‘Cesaretimizi kıramadılar, kıramayacaklar’

16 gazeteci 16 Haziran’da Diyarbakır’da tutuklandı. Tutuklamalar özgür basına yönelik operasyon olarak değerlendirildi. Özgür basın geleneği ise türlü baskılara rağmen 30 yıldır vazgeçmedi...

Abone ol

8 Haziran’da 20’si gazeteci 22 kişi gözaltına alındı. Ertesi gün 20 gazetecinin evleri basılarak gözaltına alınması, 'özgür basına yönelik operasyon' olarak değerlendirildi. İşyerleri de ablukaya alınan gazeteciler, 8 gün sonra mahkemeye çıkarıldı. 16 gazeteci “örgüt üyesi” oldukları gerekçesiyle tutuklandı.
20 gazeteci hakim karşısına çıkmayı beklerken mesai arkadaşları da adliye binasının önünde gece boyunca bekledi. Mahkemenin “gazetecilik suç değildir” demesini ve arkadaşlarını serbest bırakmasını umuyorlardı.
Öfkeliydiler. Çünkü arkadaşları evleri basılarak gözaltına alınmış ve işyerleri polis ablukasındaydı. İşyerlerine giremiyorlardı.

Ajansın güvercinleri vardı ve kapıda bekleyen polis, “Güvercinlere biz yem veririz” diyerek çalışanların binaya girmelerine izin vermemişti.

Piya ve Ari prodüksiyon şirketlerinde polis ablukası hâlâ devam ediyor. Ablukanın kaldırılması için başvuru yapan avukatlara, “arama devam ediyor” dendi. 

Gençtiler, gülüyorlardı ve “Bunlar özgür basını hâlâ tanıyamamışlar. Biz sokakları stüdyo yaparız. Hiçbir şeyimiz yoksa gözlerimizle haber yazarız” diyorlardı.
8 Haziran, “özgür basına yönelik operasyon” olarak kayıtlara geçti. Bu geleneği sürdürme niyeti ve gayretindeki genç gazeteciler, kimlerin kalemini devraldıklarını biliyordu. Onların hatırasına ve mücadelesine sahip çıkıyorlardı. Adliyenin önünde, arkadaşlarının tutuklanma ihtimaline rağmen, cesaretle bekliyorlardı.

‘ÖZGÜR BASIN’ GELENEĞİ

Haksız değillerdi, bir “özgür basın” geleneği oluşmuştu zaman içinde. Bu geleneğin kolay oluşmadığını, Özgür Gündem gazetesinin İstanbul Taksim’deki bir odasındaki fotoğraflarla karşılaşan herkes anlamıştır. Fotoğraflar, “basın şehidi” olarak anılan özgür basın emekçilerine aitti. Geleneğin oluşmasında çokça emeği olan duayen gazeteci Musa Anter’in yanı sıra gencecik gazetecilerin fotoğrafları karşılıyordu odaya girenleri.
Diyarbakır’da, Batman’da, Urfa’da vurulmuş gazeteciler, tehditlere rağmen işlerine devam etmişlerdi. Haftalık Yeni Ülke gazetesinin muhabiri Cengiz Altun, 1992’de Batman’da vuruldu. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol, Batman’a giderek hem taziyeye katılıyor hem de diğer muhabirlerle toplantı yapıyor. Toplantıda, “Buna benzer saldırılar devam edebilir. Ayrılmak isteyen varsa, kimseye kızmayız; bu iş maalesef böyle” diyor. Aykol’un anlattığına göre ne o akşam ne de daha sonra, çalışan kimse “korktuğu” için ayrılmamış gazeteden. (Hüseyin Aykol, İlginç Zamanlarda Yaşamak, Aram Yay.)

YENİ ÜLKE’NİN TİRAJI 50 BİNE ULAŞTI

Gelenek böyle bir kararlılıkla oluşuyordu ve ilk adım, kayıtlara göre 1988 yılında çıkan Toplumsal Diriliş ile atılıyordu. Ardından çıkan Halk Gerçeği 9, Yeni Halk Gerçeği ise ancak 3 sayı yayımlanabildi.

Haftalık Yeni Ülke ise 110 sayı yayımlandı ve tirajı 50 bin civarındaydı. Yeni Ülke’nin yaklaşık 40 sayısı hakkında toplatma kararı verilmişti. Öte yandan haftalık gazetenin ihtiyaca yeterince cevap olmadığı düşünülmeye başlanmıştı. Günlük Özgür Gündem gazetesi, 30 Mayıs 1992’de yayın hayatına başladı. Gazetenin yönetiminde Kürt ve Türk entelektüelleri ve gazeteciler bulunuyordu. Ancak toplatma kararları, para ve kapatma cezaları, önceki gazetelerde olduğu gibi, gecikmeden peş peşe geldi.

