Çevirmenlik mesleği tarihe mi karışıyor?
Google'ın yeni nöral çeviri hizmeti yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Bazı alanlarda yapılacak çevirilerde çevirmen faktörü ortadan kalkacak mı? Devir, 'makine çevirisi'ne doğru mu gidiyor? Usta çevirmenlere sorduk...
DUVAR - Google'ın çeviri aracı Google Translate, basit, günlük konuşma dilindeki metinleri isabetli şekilde çevirmeye yarıyor. Birbirinin dilini bilmeyen insanlar, bu hizmet sayesinde artık anlaşabiliyor. Birbirlerinin dediklerine ve yazdıklarına hâkim olabiliyor, yanıt verebiliyor.
Hizmet, hayatımıza 2006 yılında İngilizce-Arapça dilleri arasında çeviri yaparak girdi. 1 Şubat 2009'dan itibaren Türkçe de, Google'ın şu anda çeviri hizmeti sağladığı 103 dil arasına katıldı.
Geçtiğimiz günlerde ise Google'ın CEO'su Sundar Pichai, 'Nöral Makine Çevirisi'nin hizmete sokulduğunu açıkladı. Yani; aralarında Türkçe’nin de yer aldığı 8 dilde 'doğal' çeviri mümkün olabilecek.
Bu durum, bir süredir sessiz sedasız dillendirilen "Çevirmenlik mesleği tarihe mi karışacak" tartışmasının daha gürültülü biçimde yapılmasına olanak sağladı. Özellikle teknik çeviri alanında kısa vadede çevirmenin rolünün sona ereceği, firmaların çevirmenlik maliyetini ortadan kaldırmak için metinlerin de robot çevirisine uygun hale geleceği gibi tartışmalar yapılıyor.
Konuyu, Türkiye'de alanında uzman çevirmenlere sorduk.
'KARAMSAR OLMAYA GEREK YOK'
Edebiyat çevirmeni ve yazar Fuat Sevimay, son zamanlarda yayıncılık sektöründe en çok konuşulan isimlerden. Orijinal dilinden çevrilmesi en zor eserlerden biri; James Joyce'un Finnegans Wake adlı romanını Finnegan Uyanması olarak Türkçeye kazandıran isim.
İngilizce ve İtalyanca edebi çevirileri bulunan Sevimay, şunları söylüyor: "Tarım, endüstri, tıp ve sair alanlarda yaşanan değişim ve dönüşüme bakıp, çeviride öyle şey olmaz, demek pek mantıklı değil. Elbette, özellikle teknik çeviri alanında daralmalar yaşanacaktır. Ama çevirmenler açısından tümden karamsar olmayı gerektirecek bir durum söz konusu değil. Süreci iyi anlayıp oluşabilecek yeni alanları görmek gerekir."
YAPAY ZEKANIN AYIRT EDEMEYECEĞİ FARK
Mesleği üçe ayıran Sevimay, gelişmeden teknik çeviri alanının en çok etkilenecek alan olduğunu belirtiyor: Ama yine de, özellikle ardıl çeviri gibi insani unsurların ön plana çıktığı alanlar yaşamını sürüdürecektir. İkincisi, edebi/yaratıcı çeviri. Dil yaşayan bir olgudur ve bu bakımdan edebi/yaratıcı çevirinin çok etkileneceğini sanmam. "Zerdüşt bunu söyledi" ile "Böyle buyurdu Zerdüşt"ün farkını yapay zeka bilemez.
Sevimay, öngördüğü tehlikeye ise şu sözlerle dikkat çekiyor: "Yurtdışında bilgisayar çevirisi hakkında bir seminere katılmıştım. Bir konuşmacının, duyguyu veri olarak girdiğimizde bilgisayarların yakın gelecekte 'şiir' de yazabileceğini söylediği anda, zırva dinlemenin anlamı yok deyip salonu terk ettiğimi hatırlıyorum. Yine de şunu öngörebiliyorum; bir zaman sonra, ucuza kaçacak yayınevlerinin yayınladığı kimi popüler dizi kitapları, tek tip, yavan, makine kokan dillerle dolaşacak piyasada. Birileri de bunları alıp, Türkçe diye okuyacak. Yani dublajın bu alana da sirayet etme ihtimali var. Ben meslek için bir de yeni, üçüncü bir alan yaratılacağını düşünüyorum. Mademki gelişme yapay zeka yönünde, yapay zekaya yaşayan dili tanımlayacak insanlar gerekecektir. Bunu en doğru yapacak insanların, birikimleriyle çevirmenler olduğu muhakkak. Sürecin en ilgi çekici tarafı belki de bu. O nedenle işin ehli çevirmenlerin buna kafa yormaları gerekebilir."
