Ceren Damar'ın katiline ağırlaştırılmış müebbet

Öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından öldürülen akademisyen Ceren Damar Şenel’in ölümüne ilişkin açılan davada karar verildi. Mahkeme Hasan İsmail Hikmet'e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Hasan İsmail Hikmet'in cezasında indirim yapılmadı. Adalet Bakanı Gül kararla ilgili "Masum bir kadının hatırası korunmuş, insan onurunun kırılmasına da izin verilmemiştir" yorumunda bulundu.

Abone ol

ANKARA - Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 2 Ocak 2019 tarihinde kopya çekerken yakaladığı öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından öldürülen araştırma görevlisi Ceren Damar Şenel’in ölümüne ilişkin açılan davanın dördüncü duruşması Ankara 33’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.

Yaklaşık yüz avukatın mağdur tarafı için katıldığı duruşmaya erken saatlerden itibaren yoğun katılım oldu. Takım elbise giyen sanık Hasan İsmail Hikmet’in duruşma salonuna getirilmesinin ardından duruşma başladı. Sanık avukatının mahkeme heyetinin değişmesi talebi Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi.

Kararın açıklanmasıyla pek çok kişi ağlayarak birbirine saldırdı.

‘KADIN KOMİSYONU’NUN DAVAYA KATILMA TALEBİ REDDEDİLDİ

Türkiye Barolar Birliği Kadın Komisyonu’nun davaya katılma talebine ilişkin sanık avukatı Vahit Bıçak, “Suçtan doğrudan zarar gören davaya katılabilir. Suçtan zarar gören bellidir. Katılma taleplerinin reddedilmesini talep ediyorum” dedi. Mahkeme heyeti de, “suçtan doğrudan zarar görmediler” diyerek kadın avukatların katılma talebini reddetti.

SANIK AVUKATI BIÇAK: SANIK KATLİAM İŞLEMEDİ

Talebin reddedilmesinin ardından savunma yapan sanık avukatı Vahit Bıçak, “Elbette bugün ele aldığımız olayda sanık bir suç işlemiştir. Konuştuğumuz konu cezanın ne olması gerektiği konusudur. Ceren Damar'a adalet için, Hasan İsmail Hikmet'e adalet için buradayız. Sanık ne yapmamıştır? Sanık çoklu bir öldürme yapmamıştır. Sanık burada bir katliam yapmamıştır. Çılgın cinayet de yapmamıştır. Seri cinayet de işlememiştir. Çoklu öldürmeler üç başlık altında karşımıza çıkmaktadır” dedi.

Vahit Bıçak’ın ifadesi sırasında mağdur avukatları tepki gösterdi. Bu tepkiler üzerine sanık avukatı Bıçak, “Sanık neler yapabilirdiyi neler yapmadıyı anlatıyorum. Size bugün hukuk dersi vereceğim. Sanık kantine gidip elindeki silahın mermisini boşaltabilirdi. Sanık katliam işlememiştir. Silahla taramamıştır. Öğretim odasına dalıp karşısına kim çıktıysa ateş etmemiştir” dedi. Bıçak’ın sözleri salonda tepki çekti.

‘OLGUSAL SORUM ÇÖZÜLMEZSE BERAAT VERİLİR’

Sanık avukatı Vahit Bıçak savunmasını hukuki tanımlar yaparak sürdürdü. Bıçak, “Olgusal sorun çözülmezse şüpheli sanık hakkında beraat karar verilir” dedi.

Ceren Damar’ın öldürülmesinin yıl dönümünde Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın da seslendirenler arasında yer aldığı bir şarkı bestelendiğini belirten sanık avukatı Bıçak, “Bu dava boyunca besteler yapılmış, şarkılar söylenmiş açıklamalar yapılmış ve Anayasa’nın 138. maddesi ihlal edilmiştir. Bunu devletin üst kademelerindeki kişiler yapmıştır. Biz mahkeme heyetinin baskı altında kalmayacağına inanıyoruz” dedi.