ÖZGÜR ÜLKE BOMBALANDI

Kapatılan Özgür Gündem’in ardından Özgür Ülke yayın hayatına başladı. Açılan davalar sonucunda gazetenin 7 yazı işleri müdürü tutuklandı. Özgür Ülke gazetesinin İstanbul Kadırga’daki teknik binası, Cağaloğlu’ndaki merkez bürosu ve Ankara bürosu 3 Aralık 1994’te bombalı saldırıya uğradı. Kadırga bürosundaki ulaştırma görevlisi 32 yaşındaki Ersin Yıldız öldürüldü, 23 çalışan yaralandı.

Sosyalist basının desteği ile gazete ertesi gün “Bu ateş sizi de yakar” manşetiyle çıktı. “Ülke’ne sahip çık” manşetiyle çıkan sayısı ise İstiklal Caddesi’nde ünlü gazeteci ve yazarlar tarafından satıldı.

‘ÖNCEKİ GAZETENİN DEVAMI’

Gazete, daha bir yılını doldurmadan, Özgür Gündem’in devamı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararıyla kapatıldı.

Yeni Politika ise ancak 4 ay yayımlanabildi ve Özgür Ülke’nin devamı olduğu gerekçesiyle kapatıldı.

Haftalık Özgür Yaşam’ın ardından günlük Demokrasi gazetesi 1996’da yayın hayatına başladı. Kapatıldığı 3 Mayıs 1997’ye kadar okur mektuplarına ve ilanlara bile dava açıldı.

Ülkede Gündem’in ilk sayısı 7 Temmuz 1997’de yayımlandı. DGM’lerde yüzlerce dava açıldı. Muhabirleri tehdit edildi, işkence gördü, OHAL bölgesine girişi yasaklandı ve Batman bürosu bombalandı. Bu baskılara rağmen çıkmakta ısrar eden gazete, 1998 tarihinde İstanbul DGM tarafından kapatıldı.

ÖZGÜR BAKIŞ VE DİĞERLERİ

18 Nisan 1999’da Özgür Bakış yayın hayatına başladı. Gazete 371 gün yayımlanmışken 390 gün kapatma cezası aldı. Gazetenin imtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürlerine astronomik para cezaları verildi.

2000 yılında yayımlanmaya başlayan 2000’de Yeni Gündem gazetesi, ancak 10 ay yayımlanabildi. Gazetenin OHAL bölgesinde dağıtımı ve satışı yasaklandı, ağır para ve hapis cezaları ile karşı karşıya kaldı, 2 yıla yakın yayın durdurma karar verildi.

Haftalık yayımlanan Yedinci Gündem gazetesi ancak 60 sayı çıkabildi. Yeniden Özgür Gündem 2 Eylül 2003’te, Ülkede Özgür Gündem 1 Mart 2004’te, Toplumsal Demokrasi 16 Kasım 2006’da çıkan diğer gazeteler oldu. Gerçek Demokrasi, Yaşamda Demokrasi, haftalık Toplumsal Demokrasi, Yedinci Gün, Haftaya Bakış, Öteki Bakış, Yeni Bakış… Bu gazeteler hakkında da yüzlerce dava açıldı, kapatma ve para cezaları verildi.

YENİDEN ‘ÖZGÜR GÜNDEM’

Özgür Gündem gazetesi bir kez daha 4 Nisan 2011’de yayına başladı. Gazeteye 20 Aralık 2011’de baskın düzenlendi. Operasyon geniş kapsamlıydı. Gazetenin İstanbul’daki merkez bürosu, Dicle Haber Ajansı’nın tüm büroları, Fırat Dağıtım’ın İstanbul’daki merkezi, Demokratik Modernite’nin İstanbul bürosu basıldı, bilgisayarların kopyası alındı, çalışanlar gözaltına alındı. Toplamda 46 basın çalışanı tutuklandı ve yaklaşık 2 yıl hapis yattı.

Gazeteye yönelik baskılar 2015’te yoğunlaştı. Gazetenin Eş Genel Yayın Yönetmenlerinden Emire Eren Keskin hakkında açılan soruşturmaların tümü davaya dönüştü. Keskin hakkında açılan dava sayısı 140’ı buldu.

