CHP, AA ile değil YSK ile yarışacak!

ANKARA - Siyasi partilerin 31 Mart Yerel Seçimleri için aday belirleme süreci tamamlandı. Seçime 35 gün kala meydanların hareketlendiği süreçte bir önemli gündem maddesi de sandık güvenliği olacak.

CHP 24 Haziran’dan farklı, yerel seçimin doğasına uygun bir çalışma yapacak. İl il, yerellere endeksli, adayların katkı sunacağı bir sandık güvenliği için operasyon planı yapıldı. 24 Haziran seçimleri için “Sonuçları AA ile eş zamanlı paylaşacağız” açıklamasını bugün bir hata olarak gören ve özeleştiri veren CHP Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, “Bunun çok gerçekçi bir senaryo olmadığını gördük. Bu hedefi revize ettik. Bunun yerine şunu önemsiyoruz. YSK’dan gelen verilerle CHP örgütlerinden, gönüllülerinden gelen verileri eşlemek. Yani YSK ile eş zamanlı bir operasyon yapabilmek ve kesin sonuçları söyleyebilmek” dedi.

Seçim ve sandık güvenliğiyle ilgili CHP’ye yapılan eleştirileri de değerlendiren Adıgüzel, eksiklikler olduğunu ama seçim güvenliğinin sadece seçim günü ile de sınırlı olmadığını söyledi. Yapılan itirazların reddedilmesi, devletin imkanlarıyla kampanya yürütülmesi, seçmen taşıma, güvenlik görevlilerinin hareketi gibi birçok konuya dikkat çeken Adıgüzel, “CHP’nin, HDP’nin, İYİ Parti’nin sistemi çalışmadı hikayesi çok kolay. Bunlar düzelir ama asıl büyük mesele YSK üzerinden şekillenen süreçte. Devlet imkanlarının eşitsiz kullanımında. Asıl meşru olmayan durum buralarda olgunlaşıyor” dedi. Adıgüzel’in seçim ve sandık güvenliği ile ilgili Gazete Duvar’ın sorularına yanıtları şöyle oldu:

-31 Mart yerel seçimlerinde sandık güvenliği için çalışmalar başladı mı?

CHP, 24 Haziran sürecini kendi içinde değerlendirdi. O dönem ikili bir takip uygulanmıştı. Sadece CHP’nin görev verdiği arkadaşların kullandığı bir iç sistemimiz vardı. Bir de platform oluşturarak diğer partilerden de veri alalım demiştik. Bu dönem tek boyutlu bir çalışma yürütülecek.

-Nasıl tek boyutlu bir çalışma olacak?

Genel seçimlerde doğası gereği Türkiye’nin her tarafından gelen sonuçlarla kesin sonuca ulaşıyorsunuz. Ama yerel seçimler böyle değil. İstanbul ya da Adana’da o ile dair operasyonu doğru yaparsanız ilçe ilçe sonuca ulaşabilirsiniz. Bundan kaynaklı çalışmaları yerellere endeksledik ve adaylarımızın da sürece katkı sunmasını istedik.

Biz hafta sonu kampta 26 ilden gelen bilişim sorumlularını topladık. Bunlar devam edecek. Yerelleri de bu çerçevede ziyaret edeceğiz. Sistemimizin demosunu yaptık. Sorunsuz çalıştığını gördük.

BU KONUDA BİR ÖZELEŞTİRİ YAPIYORUZ

-24 Haziran’da sonuçları açıklama konusunda çok iddialıydınız. Ama istenen olmadı. Bu seçimde nasıl bir hedef koyuyorsunuz?

24 Haziran seçim sürecinde dönemin ve şartların da getirdiği bir konu vardı. Anadolu Ajansı (AA) manipülasyonunun nasıl önleneceği tartışıldı. “Millet Ajansı kuracağız” dendi ve üzerimize “Sonuçları AA ile eş zamanlı paylaşacağız” şeklinde çok büyük bir yük aldık. Bu konuda bir özeleştiri yapıyoruz. Çünkü bunun çok gerçekçi bir senaryo olmadığını gördük. Bu hedefi revize ettik. Bunun yerine şunu önemsiyoruz. YSK’dan gelen verilerle CHP örgütlerinden, gönüllülerinden gelen verileri eşlemek. Yani YSK ile eş zamanlı bir operasyon yapabilmek ve kesin sonuçları söyleyebilmek önemli.

