Ceylan Ertem, 'bir müzisyen olarak tarihini' anlattı: Ayıp değil, günah değil

Ceylan Ertem, toplumsal olayların ardından önce müziğin susturulduğunu vurguladığı bir paylaşım yaparak, "Müzik dinleyin, paylaşın. Bu ayıp değil, günah değil. Çünkü müzik sadece eğlence değil" dedi.

Abone ol

DUVAR- Müzisyen Ceylan Ertem, doğum yılı olan 1980'den başlayarak 2023 yılına kadar yaşanan toplumsal olayları sıraladı. Paylaşımında, tüm olumsuzlukların ardından önce müziğin susturulduğuna değinen Ertem, hiçbir müzisyenin müziğini paylaşırken çekinmemesini dilediğini belirtti.

Müzisyen, 1980 darbesinden başlattığı kişisel hikâyesini şu ifadelerle anlattı:

"1980 Aralık doğumluyum. Darbe yılında doğdum, doğumumdan birkaç gün önce ailede çok önemli ve genç bir kayıp da yaşanıyor. Ailemde çoğu kişinin bir lafı vardır ‘80 senesini hatırlamak istemiyorum’. 80 Aralık, John Lennon öldürülüyor. Erdal Eren idam ediliyor. 1986’da Çernobil faciasına şahit oluyoruz hatta etkilerini yaşıyoruz. (Ve bu arada onlarca suikast haberi ile büyüyoruz) Binlerce faili meçhul işitiyoruz. 90’lı yıllarda Zonguldak Maden Faciası, Erzincan Depremi, Uğur Mumcu suikastı ve Sivas Madımak Katliamı aklıma, kalbime kazınmış olaylar oluyorlar. Susurluk kazası (ya da skandalı) da epey tartışılıyor, ben de konu hakkında yayınlanan belgeselleri izliyorum, anlamaya çalışıyorum.

Ahmet Kaya, Magazin Gazetecileri Derneği'nin Şubat 1999'da düzenlediği ödül töreninde linçleniyor, memleketi terk ediyor ve 2000 yılında Paris’te geçirdiği kalp krizi sonrası vefat ediyor. O akşamı dehşetle izliyorum. Akşamın mimarları hala paraya para demiyor, ‘müzik’ yapıyor."

'ÖFKE VE ACI NE YAZIK Kİ ARTIK BİR PARÇAMIZ OLUYOR'

1999 Gölcük Depremi'ne, 18 yaşındayken Sakarya'da yakalandığını anlatan Ertem, travmaları olduğu halde müzik okumak için İstanbul'a taşındığını anlatıyor ve şöyle devam ediyor:

"2001’den itibaren ekonomik krizler baş gösteriyor. Cumartesi Anneleri ve kadın cinayetlerine karşı duran arkadaşlarla tanışma, dayanışma yılları başlıyor benim için. Sonra tüm bu yıllarda canımız arkadaşımız müzisyen Değer Deniz de dahil olmak üzere binlerce kadın öldürülüyor. Çocuk gelinler, tacizler, tecavüzler devam ediyor, Münevver Karabulut’tan Özgecan’a, Emine Bulut’a binlerce olayla yanıyoruz. Öfke ve acı ne yazık ki artık bir parçamız oluyor.

2011’de Van Depremi ve travmaları yaşanıyor. Müzik Duruyor. Öte yandan bir çok müzisyen Van İçin Rock’da bir araya geliyor ve bir okul yaptırıyor. 2013’de Gezi’yi yaşıyoruz. Tophanede bir apartmanın kot 1’inde yaşıyorum. 2 albüm yayınlamışım ama kiramı zor ödüyorum. Ellerinde satırlarla Tophane ve çevresinde gezen gericiler yüzünden bir arkadaşımın evine sığınıyorum. Onlarca insan ölüyor. Yine çok uzun süre müzik duruyor. Aylarca aç kalmış bir çok müzisyen Gezi direnişi şarkıları yazıyor, söylüyor…"

'MÜZİK DURUYOR'

"2013 Reyhanlı patlamalarında 50’den fazla insan ölüyor. Müzik duruyor. 2014 Soma faciası yaşanıyor. Perişan oluyoruz. Müzik duruyor. 2014 F. Gülen savaşı yaşanıyor, yine ortalık karışıyor.

2015 - 2017 yılları arasında yüzlerce insanın öldüğü terör saldırıları gerçekleşiyor. 2015’de Suruç’taki intihar saldırısında 34 kişi ölüyor, yüzlerce insan yaralanıyor. 2015’de Ankara Garı saldırısında 100’ü aşkın kişi ölüyor. IŞİD'in üstlendiği bu saldırıda 500 kişi yaralanıyor. Güvenpark’tan Beşiktaş Stadına, Reina’ya dek ardı arkası kesilmeyen saldırıları bazen IŞİD bazen TAK üstleniyor. Görüntüler karşısında şok üstüne şok yaşıyoruz. Evlerinizden çıkmaya korkuyoruz. Müzik duruyor."