Baskılara karşı dayanışma örneği olarak gazetede nöbetçi yayın yönetmeni uygulaması başlatıldı. 100 gazeteci, aydın ve siyasetçi bu görevi üstlendi. Nöbetçi yayın yönetmenlerinden Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ali Nesin, bir süre tutuklu kaldı. Gazetenin yayın kurulunda yer alan Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay da tutuklanan isimler arasında yer aldı.

Darbe girişiminin ardından 16 Ağustos 2016’da Özgür Gündem hakkında kapatma kararı verildi. Gazete çalışanları kapatma kararının tebliğ edilmesini beklerken onlarca polis, arama gerekçesiyle gazete binasını bastı. Arama kararını görmek isteyen 22 gazeteci polis tarafından tartaklandı ve gözaltına alındılar. Gazete binası ise mühürlendi.

29 Ekim 2016’da çıkarılan bir KHK ile Özgür Gündem bir kez daha kapatıldı. Özgür Gündem ile birlikte, “özgür basın” temsilcilerinden Dicle Haber Ajansı, sadece kadınların çalıştığı Jin Haber Ajansı ve Türkiye’de günlük yayınlanan tek Kürtçe gazete olan Azadiya Welat gazetesi de kapatıldı.

ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRASİ DAVASI

23 Ağustos 2016’da Özgürlükçü Demokrasi çıkmaya başladı.

Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde bulunan merkez bürosu ve gazetenin basımının yapıldığı Gün Matbaacılık’a 28 Mart 2018 gecesi polis tarafından baskın yapıldı. Sabah saatlerinde gazetenin merkez bürosuna giden gazetenin avukatları, karşılarında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'ndan (TMSF) gelen görevliler ile karşılaştı. Gazete ve matbaaya ilişkin iki ayrı soruşturma başlatılmıştı. Operasyon ile birlikte Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi İmtiyaz Sahibi İhsan Yaşar ve gazetenin Yazı İşleri Müdürü İshak Yasul gözaltına alındı.

Gazeteye kayyım atandığına dair belge, baskından 10 gün sonra avukatlara gösterildi. 4 Nisan günü bir kez daha düğmeye basan soruşturma savcısı, 8 gazete çalışanını gözaltına aldırdı. 6 Nisan günü ise Özgürlükçü Demokrasi gazetesi İmtiyaz Sahibi İhsan Yaşar ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü İshak Yasul, "Örgüt üyesi olmak" ve "Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla tutuklandı. 10 Nisan günü ise gazete editörleri Mehmet Ali Çelebi, Reyhan Hacıoğlu, Hicran Urun ve gazete çalışanı Pınar Tarlak tutuklandı. Sanıklar, istinafın dosyayı sanıklar aleyhine bozması üzerine yeniden yargılanıyor.

GAZETELER VE ÜLKE KOŞULLARI

Özgür basın için adımların atılmaya başladığı tarih, bölgedeki çatışmaların yoğunluk kazandığı zamana denk geliyor. Gazeteler bölgedeki çatışmaları, hak ihlallerini, köy yakmaları, işkenceleri, faili meçhulleri haber yapıyordu. Olaylarla ilgili, diğer yayın organlarının yaptığı gibi, hükümet ya da Genel Kurmay tarafından yapılan açıklamaları haber yapmakla yetinmiyordu. Olayların mağdurları ve tanıklarıyla da görüşerek haber hazırlıyordu.

İktidarlar işte buna tahammül edemiyordu. Gazeteleri para cezalarıyla yıldıramak mümkün olmadı. Bu kez gazete çalışanları ve dağıtımcıları tehdit edildi, gözaltında işkence gördü, hapsedildi, çalıştıkları kurumlar bombalandı, sürgün edildiler. Bölge gerçeklerini kamuoyu ile paylaşmak isterken öldürüldüler.

Özellikle 1990’lı yıllar ülke tarihinin en karanlık yılları olarak anılıyor. Bu yıllar siyaset-mafya ilişkilerinin alenileştiği, faili meçhul cinayetlerin rutinleştiği dönemdir. İşte bu karanlık yıllar içinde özgür basın çalışanı birçok gazeteci ile gazete dağıtımcısı saldırıya uğradı ve katledildiler.