-Bu durumda AA ile değil YSK ile mi yarışacaksınız?

AA’nın alt yapısını kimlerin kullandığını kamuoyu bizden çok daha iyi biliyor. Böyle bir operasyon yapabilmek için devletin gücünün sonuna kadar kullanılması gerekiyor. Güvenlik güçlerinin, diğer tüm imkanların seferber edilmesi gerekiyor. Yoksa bu hızla veri alma imkanı yok.

GELİN EVİMİZİN ÖNÜNÜ TEMİZLEYELİM

-Peki nasıl bir çalışma yapacaksınız?

Biz tüm seçmenlerden şunu istiyoruz. Gelin evimizin önünü temizleyelim. Sandıklara hep birlikte sahip çıkalım. Bu herkesin vatandaşlık görevidir. İstanbul için söylüyorum. Üsküdar’daki operasyonu arkadaşlarımız doğru yapar buradaki bin küsur sandığı en hızlı şekilde birleştirip sonucu alırsa, Esenyurt’taki arkadaşlarımız da aynı çalışma temposu ile eşgüdümlü olarak buna eşlik ederse biz İstanbul’un 39 ilçesini birleştirip hızla İstanbul sonucunu görürüz. Biz 31 Mart’ta Ekrem Bey’in sonuçlarını da çapraz kontrol için ayrıca takip edeceğiz. Bizim sistemimiz, alt yapımız ve insan kaynağı potansiyelimiz bunu rahatlıkla kaldırabilecek durumda. Tekrar söylüyorum. Yerel seçimler doğası gereği Urfa’daki seçim sonucunu İstanbul’daki arkadaşımızın beklediği bir seçim değil. İstanbul, Adana, Kars, ya da Mersin kendi içinde çözecek, çözüm üretecek.

-Sandık güvenliği konusunda her seçim endişeler daha da artıyor. Bu kez o güveni sağlayabilecek misiniz?

Tüm vatandaşlarımıza diyorum ki umutsuzluğa kapılmayın. Evet, Türkiye’de YSK işini iyi yapmıyor. Seçmen listelerini doğru göndermiyor. YSK’dan önce İçişleri Bakanlığı MERNİS sisteminde yapılacaklar var. Türkiye’de çok iyi analizciler var. Bu analizciler ile devletin kolluk kuvvetleri birlikte çalıştırılarak çok hızlı tespitler yapılabilir ve seçmen listelerine kaynaklık eden veriler güncellenip tereddütler kaldırılabilir. Ama bunu yapmıyorlar biz de YSK’ya bırakmayacağız bu işi. Özellikle iddialı olduğumuz büyükşehirlerde çok ciddi bir potansiyelle hazırlıklarımızı yapıyoruz. Sandık görevlilerimizi tamamladık. Onları sisteme yükledik, tek tek takip ediyoruz. Seçim günü için binlerce gönüllü var. Sivil inisiyatifler var. Ama en büyük görev vatandaşa düşüyor.

-İttifaklar nedeniyle bazı yerlerde sandık görevlisi veremeyeceksiniz. Bu nasıl bir sıkıntıya yol açar?

Bazı noktalarda bu sorunlar var ama İstanbul’u düşünün. 4 ilçe ittifak partisine bırakılsa da büyükşehirde aday çıkardığımız için sandık görevlisi verebiliyoruz. Çok sınırlı sayıda yerde sorun var. CHP 95 yıllık geleneği ile sandıklara sahip çıkma gücü en yüksek parti. İddialıyız biz İstanbul’da, Ankara’da da, aday çıkarmadığımız yerlerde de takipte olacağız. İstanbul ve Ankara’nın yanı sıra Adana, Mersin, Antalya, Bursa’nın olduğu birçok şehirde CHP’nin önde gittiğini ve seçimleri kazanacağını görüyoruz. Arkadaşlarımız da bu motivasyonla sandıklara sahip çıkacak. En önemlisi dediğim gibi evinin önünü süpürmek. Yerel seçimlerin doğası bu. İstanbul’da gönüllüler, vatandaşlar, CHP üyeleri, yöneticiler sürece sahip çıkacaklar. Biz bunun üstesinden geleceğiz ve sonrasında “acaba sandıklara sahip çıkıldı mı” sorusu sorulmayacak. Çünkü biz bütün alt yapıyı sunmuş olacağız.