Öldürülen Ceren Damar Şenel’in ve sanığın telefonunun incelenmediğini belirten sanık avukatı Bıçak, “Sanığın telefonun incelenmesine ilişkin rapor bulunmamaktadır. Maktulün cep telefonu hafızası, görüşmeler, fotoğraf arşivine hiçbir şekilde ulaşamamıştır. Sanıkla maktul arasındaki ilişki için bu kayıtlara bakılır. Somut olayımızda iki tarafa da bu yapılmamıştır. Maktulenin telefonu açılırsa ne olacak merak ediyoruz. Devlet sırrı gibi korunuyor” dedi. Bıçak gelen tepkilere ise “Karşımızda hukuken katil yoktur sanık vardır” diye karşılık verdi.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE AYKIRI İFADE VERİYOR’

“Sanığın topluma yeniden kazandırılmasının şartları oluşturulmuştur” diyen sanık avukatı Bıçak olayın gelişimine ilişkin ise şunları söyledi:

“Maktulenin araştırma görevlisi olduğu söylenmektedir. Sanık ve maktule tanıştıklarında maktule birkaç gündür araştırma görevlisidir. Odada konuşmuşlardır. Maktule aralarındaki yaş farkının dört yıl olduğunu ve Çankaya Üniversitesi’nden mezun olduğunu söylemiş. Maktule yeni işe başladığından danışmanlığı yetersiz kalmıştır. Sanığın maktulün sunduğu hizmetten memnun olmaması tartışmalarına neden olmuştur. Gergin başlayan ilişki bir süre sonra yumuşamıştır. Aynı güzergahı kullanmaktadırlar ve sanık bir gün maktulenin biriyle kavga ettiğini görmüştür. Maktule sanığı üniversitesindeki odasına davet etmiştir, kahve içmişlerdir. Sanık ile maktule arasında yakın bir ilişki gelişmiştir. Sanığın yüzme sporu yaparak geliştirdiği vücuduna maktule ilgi duymaya ve çekici bulmaya başlamıştır. Birlikte Fransızca çalıştıkları bir gün maktule sanıktan hoşlandığını söylemiştir. Sanık kız arkadaşıyla ilişkisinin olduğunu söyleyerek bu teklifi reddetmiştir. Sanık ifadesine göre maktul ile sanık arasında cinsel ilişki ilk kez arabada ve alkolü fazla kaçırdıklarında olmuştur.”

Vahit Bıçak’ın sözleri devam ederken avukatlar, “İstanbul Sözleşmesi’ne aykırı ifade veriyorlar” dedi. Seyirci sıralarından da Bıçak'ın sözlerine tepkiler geldi.

Ceren Damar'ın babası Mustafa Damar: "Kızımın kanını akıttıkları yetmiyormuş gibi namusuna dil uzattılar, iftirada bulundular. Mezarda kemiklerini sızlattılar."

SANIK AVUKATI TEPKİLERİN ARASINDA SAVUNMASINI SÜRDÜRDÜ

Mahkeme salonunda yükselen tepkiler sürerken sanık avukatı Bıçak savunmasına devam etti:

"Maktule danışmanlığını yürüttüğü öğrenciyle birlikte olarak görevini kötüye kullanmıştır. Sanık, maktulenin cinsel taleplerine boyun eğmek zorunda kalmıştır. Maktule hayatta olsaydı cinsel saldırı suçundan yargılanabilirdi. Sanık cinsel saldırı suçunun mağduru olmuştur. İlk cinsel saldırıdan sonra maktule sanığa yaptığı baskıları artırmıştır. Sanık maktulün tehditlerine boyun eğmiştir ve kız arkadaşından ayrılmıştır. Sanık kaçınılmaz tecavüz eylemine boyun eğmek zorunda kalmıştır. Sanık altı ay cinsel obje olarak kullanılmıştır. Sanık bu süreçte psikolojik bunalıma girmiştir. Okulda her karşılaştıklarında maktule sanığı taciz etmiş ve cinsel ilişkiye zorlamıştır. Maktule, herkesin kopya çektiğini görmesine rağmen sadece sanığa müdahale etmiştir."

DAMAR’IN SANIĞA ‘ANNENİ FETÖ’DEN ATTIRDIM’ DEDİ İDDİASI

Ceren Damar Şenel’in sınavda resmi olarak görevli olmadığını söyleyen Vahit Bıçak, Şenel’in sanık Hikmet’i 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından “Anneni FETÖ’den attırdım” dediğini iddia etti.

