Cezaevindeki linci telefonda annesine anlattı

Balıkesir'deki Kepsut Cezaevi’nde öldürülen Ulaş Yurdakul'u koğuş temsilcisi Nihat Şen'le adamlarının sabaha kadar dövülerek linç ettiği ortaya çıktı. Olayı saldırganlar arasında yer alan İbrahim Armağan, telefonda annesine "Ya askere git, askere git dedin. Millet dağda öldüremiyor teröristi, biz buruda öldürdük işte, daha ne istiyon" diyerek anlattı.

Abone ol

DUVAR - Balıkesir'deki Kepsut Cezaevi’nde döverek öldürülen Ulaş Yurdakul'un koğuş temsilcisi Nihat Şen'le koğuştaki 7 adamı tarafından linç edildiği ortaya çıktı. Yurdakul'a saldıranlar arasında yer alan İbrahim Armağan, linci annesine telefon görüşmesinde anlattı.

Hürriyet'ten İsmail Saymaz'ın haberine göre İstanbul'da karıştığı bir cinayetten dolayı mahkûm edilen 40 yaşındaki Ulaş Yurdakul, Balıkesir Kepsut Cezaevi’ne konuldu. Psikolojik sorunları olan Yurdakul, 14 Nisan 2016’da C3 koğuşuna yerleştirildi.

Odada değil merdiven altındaki boşlukta serilen yatakta yatmasına izin verilen Yurdakul, iddiaya göre koğuş temsilcisi Nihat Şen ve koğuştaki 7 adamı tarafından, altını ıslattığı gerekçesiyle defalarca dövüldü. Batman nüfusuna kayıtlı Yurdakul, 31 Aralık’ı 1 Ocak 2017’ye bağlayan yılbaşı gecesi dövülerek öldürüldü.

SABAH SAATLERİNE KADAR DAYAK ATTILAR

O gece koğuşta bulunan Emre Ersoy ifadesinde, Nihat Şen ile Mehmet Alkan, İbrahim Armağan, Recep Okumuş, Serkan Evran, Bülent Kocaman, İdris Çakmak ve Murat Sevim’in saat 01.00 sıralarında Yurdakul’u dövmeye başladığını söyledi. Ersoy, saldırganların Yurdakul'u saat 04.00'e kadar dövdüklerini anlattı.

Ulaş Yurdakul, maruz kaldığı şiddet nedeniyle ertesi gün saat 13.00 sıralarında rahatsızlandı ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

SES KAYDI DAVA DOSYASINDA

Ulaş Yurdakul’un ölümünden sonra keşif için gelen heyeti, koğuş temsilcisi Nihat Şen gezdirip bilgilendirdi. Cinayeti saldırganlardan Serkan Evran üstlendi. Soruşturma devam ederken saldırganlardan İbrahim Armağan’ın 3 Ocak 2017 tarihinde annesiyle yaptığı telefon görüşmesinin kaydı olayla ilgili davanın dosyasına girdi.

Ses kaydında yer alan ifadeler şöyle:

Armağan: Buradan bir tane de ölü çıktı, Allah razı olsun.

Anne: Kimlerden?

Armağan: Batmanlı (küfrediyor) biri öldü gitti. (Yine küfrediyor) teröristi...

Anne: Polis ne yapıyor? Armağan: (Küfrediyor) O da paket, o da var olayın içinde. Sekiz kişi varız. Serkan abi ‘Ben yaptım’ diyor. Serkan abim, Allah razı olsun, alıyor üstüne. Bakalım... Serkan abi yırttıracak bizi de biraz uğraştıracak bizi.

Anne: Olsun bakalım, sağlık olsun ama karışmayaydınız iyiydi oğlum be...

Armağan: Ya askere git, askere git dedin. Millet dağda öldüremiyor teröristi, biz buruda öldürdük işte, daha ne istiyon.

Anne: Yani... Armağan: Allahın teröristi.

AVUKAT GÜNSALAN: CEZAEVİ YÖNETİMİ GÖZ YUMDU

Ulaş Yurdakul’un ailesinin avukatı Hasan Hakan Günaslan, 23 Aralık'ta İstanbul İHD'de bir basın toplantısı düzenleyerek İsmail Saymaz'ın haberinde yer alan bilgilerin bazılarını kamuoyuyla paylaşmıştı. Evrensel'den Cansu Pişkin'in aktardığına göre  avukat Gülseren Yoleri ile Yurdakul ailesinin de katıldığı basın toplantısında avukat Günsalan, Ulaş Yurdakul'un öldürülmesinde cezaevi yönetiminin de ihmali olduğunu söylemişti.

Yurdakul’un öldürülmesinde cezaevi idaresinin sorumluluğuna ilişkin çok sayıda ifade ve kanıt olduğunu söyleyerek görevliler hakkında takipsizlik kararı verildiğini söyledi.

Günaslan, Yurdakul’a fiziksel şiddetin uzun süreden beri uygulandığını, şiddetten haberdar olan cezaevi idaresinin herhangi bir önlem almadığını, işkence ve ölüme göz yumduğunu kaydetti. Kepsut Cezaevi’nde daha önce de basına yansıyan ölüm ve tecavüz olayları gerçekleştiğini kaydeden Günasalan, “Cezaevi idaresinin bu sorumluluğuna ilişkin çok sayıda ifade ve kanıt olmasına rağmen görevliler hakkında takipsizlik kararı verildi. Takipsizlik kararına itiraz ettik sonucu bekliyoruz” dedi.

ANNESİNE SÖYLEDİĞİ SÖZLER

Yurdakul’un öldüğü gün, N.Ş. tarafından koğuşta kalan diğer mahkumlara nasıl ifade vereceklerinin anlatıldığını söyleyen Günaslan, şunları aktarmıştı: “Ölümün banyoda düşme sonucu olduğu söylenmiş. Deliller temizlenmiş. Uydurulan mizansene göre de karşılıklı kavga izlenimli darp olayını tek bir mahkum üstlenmiş. N.Ş. ise işkencenin yapıldığı odada temizlik yaptırarak kan izlerini sildirmiş, ölüm sonrası koğuşa gelen olay yeri inceleme ekibini karşılamış ve onları yönlendirmiş. Olayın üzerinden 6 saat geçtikten sonra savcının ikinci talimatı üzerine biyolojik bulgu araştırması yapılmış. Yönetimin işin içinde olduğu ölüm olayına yaklaşımlarındaki kayıtsızlık da gösteriyor. İşkence ve ölüme karışan İ.A. annesine ‘Askere git diyordun millet dağda öldüremiyor teröristi biz burada öldürdük işte daha ne istiyorsun’ diyerek Ulaş’ı terörist olarak gördükleri için birden fazla kişi tarafından öldürdüklerini itiraf etmiş.”

Kepsut Cezaevi'ndeki linç hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan açıklama