Ceren Ergenç yazdı: Çin’in yeni 'İkinci Adam'ı kim olacak?
Evrensel yazarı Ceren Ergenç, ÇKP kongresinin hem ülkenin 'ikinci adam'ını hem de Xi Jinpeng'in siyasi geleceğini belirleyeceğini yazdı.
DUVAR - Evrensel gazetesi yazarı Ceren Ergenç, Kasım'da yapılacak olan ve Çin'in iç politikasında belirleyici önemi olan ÇKP kongresinin aynı zamanda Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in de siyasi geleceğini etkileyeceğini yazdı.
Kongrenin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in üçüncü bir dönem daha göreve devam etmek için yeterli siyasi desteğe sahip olup olmadığı konusunda da ipuçları vereceğini belirten Ergenç, yazısında Xi Jinping'in Çin’de yeniden bir 'tek adam'ın doğuşunu simgelediğine dikkat çekerek, olası başbakan adaylarını değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Xi ve Başbakan Li arasındaki çatışmalara da değinen Ergenç, yeni başbakan adayları arasında, uzmanlık alanı yoksullukla mücadele olan Hu Chunhua’nın isminin sıklıkla telaffuz edildiğini belirtti.
Ceren Ergenç'in Çin’in yeni "İkinci Adam"ı kim olacak? başlıklı yazısı şöyle:
"Sonbahar dönemi, dünyanın iki süper gücünde önemli siyasi dönüm noktalarına tanık olacak. ABD’de Temsilciler Meclisi seçimi kasımda yapılacak. Henüz kesin tarihi belli olmamakla birlikte, Çin’de ÇKP’nin parti kongresi de muhtemelen kasımda olacak. Her ikisi de ABD ve Çin’in iç politikasındaki siyasi güç dağılımını belirleyecek. Bu iki küresel aktörün iç siyasi güç dağılımları tüm dünyada pasaportlarımızdaki çiplere varıncaya kadar hepimizi etkiliyor.
ÇKP kongresinde şu anki Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in üçüncü bir dönem daha göreve devam etmek için yeterli siyasi desteğe sahip olup olmadığı belli olacak. Son aylarda gittikçe sıkılaşan Sıfır Kovid politikası ve özel sermaye kontrollerine bakarak parti kongresinin Çin’de yeniden bir tek adamın doğuşunu simgelediği konuşuluyor. Xi’nin ordu, polis ve istihbarat üzerinde tam kontrolünün olduğu bir gerçek. O yüzden, üçüncü döneme devam etmesi en büyük olasılık. Ama Mao-vari bir denetimsiz liderlik gücüne kavuşması için sadece devlet başkanlığına devam etmesi yeterli değil. ÇKP’nin kabinesi sayılabilecek Politbüro’daki güç dağılımında üstünlüğü elinde tutması ve başbakanın kendi ekibinden olması da gerekli. Cumhurbaşkanıyla başbakanın parti içinde ayrı hiziplerden olması iktidar için denetleme mekanizması görevi görüyor. Şu anki başbakan Xi’yle aynı hizipten değil ve her ne kadar Xi, gücünü anayasa değişikliği yoluyla kurumsal olarak pekiştirmiş olsa da Başbakan Li Keqiang hem şu andaki politikalar için bir fren görevi görüyor, hem de bir sonraki başbakanın da aynı özerkliğe sahip olması için çabalıyor.
Xi, parti içindeki ‘prens’ tabir edilen seçkinlerin mensup olduğu Şanghay hizbinden gelirken, Li, halkın arasından çıkmış ve parti tarafından yetiştirilmiş Parti Gençlik Örgütünden geliyor. Xi, iktidara geldiği günden itibaren rakiplerini yolsuzluk soruşturmalarıyla elimine etti ve 2018’deki anayasa değişikliğiyle Li’nin başını çektiği hükümetin politika yapım süreçlerindeki rolünü azalttı. Akabinde, 2021 yılında, Mao sonrası dönemdeki katılımcı üst yönetim pratiğini elimine edecek olan ‘çekirdek-kadro liderlik’ kavramını kurumsallaştırdı. Bütün bunlar başbakanın denge-denetleme işlevini çok zayıflattı.