Olay günü saat 14.00’de Damar ile sanık Hikmet’in koridorda karşılaştığını iddia eden Bıçak, “Sanık 'Annemi nasıl FETÖ'cülükle suçlarsın' dediğinde maktul 'Daha neler yapacağım' der. Sanık maktule neden kendisine ayrımcılık yaptığını ve annesine iftira attığını söylediğinde, maktul 'Benim değil eşim Levent’in işidir' demiştir. Sanık maktulü korkutmak için bıçağı çıkarmıştır. 17 bıçak darbesi şehir efsanesidir. O esnada cinnet geçiren sanık maktulü vajinal bölgeden bıçaklamıştır. Maktulün hareketsiz kalması üzerine sanık intihar amacıyla tabancayı kafasına dayamıştır fakat iki kişinin araya girmesi ile silah ateş almıştır. Sanık odaya giren kişilere herhangi bir saldırı gerçekleştirmemiştir. Sanık ilk fırsatta annesini aramıştır. Annesinden helallik istemiştir, annesi ve babası ile giderek teslim olmuştur. Olaydan sonra pişmanlığını her seferinde dile getirmiştir” dedi.

SANIK AVUKATI: BENİ GÖNDERMEYE FETÖCÜLERİN GÜCÜ YETMEDİ

Öldürülen Ceren Damar Şenel’in eşi Levent Şenel’e olay günü telefon ederek, “Beni ihbar eden öğrenciyi kopya çekerken yakaladım” dediğinin kanıtlar arasında yer aldığını söyleyen avukat Vahit Bıçak’a tepkiler devam etti. Bıçak’ın, “sonradan atanan danışman hocası şimdi öğrencisinin hapse atılması için mücadele ediyor” sözleri üzerine Ceren Damar’ın babası Mustafa Damar, “Seni de attıracağız” dedi. Baba Damar’ın bu sözleri üzerine sanık avukatı Vahit Bıçak, “Beni göndermeye FETÖ’cülerin gücü yetmedi. Seninki de yetmez. 98 yılından bu yana FETÖ’cülerle mücadele ediyorum” dedi.

SANIK AVUKATI DAMAR’IN ‘YANLIŞ MÜDAHALEYLE ÖLDÜĞÜNÜ’ İDDİA ETTİ

Duruşmayı uzatmak yönünde çabalarının olmadığını söyleyen sanık avukatı Bıçak, “Biz sanığın serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi. Bu sözlerin üzerine Bıçak, sanık Hikmet’in mahkemede söylediği, “Kimse bu durumda olmak istemez. Acının tarifi yok” sözlerini hatırlattı ve “Asıl insanlık dersini sanık vermiştir” dedi.

Öğretim üyesi Nesibe Kurt’un mahkemedeki ifadesinde, “Odaya girdiğimde Ceren yaşıyordu” beyanını hatırlatan avukat Bıçak, “Yanlış müdahale yapıldığını düşünüyoruz. Ölüm olayının böyle gerçekleşmiş olduğunu düşünüyoruz” dedi. Bu sözlerin üzerine mağdur avukatları itirazda bulundu. İtirazlara Bıçak, "Ben hayatımı gençlere adamış bir insanım" ifadeleriyle yanıt verdi. Sanık avukatının sanığa hitaben, “Efendi çocuk”, “Yazık”, “Terbiyesizlik saygısızlık yapmıyor” gibi ifadelerine de salondan tepkiler geldi.

Ceren Damar'ın eşi Levent Şenel: Hukuk toplumun vicdanını takip etmelidir. Verilen kararlar toplumu mutlu etmiyor.

SANIK AVUKATINDAN ACILI BABAYA: ŞİKAYETÇİ OLACAĞIM

Ankara Barosu’nun sınav sorularını öğrencilere önceden verdiğini iddia eden sanık avukatı Vahit Bıçak, “Babası dişinden tırnağından artırarak çocuğu okutuyor ve hakim savcı olmasını istiyor. Anadolu ailesi, okulda yaşadıklarını çocuk çok rahat anlatamıyor. Uğradığı taciz ve tecavüzü de ailesine anlatamamış” dedi.