'GOOGLE TRANSLATE ÖNCE TÜRKÇEYE ÇEVİRMELİ'
Türkçe, İngilizce ve Rusça dilleri arasında çeviriler yapan Emrah Sekendiz ise, Türkçe dilinin doğru kullanılamamasından şikayetçi. Türkçe doğru ifade edilemediği için çevirmenliğin oldukça güçleştiğini belirten Sekendiz, şunları söylüyor: "Türkçe'den İngilizce'ye yapılan çevirilerde durum daha kötü. Bizim okullarımızda, üniversitelerimizde Türkçe öğretilmediği için ve özellikle düşüncelerini yazılı olarak ifade etmekten aciz orta-üst düzey yönetici konumundakiler bir de 'edebiyat paralamaya' kalkışınca çevirmen iki iş birden yapmak zorunda kalıyor. Önüne gelen metni önce Türkçeye, sonra da İngilizceye çeviriyor. Google Translate'in bunu yapamayacağı açık, dolayısıyla çevirmenlik görünür gelecekte ölmez."
Öte yandan Türk Dil Kurumu'nun durup dururken kural değiştirdiğini belirten Sekendiz, "Geceyarısı kelimesini artık ayrı yazalım diye bir şey yumurtlayabiliyorlar. Yahut, sözcüklerin anlamlarını kendi kafalarına göre değiştirmeye kalkışıyorlar. Bu şartlar altında yapısı bu alandaki bilimsel çalışmaların yoğunlaştığı Hint-Avrupa dillerinden çok farklı olan Türkçenin robotların çevirmenlik yapabileceği bir düzeye gelmesi kolay olmayacaktır."
'SEKTÖR TEMİZLENİR'
Makale Çevirmeni, Editör Gonca Erkmen Gidenoğlu: Günümüz teknolojisinde yapay zekâ, hafızaya da sahip. Eski çevirilerle kıyasladığımızda tümcelerin ve kalıpların daha anlaşılır olduğunu söyleyebilirim fakat özellikle Türkçeden İngilizceye çeviri ve deyimler konusunda hâlen sorunlar mevcut. Edebi çevirideki hatalar en fazla okuyucunun tadını kaçırır ancak teknik çeviri hataları büyük sorunlara yol açabilir. Dağarcığımıza belli periyotlarla giren yeni sözcükler, terimler, deyimler makineye yüklendiğinde aynı zamanda öğrenme yeteneğine de sahip olan yapay zekânın çevirmenlik yapabilmesi çok da beklenmedik bir durum değil.
Ancak her sektörde olduğu gibi işin hakkını veren-vermeyen çalışan ayrımını da beraberinde getirecektir bu yeni teknoloji. Başlangıçta ürkütücü olan bu gelişme, zaman içerisinde sektörde bir temizlik, yenilik sağlayabilir.
'TEKNİK ÇEVİRİ HATA KALDIRMAZ'
Bilimkurgu, fantezi ve popüler bilim çevirmeni Ulaş Apak: Teknik metinlerin çevirisinin tamamen makineler tarafından yürütülebilmesi için henüz vakit çok erken. Zira bu tür metinlerde tek bir kelimenin atlanması/hatalı çevrilmesi bile büyük anlam kaymalarına ve sakıncalara yol açabiliyor. Dolayısıyla işine hakim profesyonel bir çevirmenin çeviriyi kontrol ederek düzeltmeler yapması (post-editing) şart. Öte yandan, hukuki metinler gibi hem çok uzun cümleler ve ağdalı ifadeler barındıran, hem de hatalı çevirinin ciddi yasal sorumluluklar doğurabileceği metin türlerinde 'post-editing'in öngörülebilir gelecekte bir zorunluluk olarak kalacağı fikrindeyim. Bunun hem çeviri işverenlerinin, hem de çevirmenlerin sayısında bir azalmaya yol açacağı doğru. Fakat bu azalmanın ezici çoğunluğunu sektörde "merdiven altı büro" diye anılan, çevirinin kalitesini ve çevirmenlerin emeğini gözetmeyen çeviri büroları ile çevirmenliği bir meslek değil boş vakit işi olarak görenlerin oluşturacağını düşünüyorum. Zira diğer türlerde giderek artacak talebin de etkisiyle "post-editing" oldukça ciddi bir iş hacmi oluşturmayı sürdürecektir.
