Çevre Sayfası... Göcek'in bitmeyen çilesi: Bırakın koylar vahşi kalsın

Doğa harikası Göcek koylarının başı dertten kurtulmuyor. Bölge halkı iri ufaklı yapılaşmaların olduğu koyların zarar göreceğinden endişe duyuyor.

Abone ol

Türkiye’de cennetten bir köşe gösterin deseler herhalde birçok kişi Fethiye’deki Göcek koylarını gösterir. Mavinin her tonunu görebileceğiniz bu doğa harikası koylar her gün dünyanın her yerinden misafirler ağırlıyor ancak başı dertte.

Aslında Göcek özel koruma bölgesi. Yani bu doğal güzellikler yasalarla korunuyor. Yapılaşma mümkün değil ancak bölge halkı koyların tehlikede olduğuna dikkat çekiyor.

‘TEKNE KALABALIĞI’

Geçen haftalarda bölge halkıyla birlikte koylarda inceleme gezisine katıldım. Göcek’ten bindiğimiz tekneyle açılmaya başladık. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde kurulan ve kurulduğu günden bu yana tartışmaların odağında olan Muğla Turizm Çevre Vakfı (MUÇEV) Turizm ve Ticaret Limited Şirketi’nin marinasının ve denizdeki onlarca teknenin ortasından koylara doğru yola koyulduk. İlk durağa gelene kadar dünyanın birçok yerinden gelen zenginlerin tekneleri dahil bir tekne kalabalığıyla karşılaşıyoruz. Açıldıktan sonra uzun bir süre geçmesine karşın tekneler bitmek bilmiyor.

‘DENİZ ORMANLARI’

Bulunduğumuz teknede yer alan İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Yekta Aktan Turan, deniz çayırlarının öneminden bahsediyor. Uzmanlar deniz çayırlarını deniz ormanları olarak nitelendiriyorlar ve denizlerin güzelliğinin korunması için başrolde yer aldıklarını anlatıyorlar. Turan da deniz çayırlarının Göcek’te de olumsuz etkilendiğini anlatıyor. Tekne çıpalarının çayırlara zarar verdiğine değinen Turan, çayırların haritalama sistemiyle korunabileceğinden bahsediyor.

‘BÖLGE HALKI ŞİKAYETÇİ’

Turan’la sohbetimizin ardından Sıralı bük koyuna varıyoruz. Dalaman Belediyesi geçen nisan ayında bu koydaki kaçak yapıları dozerlerle yıkmış. Ardından sırasıyla Kille Koyu, Hurmalı koyu, Akbük koyu, Yavansu koyu, Binlik koyu, Zeytinli adaya gidiyoruz. Çoğu koyda irili ufaklı yapılaşma mevcut. Kiminde iskeleler var tekneler bağlı, kimisinde de yemek yenebilecek kulübeler var. Bölge halkı koylardaki bu yapılaşmadan şikayetçi.

Koylar arasında en çok Kleopatra Hamam koyundaki Likyalılar döneminden kalma tarihi kalıntılar dikkatimi çekiyor. Tekneler çevresine bağlamış, insanlar içinde dışında yüzüyor. Üstüne çıkıyor.

'KONTROL ETMİYOR’

Bu sırada Göcek’te yaşayan Hasan Şimşek koyların nasıl marinalaştığını anlatıyor bana. Şimşek, “Koylar marinaya dönüşürse buraya kimse gelmez. Durum ortada, kaçak yapıları kimse kontrol etmiyor. Yıkım kararı verilse de uygulanmıyor. Yıkılıyor ama tekrar yapıyorlar. Bıraksınlar koylar vahşi kalsın” diyor. Hamam koyunu gösteren Şimşek, kıyıların arkasında arazilerin 2B olduğunu belirterek “Hamam koyu şu an bakir ama arkadaki araziler 2B ve her an her şey olabilir” diye endişesini dile getiriyor. Orman dışına çıkarılan arazilere 2B arazisi deniyor.

‘İSKELELER KALDIRILMALI’

Teknenin kaptanı Necdet Sarı’ya koyların durumunu sorduğumda ise bin ah işitiyorum. Sarı, deniz çayırlarına da dikkat çekerek “Çayırların olduğu bölgelerde kaçak yapılan iskeleler var. Bunlar marina gibi işletiliyor. Kışlık tekneler de bağlanıyor ücret karşılığı. Deniz çayırlarının nefes alması için 3 günden fazla gölge yapmamak gerekiyor. Kaçak yapılar var. Korunacaksa deniz çayırlarının haritaları güncellenmeli. Bu bölgelerde iskeleler kaldırılmalı. Bunlar yaşaması gerektiği şekilde yaşamalı” diyor. Tekne gezisinin son durağı Kapıdağ Yarımadası’na geliyoruz. Güneşin batışıyla birlikte deniz ve gökyüzü gerçekten cennetten bir köşeyi andırıyor. Uçsuz mavilikle gökyüzü birleşiyor.

‘ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR’

Tekne gezisinin ardından Dalaman Belediye Başkanı Muhammet Karakuş’la konuştum. Karakuş, koylardaki kaçak yapıların geçen aylarda yıkıldığına dikkat çekerek şu anda da bölgedeki çalışmaların devam ettiğini söyledi.

Bir tane Göcek var ve Göcek’i Göcek yapan, tüm dünyanın ilgisini çeken koylar tehdit altında. Koyların tüm güzelliğiyle korumak hepimizin görevi. “Koylara kıymayın efendiler.”