DİĞER SİYASİ PARTİLERLE İLETİŞİM İÇİNDEYİZ

-Diğer partilerle bir çalışma yapılacak mı?

Sadece partiler değil birçok kurumla iletişimimiz sürüyor. Bilgisayar Mühendisleri Odası eleştirilerde bulunuyordu. Davet ettik. Sundukları bazı eksiklikleri gördüğümüzü fakat operasyonu 81 ilde 180 bin sandıkta görevli örgütlerimizin yaptığını ve onların iş yapma potansiyeli üzerinden eksikler olduğunu anlattık. Bunların üstesinden gelmek için öneriler sundular. Biz de bu önerileri kullanacağımızı söyledik. Bununla birlikte diğer siyasi partilerle de iletişim halindeyiz. İttifak dolayısıyla İYİ Parti ile sandık kurulu üyeliği, seçim kurulu üyeliği üzerinden iletişim kurma zorunluluğumuz var. Bunu en üst düzeyde sürdürüyoruz. Seçime doğru daha güçlenecek. Şimdi müşahit süreci var. STK’larla da bu iletişimi daha da güçlendireceğiz. Amaç temiz, düzgün, şeffaf bir seçim.

ROKET TEKNOLOJİSİ DE YAPSAK BUNU KULLANACAK İNSAN…

-Siz hazırlıkları yapıyoruz diyorsunuz ama seçim günü sandık başına gitmeyen görevliler ya da erken ayrılanlarla ilgili çok tartışma yaşanıyor. Bunu nasıl çözeceksiniz?

Sandık ve seçmen sayısı açısından en büyük seçim bölgesi İstanbul’a bakalım. 28 bin 825 sandığın fotoğrafı bugün İstanbul İl Başkanlığımızda var. Bu şu demek: Göreve gelmeyen olur veya başka sorunlar yaşanır. Orada bilinçli bir ilçe başkanı, okul sorumlusu bunun üstesinden gelebilir. İnsan kaynağı eksiklerini gidermek için biz de çözümler üretmeye çalışıyoruz. Ama dünyanın her yerinde var. Ben bir mühendis olarak, “her zaman kullanıcı hatasını düşünmek gerekiyor” diyorum. Biz roket teknolojisi de yapsak bunu kullanacak insana ihtiyacımız var. Bizim seçim sistemimiz de manuel çalışan bir sistem. Birilerinin içeriye girip mühür bastığı sonrasında bunların toplanıp merkeze ulaştığı bir sistem. Bu nedenle teknolojiden çok insan hatalarının minimuma indirilmesi ile aşılabilecek bir süreç söz konusu. İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirler başta olmak üzere çok ciddi potansiyel var. Bu süreci çok rahatlıkla yönetebiliriz.

SEÇİM GÜVENLİĞİ 31 MART’TAN İBARET DEĞİL

-Potansiyel yüksek diyorsunuz ama her seçim sonrası CHP’ye bu konuda eleştiriler geliyor.