'REKABET KANUNUNA AYKIRI'
Simültane ve Sözlü Çevirmenler Derneği (SİMÇEVDER) Başkanı Cem Şensoy: Hepimiz son bir kaç gündür kendi kendimize metinleri bu algoritma ile denedik. Herkes artık hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağını farketti. 3800 üyeli Çevirmen Dayanışma Platformu'nun resmi derneği ÇEV-DAY'ın Aralık toplantısında bu konuyu konuşacağız. 2 argümanımız var; birincisi teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin bu algoritmalar aslında "çeviri" yapmıyor. Hesaplayabildiği en iyi sonuçları veriyor. O yüzden özellikle hukuk ve sağlık alanında hayati öneme sahip tercüme konusunda "olası" en iyi sonuçlara güvenilemez. İkincisi bu bir meslek olduğu için 4 yıllık okul artı yıllarca emek harcayarak edindiğimiz bu mesleğin "ücretsiz" sunulması gerek meslek kanunlarına gerekse rekabet kanunlarına aykırı. Bu bağlamda TTK 55 bizlere önemli bir koruma sağlıyor. Federasyon bünyesinde bununla ilgili hukuk kurulu gerekli çalışmaları yapıyor.
'SÖZLÜ ÇEVİRİ TEKNOLOJİSİ GELİŞİYOR'
Otomatik çevirinin kısa vadede teknik çeviri alanında insan çevirisinin yerini alması kaçınılmaz. Belli alanlarda ise bu daha uzun bir süreç alacaktır. İşin aslı kaynak metin ne kadar makine dili olursa çeviride de yapay zeka kullanmak o kadar kolay oluyor. Simültanede şunu diyebilirim; ileride ses tanıma (voice-recognition) teknolojisi geliştikçe yazılı çeviride olduğu kadar sözlü çeviride de yapay zeka kullanımı artacaktır. Ama konuşma dili matbu metinden daha canlı ve kuralsızdır ve yazılı bir metnin aktarılmasından daha zordur. Ama teknoloji burada da kendine yol bulacaktır.
'BİRLİKTE HAREKET ETMELİYİZ'
Teknik ve medikal çevirmen Umut Özel: Yaşanan tartışmaları biraz coşkun buluyorum. "Doğal" çevirinin içerisinde hedef dili kitleye uyarlama, uygun şekilde yerelleştirme gerekliliği vardır. Makinenin espiri anlayışı yoktur veya kaynak dildeki bir deyimi her bir kültüre ya da dile özgü şekilde yorumlayamaz. Bir şirketin, teknik kullanım kılavuzlarının çevirisinde tamamen bir makineye güvenebileceğini sanmıyorum, aksi takdirde sonuçlarına da katlanmaları gerekebilir. Bilgisayar destekli çeviri çok uzun yıllardır sektörde yaygın olarak kullanılıyor ve teknik çevirilerde tercümanlara da büyük kolaylık sağlıyor, terminolojik tutarlılığın korunmasına yardımcı oluyor. Makine Çevirisi bundan farklı olsa da yine karakter sayısından aldığını vakit olarak tercümana geri veriyor. Kontrol mekanizmasından insan faktörünün çıkarılabileceğini düşünmüyorum. Pek çok kişi Google Translate veya diğer makine çevirisi yazılımlarının işlerimize köstek olacağını düşünüyor. Bence köstek olacak taraf Google Translate değil, sektörü ezelden beri yaralayan fiyat kırma politikalarıdır. Burada tercümanlara düşen birlikte hareket etmektir. Fiyat kıranı da kırmayanı da endişelendiren bu teknolojik gelişmeler karşısında umarım daha büyük bir birliktelik sağlarız.
'ÇEVİRİ PİYASASINDA DALGALANMA YARATACAKTIR'
Hukuk ve finans çevirmeni Tijen Kalfaoğlu: Bu kadar kuvvetli bir veri tabanını yaratan farkında olmadan yine çevirmenler. “Google Translator Toolkit” ve “Matecat” kullanmak suretiyle tüm verilerini Google sunucularına aktardılar. Bu bilgilerle algoritmalar geliştirildi. Verilerin bulut veya diğer bir takım sunucular üzerinde bırakılması ilk başta gizlilik kurallarına aykırı. Zira şirket raporu, sözleşmeler çeviriyoruz. Bunlar gizli evrak ancak bulut üzerinde ve Google sunucularında bu dokümanlardan çok var. Firmalar insana ihtiyacın bitmeyeceğini umarım acı bir şekilde tecrübe etmezler. Yazılı çevirinin geleceği duruma göre ardıl ve simültane çeviriye yönelen meslektaş sayımızda ise artış olabilir.
Çeviri bürosu işi alıp, metni bilgisayarda çevirip editöründen işin düzeltilmesini çok rahat isteyebilir. Esas müşteri ise metni dil bilen çalışanından makine ile çevirmesini ve düzeltmesini isteyebilir. Sonuç olarak çevrilmiş metin kullanılabilir hale gelebilir. Çevirmenin makine çevirisi kullanarak bazı düzeltmelerle işi teslim etmesi de ayrı bir seçenek ancak bunu etik bulmuyorum. Çevirmenlik mesleği tarihe karışmaz ancak piyasada çok büyük dalgalanma, fiyat düşürme, işlerin azalması gibi sonuçlar ortaya çıkar.