Çevre Mühendisleri Odası: Mesleğimiz ağır saldırı altında

Mesleklerinin saldırı altında olduğunu vurgulayan TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, tüm çevre mühendislerini, dört yıllık lisans eğitiminin ve diplomasının yok sayılmasına karşı durmaya çağırdı.

Abone ol

İZMİR - TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ‘’mevzuat değişiklikleri, kapasite geliştirme projeleri, yetkinlik ve yeterlilik geliştirilmesi’’ adı altında yürütülen süreçlere ilişkin yazılı açıklama yaptı. Söz konusu düzenlemelerle mesleklerinin ağır saldırı altında olduğunu dile getiren çevre mühendisleri, “Mesleğimizi, eğitimimizi, diplomamızı yok sayan tüm düzenlemeleri şimdiden ve topyekûn reddediyoruz” dedi.

'SALDIRILARIN YIKIM PROJELERİNİN KOLAYLAŞTIRILMASI ADINA PLANLANDIĞINI BİLİYORUZ'

Mesleklerine yönelik bu tarz düzenleme ve saldırıların rastlantı olmadığının altını çizen çevre mühendislerinin açıklamasında, “TMMOB Çevre Mühendisleri Odası üyeleri olarak tüm meslektaşlarımızla beraber, ekolojik yıkımlara hayır dedik ve demeye de devam edeceğiz. Zaman herkese haklı olduğumuzu göstermekteyken bugün gündemde olan ‘'mesleğimize yönelik saldırıların' yıkım projelerinin kolaylaştırılması adına planlandığını biliyoruz” ifadelerine yer verildi. 

'MESLEKTAŞLARIMIZI BU İHANETE DUR DEMEYE DAVET EDİYORUZ'

“Kendisine Çevre Mühendisi diyebilen tüm meslektaşlarımızı; mesleğine karşı yıllardır süregelen antidemokratik bu ihanete dur demeye, bu haksızlığa bu hukuksuzluğa karşı sesini yükseltmeye davet ediyoruz” denilen açıklamada, karşı çıkılan olgular maddeler halinde şöyle sıralandı:

*Eğitim ve belge ticareti ile çevre mühendislerinin 4 yıllık lisans eğitiminin ve diplomasının yok sayılmasına,

*Çevre mühendislerinin yetkinliğinin ve yetki alanlarının muğlaklaştırılarak neredeyse her mühendislik disiplini, bilim dalı ya da meslek grubu tarafından yapılabilecek bir iş olarak sunulmasına,

*Çevre mühendisliğinin mesleki bağlamının çeşitli unvanlar altında evrak memurluğuna indirgenmesine,

*Her bir Çevre Mühendisinin mesleki hakları bir yana, bireysel haklarını dahi zedeleyen hak ihlallerine maruz kalmasına,

*Adında Çevre olan ve Çevre Mühendisliğini ilgilendiren bir taslak hazırlanırken ilgili kurum kuruluş, meslek örgütü, sivil toplum kuruluşu vb. görüşleri alınmadan, yasal prosedürler dahi yerine getirilmeden hazırlanan taslaklara,

*Proje ürettikleri alanda daha önce çalışmamış ve liyakati belirsiz kadrolarca hazırlanan, çevre yönetimi ile ilgili ne çevre mühendislerinin, ne danışmanlık firmalarının ne de işletmelerin kronik sorunlarına çözüm sunan yönetmelik değişikliklerine,

*Mevzuattaki eksikliklerin, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı arasındaki iletişim sorununun, kadro ve denetim sayılarının yetersizliği ile uygulamada karşılaşılan birçok sorunun kaynağının danışmanlık firmaları ve sahada çalışan meslektaşlarımıza indirgenmesine,

*Çevre mühendisliği mesleğinin doğası gereği birçok iş kolunun faaliyetini gerçekleştirmesinde ana aktörlerden biri olması gerekirken, içinde çevre mühendisi bulunmayan çevre yönetim hizmetleri kurgulanmasına,

*Mesleğimizin ana çalışma konuları ile ilgili yasal çerçeveyi çizerken çevre mühendislerinin sistemden dışarı atılarak yerlerini “uzman” ve “görevlilere" bırakan anlayışa,

*Mesleğimize dair kaygıları içeren, çözüm önerisi sunabilecek kişi ve ya kurumların, yapıcı ve olumlu olabilecek en ufak görüş, öneri ya da eleştirilere gözlerin kör, kulakların sağır, kapıların ise kapalı olmasına,

*Tüm bu süreçlerde üniversitelerde kendi verdikleri çevre mühendisliği eğitiminin içeriğini yetersiz bularak, Bakanlık tarafından “yeterli”(!) görülerek söz konusu taslakların hazırlanmasında başrol oynayan akademisyenlere,

*Tüm bu süreçlerde üniversitelerde kendi verdikleri çevre mühendisliği eğitiminin içeriğini yetersiz bularak, çevre mühendisleri için sertifikasyon eğitimleri öneren akademisyenlere, sertifika eğitimleri düzenlenmesine toptan karşı çıkıyoruz. (DUVAR)