Sanık avukatı Bıçak’ın sanık hakkındaki olumlu ifadelere tepki gösteren baba Mustafa Damar, “Damat al o zaman” dedi. Babanın bu sözü üzerine Vahit Bıçak, “Siz almışsınız zaten” yanıtını verdi. Bunun üzerine salonda yuhalamalar duyuldu. Beyanının kesildiğini söyleyen avukat Bıçak, “Benim bu davayı sarılmamla baskı çok arttı. Kızının katili üzerinden bir babanın rant sağlamaya çalıştığını gördükçe böyle bir baba olamaz dedim. Dava sonunda şikayetçi olacağım” diye konuştu.

‘BU ÇOCUĞA MERHAMET ETMEK GEREKİR’

“Katılanlar bu çocuktan affetmeyi öğrensinler. Kendi acılarına da iyi gelir” diyen sanık avukatı Vahit Bıçak dijital delillerin toplanmadığını söyledi. Damar ve Sanık Hikmet’in telefonlarının incelenmesi gerektiğini söyleyen Bıçak, “Müvekkilim en başından beri ne anlattıysa gelen deliller bunu doğrulamıştır. Katil ruhlu olan insanlar bu çocuk cezaevinde çürüsün diyebilir. Maktul ‘Anneni ben FETÖ’den attırdım’ deyince şartelleri atmış. Atmasa iyiydi. Tabii kötü bir hadise. Gelecekte bu çocuk hukuk mesleğini icra etmeyi düşünüyor. Bu çocuğa merhamet etmek gerekir” diye konuştu. Sözleri boyunca Bıçak’a tepkiler sürdü.

BIÇAK, MEŞRU MÜDAFAA ŞARTLARININ OLUŞTUĞUNU SAVUNDU

Sanık Hikmet’in öldürme kastının olmadığını söyleyen avukat Bıçak, meşru müdafaa şartlarının oluştuğunu savundu. Sanığı odaya maktulün çağırdığını söyleyen avukat Bıçak’a, “Silahla mı geziyormuş” sözleriyle tepki gösterenler oldu. Bunun üzerine Vahit Bıçak, “Herkes silahla geziyor” yanıtını verdi ve yine duruşma salonundan tepki çekti.

Sanığın tutuksuz yargılanması gerektiğini ifade eden sanık avukatı Bıçak, Damar’ın kamu görevini yapmadığını savunarak ağırlaştırıcı bir husus olamayacağını belirtti. Bıçak, “Tecavüz etmek kamu görevinde sınırın aşılmasıdır. Öğrencisinin annesi hakkında ihbarda bulunarak görevinden ihraç ettirmek kamu görevi değildir” dedi.

AVUKATTAN BABAYA: KATİL RUHLU ADAM

Vahit Bıçak, beş profesörün davayı bırakması için kendine telkinde bulunduğunu söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı “Bize gelen giden olmadı” yanıtını verdi.

Vahit Bıçak Damar’ın ardından ağıt yakıldığını hatırlattı. Bunun üzerine baba Damar, “Seni arkandan da ağıt yakacağız” dedi. Bunun üzerine sanık avukatı Bıçak, “Benimle ilgili ölüm tehdidinde bulundu. Katil ruhlu adam. Bu babaya söylenecek çok şey var. Demet Akalın herkes hak ettiği şekilde yaşıyor. Öldürmeye teşebbüsten suç duyurusunda bulunmuştur” dedi.

Bu ifadelerin ardından Vahit Bıçak savunmasını sonlandırdı.

Duruşma devam ettiği sırada bir kadın epilepsi krizi geçirdi. Kadına yapılan müdahale sırasında duruşma durdu.

SANIK HASAN İSMAİL HİKMET: ADİL YARGILANMADIM

Sanık avukatının ardından sanık Hasan İsmail Hikmet’e mütalaaya karşı sözünün olup olmadığı soruldu. Pişman olduğunu söyleyen sanık Hikmet şunları söyledi:

“Kanıtların ve delillerin gerektiğine göre toplandığına inanmıyorum. Adil yargılandığıma inanmıyorum. Sanki engisizyon mahkemesi gibi. Bunun kimsenin başına gelmesini istemem. Kendi başıma gelmesini istemezdim. Tek diyeceğim şey hukuka uygun yargılama yapılmamıştır. Pişman olmamak mümkün değil can gitti. İşin aslını ne tanıklar, ne de siz dahi hakim değilsiniz. Kim neye inanır beni ilgilendirmez. Benim doğrularım bana yeter. Doğru kararı vereceğinize inancımız var.”

