CHP, HDP ve İYİ Parti’den kadına şiddet yasasına şerh

CHP, HDP ve İYİ Parti, kadına şiddette ceza artırımı öngören teklife şerh koydu: “Anayasaya aykırı”, “Sorunu kökten çözecek anlayıştan uzak”, “İktidar bir grup seçmeni etkilemeye” çalışıyor”...

Abone ol

ANKARA- CHP, HDP ve İYİ Parti, TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edilen kadına şiddette ceza artırımı öngören yasa teklifine şerh koydu. Muhalefet şerhlerinde, iktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararına eleştiriler ön plana çıkarken, yasa teklifinde yer alan maddeler kadına şiddeti önlemede yetersiz bulundu.

CHP şerhinde, kanun teklifinin cezaların arttırılması ile suçun azalacağını varsayan tek yönlü bir bakış açısıyla hazırlandığı ifade etti. HDP'li üyeler, kanun teklifinin “çoğunlukçu, katılımcı demokrasi ilkesinden uzak” olduğunu belirtirken, İYİ Parti kanun teklifinin kadına yönelik şiddeti önlemenin felsefesine ters olduğu görüşünü paylaştı.

CHP: ANAYASA'YA AYKIRI

TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmelerine önümüzdeki hafta başlanacak olan teklife karşı CHP muhalefet şerhinde, kadına yönelik şiddet ile sağlık çalışanlarına yönelik konuların ayrı ayrı irdelenmesi gerektiğini değerlendirdi ve teklifin Anayasa'ya aykırılık içerdiğini belirtti.

Teklif maddelerinin çoğunlukla kadına yönelik şiddetin önlenmesi gerekçesiyle oluşturulduğunu ifade eden CHP, kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin artmasına neden olarak iktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı ile 6284 Sayılı Kadına Şiddeti Önleme Kanunu’nun etkin uygulanmamasını gösterdi.

CHP şerhinde, kadına yönelik şiddetin bütüncül politikalar ve bakış açısıyla şekillendirilmiş bir yasayla ele alınması gerektiğini ifade etti.

Ancak ilgili kanun teklifinin cezaların arttırılması ile suçun azalacağını varsayan tek yönlü bir bakış açısıyla hazırlanmış olduğunu belirten CHP, kanun teklifinin bu yönüyle anayasaya aykırılık içerdiğini belirtti.

‘ISRARLI TAKİP’ DÜZENLEMESİ KADINLAR ARASINDA AYRIM YARATIR

CHP şerhinde, yasa teklifinde yer alan “ısrarlı takip” düzenlemesinin de kadınlar arasında ayrım yaratacağını savundu. Şerhte bu durumun sebepleri şöyle açıklandı:

“Getirilmek istenen takip suçunun ağırlaştırıcı unsuru olan 'ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi' ifadesi kadının ilişkideki konumu ve ilişkinin meşru-gayrimeşru olma durumunu değerlendirmeye açık.”

‘AKP’YE PUAN KAZANDIRIP CHP’Yİ İTİBARSIZLAŞTIRMAYI HEDEFLEYEN BİR MÜHENDİSLİĞİN ÜRÜNÜ’

Teklif ile kasten öldürme, kasten yaralama, tehdit, işkence ve eziyet suçunun kadına karşı işlenmesi halinde cezası artırılacak. Kasten öldürme suçunun kadına karşı işlenmesi hali bu suçun nitelikli halleri arasına alınacak.

CHP, bu durumun da Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirtti.

Düzenlemenin “kötü ve sakar hukukçuluğun bir ürünü” olduğunu savunan CHP şerhinde,

“Ya da AKP’nin evlilik dışı ilişkiye kanunda atıf yapma alerjisinden kaynaklanmaktadır ve bu zorluktan kaçınabilmek için cinsiyet temelli azami genişlikte bir ölçüt kullanılmıştır. Belki de AKP’nin kadına karşı şiddetle mücadele için getirdiği önerilere CHP’nin (eşitlik ilkesi ve ceza hukukunun tutarlılığı temelinde) karşı çıkmasını tahrik etmeyi ve kamuoyu nezdinde bu alanda AKP’ye puan kazandırıp CHP’yi itibarsızlaştırmayı hedefleyen bir mühendisliğin ürünüdür” ifadelerine yer verildi.

‘SAĞLIK ÇALIŞANLARINA İLİŞKİN DÜZENLEME SORUNLARA ÇÖZÜM SUNMAZ’

CHP şerhinde, sağlık çalışları hakkındaki düzenlemeye ilişkin itirazlar da yer aldı. Teklifin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yurtdışına giden doktorlara yönelik söylediği “Giderlerse gitsinler!” söyleminin hemen ardından Meclis’e sunulduğuna dikkat çeken CHP, düzenlemenin sorunun özüne dokunan çözümler sunmayacağını söyledi.

‘İKTİDAR KANUNLARI YAPBOZ TAHTASINA ÇEVİREREK KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ ORTADAN KALDIRAMAZ’

HDP şerhinde, sahada kadın hakları çalışan örgütlerden veya hukukçulardan görüş alınmadan hazırlanan bu yasa teklifi, “çoğunlukçu, katılımcı demokrasi ilkesinden uzak” olarak değerlendirildi.

