiyor.”
“KKTC liderlerinin Twitter hesaplarına mavi tik vermiyorlar, ama PYD terör örgütünün hesabına mavi tik veriyorlar” diyen Çelik, “Bir terör örgütünün lideri olan PYD'deki Mazlum Kobani denen şahsa mavi tik vererek terör örgütü propagandası niye yaptırıyorsunuz?.Data egemenliği, datalarımızın kiminle paylaşıldığı meselesi milli egemenlik meselesidir. Siber alan siber vatandır aynı zamanda” şeklinde konuştu.
Whatsapp'ın gizlilik sözleşmesindeki değişikliği anımsatan Çelik, “Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının verilerini onların rızası olmadan başkasıyla paylaşamaz” dedi. (HABER MERKEZİ)