Eksikler yok mu elbette var ama şunu da görmek gerekiyor. Türkiye’nin en eşitsiz seçimlerini yaşıyoruz. Urfa’da arkadaşlar tarihe not düşülecek hukuksuzluklar ortaya çıkardı. Paket oyların kullanılması, başkaları adına oy kullanma gibi tespitler yaptık. Bunları yok sayan, görmezden gelen anlayış döndü geldi CHP’nin seçim sistemi çalışıyor mu, çalışmıyor mu? Mesele bunun çok üzerinde. Seçim güvenliği sadece seçim günü ile de sınırlı değil. Seçim güvenliğini seçim öncesi ve sonrasında da görmek gerek. İtirazlar ne kadar cevap buluyor? Türkiye’nin dört bir tarafında itirazlar yaptık. Üsküdar’da sadece 7 bin 400 itiraz yaptık, 1500’ü zor kabul edildi. Bu eşitsizlik değil mi? Devletin uçakları, imkanlarıyla kampanya yapmak eşitsizlik, adaletsizlik değil mi? Vali, emniyet müdürleri ile kampanya yapan iktidara karşı 3 kuruşu denkleştirip kampanya yapmaya çalışan adaylar yok mu? Böyle ciddi eşitsizlikler var. Bunlar birikip seçim gününe geliyoruz. Seçim günü hakkıyla görevini yapan tüm memurlara teşekkür ediyorum ama bir de baskıyla o paket oyları sandığa attırmak zorunda kalan memurlar var. Bunları iyi görmek lazım. Özellikle güvenlik görevlilerinin hareketinin iyi incelenmesi gerek. Bazı yerlerde seçimi manipüle etmeye yönelik bir taşıma görülüyor. Bunları da görmek, muhalefet olarak buradan eleştirmek de gerekiyor. Yoksa dönüp CHP’nin, HDP’nin, İYİ Parti’nin sistemi çalışmadı hikayesi çok kolay. Bunlar düzelir ama asıl büyük mesele YSK üzerinden şekillenen süreçte. Devlet imkanlarının eşitsiz kullanımında. Asıl meşru olmayan durum buralarda olgunlaşıyor.

-Bir düzenleme ile İçişleri Bakanlarının seçim öncesi görevden alınması uygulaması kalktı. Bu durum seçimi nasıl etkiliyor?

Şunu söylemek lazım. Süleyman Soylu tamamen bir partinin İçişleri Bakanı gibi davranıyor. Seçmen kütükleri de ona bağlı. İstese hepsini çok daha şeffaf, düzgün hale getirme imkanına sahip. Yine YSK’daki çalışmalar denetlenebilir hale getirilebilir. Bunları yapmak yerine kaosu tetikliyorlar ve “Kaostan biz çıkabilir miyiz” mantığı ile davranıyorlar. İktidarın amacı “Bu seçimi de kazanayım gerisine bakarız” şeklinde. Ekonomik gidişatı da nasıl yönettiklerini görüyoruz. Tek dertleri 31 Mart’ı atlatmak. 7 Haziran’dan 1 Kasım’a yaşananları hatırlayın. Bunlar kabul edilebilecek süreçler miydi? Onca operasyon, katliam… Nasıl göz yumuldu bunlara?

TEK HEDEFİMİZ VAR O DA KAZANMAK

-Aday belirleme süreci çok sancılı geçti. Bu sandık güvenliğini etkilemez mi?

Bu belki kısa vadede sorun gibi görünüyor ama uzun vadede aşılıyor. İstanbul’da, İzmir’de artçılar oldu ama bu yaralar sarılıyor. Seçime 35 gün var. CHP Genel Merkezi kazanmak için çalışıyor. Birçok eleştiri alıyor, bunları da göğüslüyoruz. Tek hedefimiz var, o da kazanmak. Başka derdimiz yok. 24 Haziran gecesinin çok iyi yönetildiğini söylemiyoruz. “Erken açıklayacağız” diyerek hata yaptık. Bugün biz erken açıklamak yerine güvenilir kesin sonuçları ortaya koymayı tercih edeceğiz ve bir tutanak kalana kadar takip edeceğiz.

-2014 seçimlerinde Ankara sayımı çok tartışmaya beraberinde iddiaya yol açtı. Ankara için nasıl bir hazırlık var?

Ben Ankara’yı kazanacağımızı düşünüyorum. Tek merkezli bir operasyon yürüteceğiz. Bunun toplantılarını yapıyoruz. Sandık görevlilerini topladık. İYİ Parti ile görüşmeler sürüyor. Tutanakları ilçelerde toplayıp tek tek takip etme hedefindeyiz. 11-12 bin tutanak var. Rahat rahat organize edilebilir. İstanbul’da zaten iyi bir operasyon var. Sadece eksik olan yerleri takviye edeceğiz.