15 TEMMUZ GECESİ

"2016’da 15 Temmuz gecesi sahnedeyim. İndiriliyorum. Tüm ekip varabildiğimiz evlere dağılıyoruz. Korkudan sinir krizi geçiren arkadaşlarım, yollarda kalanlar bir kısmımız benim eve doluşuyoruz. Korkunç haberler, salâlar, tanklar… Müzik duruyor. 2018 ekonomik kriz yükselerek devam ediyor… Cumhurbaşkanlığı seçimleri… Tüm bu karmaşalar da alternatif müzik sahneleri ve sanatçıları yara alıyor. Bilet satışları düşüyor. Müzisyenlerin bir çoğu hem baskılar hem ekonomik nedenlerle yurtdışına göç ediyor.

2020 Covid 19. İki kez Covid 19’a yakalanıyor, ilkini çok ağır geçiriyorum. Dünya genelinde 6 milyon kişi maalesef hayatını kaybediyor. Ve neredeyse bir yılı aşkın süre müzik duruyor. Ailesini geçindiremeyen müzisyenler isyan ettiğinde linçleniyor. Onlarca müzisyen intihar ediyor. 2021-2022 ekonomik kriz devam ediyor…Kira artışı krizleri yaşanıyor. Kültür sanat alanında bütün biletlerde gözle görülür şekilde düşüş yaşanıyor. Sahneler kapanıyor. Var olan sahneler soldout garantisi olmayan sanatçılara kapılarını kapıyor. Müzisyen göçü devam ediyor… 2022’de dünya nüfusu 8 milyonu aşıyor…Rusya Ukrayna’yı işgal ediyor, binlerce insan ölüyor. Ayrıca enerji krizleri yaşanıyor. Türkiye’de tarikat ve cemaat yurtlarındaki çocuklardan sesler yükseliyor, Enes Kara intiharı ile memleket yine çalkalanıyor."

SEZEN AKSU'NUN 'AVCI'SINA LİNÇ

Sezen Aksu’nun bir şarkısı yüzünden Sezen’e linç başlıyor, Milli Bekâ hareketi evinin önünde Sezen’i protesto ediyor. 'Yeri geldiğinde dillerini koparmak görevimizdir' ifadelerini kullanan Erdoğan'ın açıklamalarına yanıt olarak yazdığı "Avcı" şiiri milyonlarca kez paylaşılıyor. Gülşen başta olmak üzere şarkıcı bir çok kadın müzisyene giyimleri üzerinden linç kampanyaları başlatılıyor. 2021 ve 2022 yıllarında onlarca orman yangını çıkıyor, müdahaleler yetersiz kalıyor. İnsanlar evsiz kalırken binlerce hayvan kül oluyor. Müzik duruyor. 1 Kasım 2017 tarihinden bu yana tutuklu olan Osman Kavala, 2022 yılı Nisan ayında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılıyor. (Tüm bu yıllar boyu, Gazeteciler, akademisyenler, karikatüristler, sanatçılar, avukatlar…büyük baskılar altında sözlerini söylemeye çabalıyor). 2023 Maraş merkezli, 10 ili kapsayan bir deprem yaşanıyor. İnanılmaz bir sivil toplum örgütlenmesi yaşanıyor. Süreci biliyorsunuz… Müzik duruyor."

'MÜZİK BELGEDİR, AĞITTIR, NİNNİDİR, ŞİFADIR'

Paylaşımının sonunda müziğin sadece eğlence olmadığının altını çizen Ertem, hikâyesini şu sözlerle noktaladı:

"Ben bir müzisyen olarak kendi hatırladıklarım üzerinden böyle bir kısa yazı paylaşmak istedim. Bu benim bir müzisyen olarak tarihim. Bu memlekette hiçbir müzisyenin müziğini paylaşırken çekinmemesini diliyorum. Yas süreçlerini birlikte atlattıktan sonra hep birlikte şarkılar, türküler söyleyebilmeliyiz. Bu koskoca ‘sektör’ yıllardır çürüdü gitti. Yeniden yeşertmek görevimiz. Genç müzisyenlere el vermek, sahnelere destek olmak, bu dev belirsizlik içinden çıkmak görevimiz. Müzik dinleyin, paylaşın. Bu ayıp değil, günah değil. Çünkü müzik sadece eğlence değil. Müzik belgedir, ağıttır, ninnidir, şifadır. Okuyan herkese teşekkürler. Umarım ‘anlatabildim’." (KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)