Chavez halkıyla nasıl konuşurdu?
Venezuela Chavez'i neden çok sevdi? Onun 'sırrını' anlamak için halkıyla nasıl konuştuğuna bakmak istedik...
Liderlerin kamera karşısındaki halleri ve konuşmalarını analiz etmek, onların siyasi karakterlerine ilişkin ipuçları vermesi açısından oldukça önemli. Benzerlerinden pek farkı olmayan, fazla 'siyasetçi' görünümlü liderler için bile bunu söyleyebiliriz. Ancak iş Latin Amerika'nın 'sıradışı' liderlerinin üslup ve iletişim tarzını incelemeye geldiğinde, büyük bir parantez açmak gerekiyor. 'İletişim yeteneği' dendiğindeyse herhalde Venezuela'nın eski lideri Hugo Chavez'den de bahsetmek gerekiyor.
Beş yıl önce, kanserden hayatını kaybeden Chavez'i zaten kimi konuşmaları ve röportajlarıyla hatırlıyoruz. Fox muhabirine verdiği yanıtlar, ABD elçiliğinin ülkeyi terk etmesi için saat verdiği konuşması, BM kürsüsünde ABD'nin eski başkanı George W. Bush'a yönelttiği sözler... Tüm bunlar Chavez'i değerlendirdiğimizde 'incelemeden' geçilmeyecek konuşmalar olsa da, onun iletişim yeteneği ve üslubunu anlamak için yüzlerce video ve röportaj kaydı arasında biraz daha detaylı araştırma yapmak gerekiyor. Bunu anlamının en iyi yolu ise şüphesiz kendi halkıyla nasıl iletişim kurduğunu incelemek.
GENÇ CHAVEZ MİKROFONDA...
Siyasetçilerin iletişim kurarkenki tavırları çoğu zaman 'samimiyetsiz' gelebilir. Ancak Chavez için bu iletişim yeteneği, siyasetçi olduktan sonra sahip olduğu bir özellik değildi. Askeri okula başladığı yıllardan itibaren 'mikrofon korkusu' yaşamadı. Akademinin etkinliklerinde sürekli sahnedeydi! Sadece belirli günlerde, ciddi konuşmalar yapmak için değil, şarkı söylemek ya da şiir okumak için de sık sık sahneye adım attı. 1981 yılına ait bu videoda Chavez sahneye çağırılıyor ve 'La Negra del Maraquero' şiirini okuyor. Mikrofondaki rahatlığına ve ismi söylendiğinde insanların verdiği tepkilere dikkat...
Fakat onun asıl yeteneği, sahnelerde değil de askeri akademide eğitmenlik yapmaya başladığı zaman ortaya çıktı. 1980-1985 yılları arasında başkent Karakas'taki askeri akademide verdiği derslerle kısa sürede öğrencilerinin sevgisini kazanır. Burada tarih, kültür, spor ve siyaset gibi pek çok ders verirken öğrencilerin sempatisini kazanması, ordu büyüklerinin dikkatini çekmez. Oysa askerler arasında sevilen biri haline gelmesinde bunun payı büyüktür.
KAMULAŞTIRMAYA ARA: NASILSIN JORGE?
1998 seçimlerinde başkanlık koltuğuna oturmasıyla birlikte Chavez'in en çok ses getiren politikalarından biri ülke genelinde yapılan kamulaştırmalardı. Hatta bu kamulaştırmaların sembolü haline gelen video ise yine ilginç bir detaya sahip: Karakas'ın tarihi Bolivar meydanına gelen Chavez, belediye başkanına etraftaki tarihi binaların kime ait olduğunu sorar. Ardından aldığı yanıt 'özel şirketler' olunca tereddüt etmeden 'Kamulaştırın!' der. Latin Amerika tarihinin önemli isimlerinden Simon Bolivar'ın binalarla olan bağı, meydanda yapılan kamulaştırmaların bir nedeni. Chavez, kamulaştırma emrini çevredeki diğer binalar için de verdi. Elbette bu Chavez döneminde yapılan kamulaştırmaların en küçük çaplılarından. Videonun asıl ilginç tarafı Chavez'in bu ciddi işlem sırasında yanına gelen kişiye bir an dönüp 'Selam Jorge nasılsın?' demesi. Kamulaştırmalar bitince tekrar, Jorge'nin omzuna elini atıp beklenmedik bir şekilde 'Ee sen nasılsın?' diyerek sohbet açıyor!