DURUŞMA SALONU BOŞALTILDI

Hikmet’in ifadesinin ardından söz alan mağdur avukatı indirim uygulanmadan sanığın cezalandırılmasını istedi. Sanık Hikmet’e son sözü soruldu. Hikmet,  “Eylemi desteklemiyorum. Pişmanım. Adalet tecelli edecektir” dedi.

Hikmet’in sözünün ardından mahkeme heyeti kararın verilmesi için süre istedi ve duruşma salonu boşaltıldı.

CEREN DAMAR’IN KATİLİNE AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI

Aradan sonra kararı açıklayan heyet, Hasan İsmail Hikmet’e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Hikmet’e indirim uygulanmadı. Oy birliğiyle alınan karara göre ruhsatsız silah taşımaktan Hikmet’e 1 yıl, öğrenci Ahmet Eren’i silahlı tehditten ise ayrıca 2 yıl hapis cezası verildi. Hikmet toplum güvenliğini tehlikeye atmak suçlamasından ise beraat etti.

BABA DAMAR: ADALAT TECELLİ ETMEDİ

Kararın ardından adliye önünde basın açıklaması düzenleyen Ceren Damar’ın babası Mustafa Damar, “Kızımız canavarca katledildi. Söylenecek çok söz var ama duygularımı dile getirmeme eğitimci kimliğim, aile terbiyem, kamuoyuna saygım izin vermiyor. Kızımın kanını akıttıkları yetmiyormuş gibi namusuna dil uzattılar, iftirada bulundular. Mezarda kemiklerini sızlattılar. Avukatlık cübbesine sığınarak masum dürüst bir kamu görevlisinin namusuna dil uzattılar. Bunun hesabını da soracağız. Bu dava burada bitmeyecek. Adalet kesinlikle tecelli etmedi. Ağırlaştırılmış müebbetin yatarı 30 yıl. Af indirim reformuyla bu toplum katillerden, akıl hocalarından kurtulmaz. Ülkem adına üzülüyorum” diye konuştu.

LEVENT ŞENEL: VERİLEN KARARLAR TOPLUMU MUTLU ETMİYOR

Ceren Damar'ın eşi Levent Şenel ise şunları kaydetti: “Hukuk mücadelesini sadece eşim Ceren Damar için vermedik. Vahşice katledilen bir insan için adalet sağlandı. Biz bu mücadeleyi bu cani başka insanlara zarar vermesin diye gerçekleştirdik. Benim yaşım 30. Allah bana evlat sahibi olmaya nasip etmedi ama başkaları bu mutluluğu yaşayacak. Hukuk toplumun vicdanını takip etmelidir. Verilen kararlar toplumu mutlu etmiyor. Devlet büyüklerimizden bu noktada gerekli girişimlerde bulunmasını istiyoruz.”

AVUKAT ÇETİN ARSLAN: KARARA SEVİNEMEDİM

Mahkemenin cezayı kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme suçundan verdiğini kanun maddesindeki ‘tasarlama ve canavarca hisle öldürme’ fıkrasının uygulanmadığını ifade eden Damar ailesinin avukatlarından Çetin Arslan, “Bütün yargılama boyunca Ceren’in hatırasına saygısızlık ettiler. Ben bu karara sevinemem. Bu şekilde adaletin tecelli ettiğini kimse söyleyemez” diye konuştu.

'MASUM BİR KADININ HATIRASI KORUNDU'

Bu arada Adalet Bakanı Abdülhamit Gül davayla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bugün Ceren Damar davasında vicdanların feryadını işiten yargı; kazanmak için her yolu mübah gören anlayışa itibar etmeyerek, masum bir kadının hatırasını korumuş, insan onurunun kırılmasına da izin vermemiştir. Bu vesileyle, Ceren Damar’a bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Cenazesi başında sevgili eşinin dediği gibi 'İyi bir hukukçu, iyi bir mühendis, iyi bir doktor değil; önce iyi bir insan olmaya çalışın…” ifadelerini kullandı.