Diyarbakır’da 16 Haziran günü tutuklanan 16 gazeteci, yukarıda türlü baskılara rağmen kamuoyuna haber ulaştırmaya çalışan gazetecilerin geleneğini sürdürüyor. Adliye kapısında serbest bırakılmalarını bekleyen arkadaşları, “Özgür basın susturulamaz” diye slogan atıyordu. Arkadaşlarının durumunu soranlara şunu söylüyorlardı: “Arkadaşlarımızı aldılar ama biz onların yerine de çalışacağız. Apê Musa’nın mirasını devraldık, cesaretimizi kıramazlar.”

Musa Anter, 20 Eylül 1992’de Diyarbakır’da katledilmişti. Musa Anter gibi bilge bir insanı katletmek cüretini gösteren zihniyet, geride kalanların cesaretini kırmayı hedeflemişti muhtemelen. Ancak öyle olmadı. Musa Anter’in mirasını devralan gazetecilerin cesaretleri de kalemleri de kırılmadı.

ÖZGÜR BASIN ŞEHİTLERİ

Çalışırken katledilen gazetecilerden bir kısmının fotoğrafları, kapısı mühürlenen Özgür Gündem gazetesinin duvarlarında asılıydı. “Özgür basın şehitleri” olarak anılan gazetecilerin isimleri ise şöyle:

10 Ocak: Bahattin Karakütük, Roj TV, 2005
19 Ocak: Orhan Karağar, Dağıtımcı, 1993
2 Şubat: Cemal Akar, Özgür Ülke, 1993
18 Şubat: Kemal Kılıç, Özgür Gündem, 1993
24 Şubat: Cengiz Altun, Yeni Ülke, 1992
26 Şubat: Rohat Aktaş, Azadiya Welat, 2016
12 Mart: Nazım Babaoğlu, Özgür Gündem, 1994
19 Mart: Volkan Eryiğit, DİHA, 2004
24 Mart: Burhan Karadeniz, Özgür Gündem, 2003
1 Nisan: Halil Uysal, Med TV, 2008
4 Nisan: Metin Alataş, Azadiya Welat, 2010
11 Nisan: Enver Polat, Özgür Politika, 1998
4 Haziran: Teğmen Demir, Dağıtımcı, 1993
8 Haziran: Hafız Akdemir, Özgür Gündem, 1992
14 Haziran: Haşim Yaşa, Dağıtımcı, 1993
25 Haziran: Hasan Aydın, Dağıtımcı, 1999
29 Haziran: Mazlum Erenci, DİHA, 2011
9 Temmuz: Nesrin Teke, Özgür Halk, 2000
14 Temmuz: İdris Atak, Özgür Halk, 2004
19 Temmuz: Ayfer Serçe, ANF, 2006
28 Temmuz: Ferhat Tepe, Özgür Gündem, 1993
30 Temmuz: Çetin Ababay, Özgür Halk, 1992
31 Temmuz: Yahya Orhan, Özgür Gündem, 1992
3 Ağustos: Esen Aslan, Özgür Halk, 2000
8 Ağustos: Deniz Fırat, Maxmur Gazetesi, 2014
10 Ağustos: Hüseyin Deniz, Özgür Gündem, 1992
23 Ağustos: Hıdır Çelik, Dağıtımcı, 1994
29 Ağustos: Safyettin Tepe, Yeni Politika, 1995
30 Ağustos: Mehmet Şenol, Özgür Gündem, 1994
14 Eylül: Sinan C. Kahraman, Özgür Politika, 1998
20 Eylül: Musa Anter, Özgür Gündem, 1992
28 Eylül: Zülküf Akkaya, Dağıtımcı, 1993
28 Eylül: Engin Kişin, Özgür Halk, 1999
7 Ekim: Gurbetelli Ersöz, Özgür Gündem, 1997
14 Ekim: Kadri Bağdu, Dağıtımcı, 2014
27 Ekim: Behzat Eraslan, Özgür Gündem, 1999
9 Kasım: Adil Başkan, Dağıtımcı, 1993
10 Kasım: Yalçın Yaşa, Dağıtımcı, 1993
19 Kasım: Kadir İpeksürer, Dağıtımcı, 1993
21 Kasım: Halil Adanır, Dağıtımcı, 1992
27 Kasım: Adnan Işık, Dağıtımcı, 1993
27 Kasım: Nihat Yakut, Dağıtımcı, 1998
3 Aralık: Mehmet Sencer, Dağıtımcı, 1993
3 Aralık: Ersin Yıldız, Özgür Ülke, 1994
4 Aralık: Musa Dürü, Dağıtımcı, 1993
15 Aralık: Kemal Ekinci, Dağıtımcı, 1992
31 Aralık: Lokman Gündüz, Dağıtımcı, 1992