Hazırladığı şerhle AK Parti’yi İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı üzerinden eleştiren HDP, diğer yandan söz konusu yasa teklifiyle iktidarın “günah çıkarmaya” ve “bir grup seçmeni etkilemeye” çalıştığını belirtti.

Torba kanun uygulamalarına da tepki gösteren HDP, hazırladığı şerhte, “İktidarın kanunları “yapboz tahtasına” çevirerek, etkisiz ve göstermelik girişimlerle kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırması mümkün değildir” dedi.

‘ERKEKLERİ CEZA İLE KORKUTUP 'TERBİYE' ETME YAKLAŞIMI GERÇEKLİKTEN UZAK’

HDP şerhinde, kadın haklarına yönelik saldırıların son yıllarda güçlü şekilde hissedildiğini ifade etti. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı, nafaka hakkı düzenlemesi gibi tartışmalara dikkat çeken HDP şerhinde, böylesi bir ortamda erkekleri ceza ile korkutup “terbiye” etme yaklaşımının gerçeklikten uzak olduğunu kaydetti.

HDP, İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme kararından vazgeçilmesi ve sözleşmenin etkin bir biçimde uygulanması uyarısında bulundu.

‘TAKDİRİ İNDİRİM DÜZENLEMESİ İLE ERKEK YARGI KARARI MEŞRULAŞTIRMAK İSTENİYOR’

İktidar tarafından sunulan söz konusu teklifte toplumsal cinsiyet ve kadın- erkek eşitsizliği gibi tanımlamaların yer almadığına dikkat çekilen HDP şerhinde teklife ilişkin şu itirazlarda bulunuldu:

“Takdiri indirim düzenlemesi ile failden pişmanlığını gerekçelendirmesi ve erkek yargı kararını bu yolla meşrulaştırması istenmektedir. Erkek yargının en çok başvurduğu kanun maddesi olan haksız tahrik indirimi ise olduğu gibi kalmıştır. Türk Ceza Kanunu’nda eziyet, işkence, tehdit ve yaralama suçlarının kadına karşı işlenmesi halinde ceza artırımına gidilmiş olsa da bu cezaların bir caydırıcılığı bulunmamaktadır. Öte yandan ‘toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı kadına yönelik suçlar’ olarak tariflenmediğinde bir kadının bir kadına karşı işlediği suç da bu artırım sebepleri arasında sayılabilecek ve geniş yorumlanacaktır.”

İYİ PARTİ: ‘KADINA ŞİDDET SORUNU ÇÖZÜLMEDEN ATILACAK ADIMLAR YARAYA PANSUMAN OLUR’

İYİ Parti de kadına şiddette ceza artırımı öngören yasa teklifine şerh düştü. Söz konusu kanun teklifinin, şiddet sorununa yol açan kurumsal, toplumsal ve psikolojik faktörlerin ortadan kaldırılması bakımından eksik olduğunu ifade eden İYİ Parti, teklifin sorunu kökten çözecek anlayıştan uzak olduğunu vurguladı.

Muhalefet şerhinde, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri verilerinde Türkiye’deki durumu paylaşarak, bu alanda alınan önlemleri de aktaran İYİ Parti, “Tüm bu çabalara rağmen kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerindeki artış son bulmamakta, istatistiklerde ülkemiz başı çekmektedir. Kadına yönelik şiddetin temelinde yatan sorunları tespit etmeden, bataklığı kurutmadan ve bu sorunları çözmeden atılacak adımlar yaraya pansuman olmaktan öteye geçemeyecektir” uyarısında bulundu.

‘KANUN TEKLİFİ KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ ÖNLEMENİN FELSEFESİNE TERS’

İYİ Parti şerhinde, kadına karşı şiddetin ceza kanunu altında bir tanımının yapılmamış olduğuna dikkat çekilerek, “kanun teklifinde 'Kadına Karşı Şiddet Suçu' açıkça tanımlanmalı ve Türk Ceza Kanunu’na eklenecek bir madde ile ayrı bir suç olarak düzenlenmeli” önerisinde bulunuldu.

Söz konusu kanun teklifinin kadına yönelik şiddeti önlemenin felsefesine ters düştüğü izlenimi uyandırdığını belirten İYİ Parti, sunduğu şerhte bu durumu şu şekilde açıkladı:

“Kadına şiddeti ölüm sonrası olarak değerlendiren bu zihniyet vatandaşa 'Büyük işler yapıyorum' havasında algı yönetimi yapmaktadır. Bu teklifle hem kadına hem sağlık çalışanlarına yönelik şiddet suçlarının cezaları Türk Ceza Kanunu’nda artırılmaktadır. Kadına veya sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlar cezaların azlığına güvenerek bu suçları işlememekte, bu cezaların etkin infazları olmadığı için bu suçları işleme cesareti ve cüreti göstermektedir. Uygulayanlar cezaların azlığına güvenerek bu suçları işlememekte, bu cezaların etkin infazları olmadığı için bu suçları işleme cesareti ve cüreti göstermektedir. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanundaki koruyucu ve önleyici tedbirler maalesef uygulanmamaktadır. Uygulanmayan bir Ceza Yasası’na yine uygulanmayacak maddeler eklemeye çalışan iktidarın, kadına karşı şiddetle mücadele iradesinin olduğuna güven duyulmamaktadır.”