'KURABİYEDEKİ KAPİTALİZM' ELEŞTİRİSİ
Chavez'in iletişim yeteneği elbette doğaçlamayı da içinde taşıyordu. Bunu üç yaşındaki bir çocukla yaptığı sohbetin devamında net bir şekilde görüyoruz. 2008 yılındaki görüntüde Chavez'in konuştuğu kürsüye elinde bir kağıtla bir çocuk geliyor. Bu ritüel Chavez'in halk buluşmalarının çoğunda gerçekleşmekteydi. Elbette siyasilerin çocuklarla yan yana olması ve bu durumun 'istismar' olup olmaması uzun zamandır tartışılan bir konu. Ama Chavez'in bu çocukla kurduğu iletişim, gerçekten sıradışı!
Çocuk kürsüye geldikten sonra Chavez çocukla sohbet etmeye başlıyor... 'Burada ne yapıyorsun, bana ne getirdin?' sorusuna çocuk, elindeki kağıdı unutup 'kurabiye' der. 'O zaman ver bana' cevabının gelmesiyle birlikte çocuk ağzından kurabiyesini çıkartır ve Chavez'e uzatır. Chavez de tereddüt etmeden yer. Ancak Chavez'in asıl doğaçlama becerisi kurabiyeyi yedikten sonradır. Kitleye dönüp şöyle der: “Bir çocuğun ne olduğunu görüyorsunuz değil mi? Cömertlik! Sonra kapitalist toplum gelir ve bizi egoizmle hasta eder. Ama o, ağzında olanı paylaşıyor!” Chavez'in, neşeli bir anı, bir anda öğretici bir metne dönüştürmemesi dikkat çekici bir 'doğaçlama' yeteneği.
CHAVEZ VE GAZETECİLER
Çevresindeki insanlar ve halkının yanı sıra Chavez'in gazetecilerle de ilginç bir ilişkisi vardı. Örneğin bir gazeteci Miraflores Sarayı'nda soru yönelttikten sonra, Chavez genelde küçük bir sohbet başlatıyordu. Sohbetin konusu Chavez'in, gazeteci hakkındaki izlenimi üzerine belirleniyordu tabii ki. Bu, gazetecinin ülkesi, ismi ya da çalıştığı gazetenin ona hatırlattığı herhangi bir şey olabiliyordu. Her ne kadar kimi hararetli soru-cevaplar yaşansa da mizah asla eksik olmuyordu. Gazeteciler de Chavez'in mizahi yönünü keşfetmiş olacak ki bir görüşmede AFP muhabiri, Benetton'un yaptığı fotomontaj hakkında ne düşündüğünü sordu. Sözkonusu fotoğraf, Benetton'un ünlü öpüşme fotomontajlarındandır ve görselde Chavez ile Obama öpüşmektedir! Bir devlet liderine sorulması güç olan bir soru... Chavez gülerek fotoğrafı görmediğini söyler. Fotoğraf kendisine getirilene kadar geçen saniyelerde Chavez 'dudaktan öpülme' üzerine bir anı, bir de AFP muhabirine film tavsiyesi sıkıştırır! Ardından Chavez'in isteği üzerine fotoğraf getirilir ve görselde kendisinin ve Obama'nın gözlerinin kapalı olmasına içten bir kahkaha atar.
Başarılı iletişim siyasetçi için önemliyse Chavez'de bunu sağlayan kuşkusuz samimiyetiydi... Bunu daha farklı ifade etmek gerekirse, pek çok siyasinin kurmak için 'çabaladığı' iletişimi, Chavez çok doğal ve kolayca sağlayabiliyordu. Venezuela yoksulları için yapmaya çalıştıkları ya da 'popülizmi' bir tarafa, bu iletişim çoğu Venezuelalının onu 'kendilerinden biri' olarak görmesini sağlıyordu.