Ancak, Li görevinin son yılında Xi’nin artan gücünü sınırlamak için harekete geçti. Bu görevinden sonra artık emekli olacağı için, hem halk hem de parti için geriye bırakacağı mirası şekillendireceği önemli adımlar attı. Halkı yoksullaştıran Sıfır Kovid politikasının koruyucu sosyal politikalar içermemesine açıktan itiraz edebilen tek devlet insanı oldu. Benzer şekilde, yoksulluk, yerel yönetimlerin borçluluğu, işsizlik gibi politikalarda Xi’nin politikalarına itirazlarını yerele yaptığı ziyaretlerde açıktan dile getiriyor. Daha da önemlisi, genç istihdamının çoğunu sağlayan platform ekonomisi ve dijital sektöre destek sözü verdi. Bu, deneyimli Pekin Muhabiri Lingling Wei’nin deyimiyle, toplumsal sözleşmeyi değiştirmeye çalışan Xi’nin planlarını bozan bir tavır. Üstelik devletin resmi basın organı Halkın Sesi gazetesinde Li’ye farkedilir oranda daha fazla yer verilmeye başlandı ki, bu Xi’ye verilen desteğin koşulsuz olmadığı, parti kongresine giden yolda Li’nin hizipler arası dengelerde siyasi gücünün arttığı şeklinde yorumlanıyor.
Xi’nin olası üçüncü dönemi için adı geçen üç başbakan adayı var. Bunlardan Xi’ye en yakın olan, Şanghay’ın İl Parti Sekreteri Li Qiang’dı. Ama, bahar aylarında merkezi hükümetin Li Qiang’ı aradan çıkararak uyguladığı Şanghay karantinası, Li’nin Xi tarafından gözden çıkarıldığı şeklinde yorumlandı. Şu anki başbakan yardımcılarından Wang Yang, Li Keqiang gibi Parti Gençlik Örgütünden geliyor ama Xi’yle şimdiye kadar hiçbir sürtüşmesi olmadığı için üzerinde en kolay uzlaşılabilecek aday gibi duruyor. Ancak, Wang Yang 67 yaşında, yani çok yakında emeklilik için yaş sınırına dayanacak. Üçüncü aday Hu Chunhua 59 yaşında ve bir dönem başbakan olduktan sonra hâlâ cumhurbaşkanı olabilecek kadar genç. Üstelik Li Keqiang gibi Parti Gençlik Örgütünden geliyor. Yani, başbakan olması halinde, Xi’nin parti içindeki gücünün sınırlarını en açıktan gösterecek aday.
Ağustos ayında üst düzey yöneticilerin kasımdaki parti kongresine hazırlık yaptıkları gizli Beidaihe toplantısında Hu Chunhua’nın isminin sıklıkla telaffuz edildiği söyleniyor. Hu Chunhua, hem Tibet ve İç Moğolistan gibi azınlık bölgelerinde, hem de Guangdong gibi ekonomi merkezlerinde görev yapmış, kriz yönetimindeki başarısıyla bilinen bir devlet insanı. Uzmanlığı, kendisi gibi Gençlik Örgütünden yetişmiş şu anki başbakan Li Keqiang gibi, yoksullukla mücadele. Geçtiğimiz ay, kırsal nüfusun yoksullaşmasıyla ilgili yayımladığı raporda Xi’nin yoksullukla mücadele programına -onaylamadığı bilindiği halde- tam elli kere atıfta bulunmuş. Bu da, ileride birlikte çalışabilmenin yollarını açma daveti olarak yorumlanıyor. Yaz ayları Çin’de sıcak dalgasıyla geçti ama siyaset kulisleri de bir o kadar sıcak." (KAYNAK)