CHP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı: Gençler topluma sarılan bir cumhurbaşkanına aç
CHP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı Burkay Düzce'yle seçim çalışmalarını konuştuk. Gençlerin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce'ye bakışını anlatan Düzce, "Gençler topluma sarılan bir cumhurbaşkanına aç" diyor...
DUVAR - 24 Haziran seçimlerine sayılı günler kalırken CHP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı Burkay Düzce ile buluştuk. Düzce İstanbul'da yaptıkları seçim çalışmalarını, gençlerin seçimden beklentilerini, 24 Haziran sonrası nasıl bir Türkiye hayal ettiklerini anlattı. Türkiye'deki gençlere seslenen Düzce "Zap suyunun aktığı yerde huzur olmadığı zaman burada Haliç'te huzurun sağlanamayacağını, buranın da huzursuz olacağını çok iyi biliyoruz." çağrısı yaptı.
'BİZE ZAFER GEREK DİYEREK YOLA ÇIKTIK'
24 Haziran'da yapılacak erken seçimler için nasıl bir yol haritası izliyorsunuz?
Cumhuriyet Halk Partisi gençlik kolları olarak erken seçim beklentisi içerisindeydik. Erken seçimin Kasım ayında yapılacağını düşünüyorduk. Bu kadar erken olacağını tahmin etmemiştik. Ama il ve ilçe örgütlerimiz bu noktada sandık güvenliğine yönelik ciddi çalışmalar yapıyor. Ülkenin gençleri olarak bizler de 2 bin 500 kişinin katılımıyla 'bize bir zafer gerek' diyerek yola çıktık.
'HER SANDIKTA İKİ MÜŞAHİT OLACAK'
Genel olarak sandık güvenliği seçimin en çok tartışılan başlıkları arasında yer alıyor. Bu konuda sizin de çekinceleriniz var mı? Çalışmalarınız nasıl devam ediyor?
Özellikle muhalif seçmene dönük iktidarın havuz medyası tarafından oy kullansanız dahi 'Bakın oylarınız çalınacak. Sandığa gitmeyin. Gerek yok' tarzında propaganda yürütülüyor. Örgütlerimizi bu konuda uyardık. Özellikle umutsuzluğa dönük bir algıya yer vermemeleri gerektiğini belirttik. 16 Nisan referandumunda iktidar bütün olanakları kulladı. Her şeye rağmen halk toplantıları 'Hayır'ı örgütlendi. Şu anda Cumhuriyet Halk Partisi üyesi 136 arkadaşımız sandık güvenliği için bir karargahta çalışma yürütmekte. Her sandıkta en az 2 müşahit olacak. Genç arkadaşlarımızın da sandık kurulu üyesi olmalarını talep ettik. 1 Haziran'a kadar arkadaşlarımızla bu görevleri yerine getirmeye çalışacağız.
'HER BİREYİN POLİSİN TACİZİYLE KARŞI KARŞIYA KALABİLİR DURUMU VAR'
OHAL'de seçime gidiyoruz. Bu durum seçim çalışmalarını nasıl etkiliyor?
Bu süreçte kolluk güçlerinin iktidar partisinin kolluk kuvvetleri gibi davrandıklarını görüyoruz. Bugün iktidar partisi gibi düşünmeyen her birey polisin taciziyle karşılaşabilir. Buna yönelik çok ciddi bir toplumsal çalışma yürüttük. Parti üyemiz olsun olmasın Cumhuriyetimizin korucu değerlerini benimsemiş, demokrasiyi içselleştirmiş olan bütün demokrasi sevdalısı kardeşlerimize bu noktada görev almaya davet ettik. Birçok seyyar ekibimiz özellikle sıkıntı yaşayabileceğimiz ilçelerde okulları gezecekler. İktidar partisinin seçimi kaybettiğini çok açık bir şekilde görüyoruz. AKP'nin heyecanını yitirdiğini biliyoruz. AKP'nin belediye başkanları ağlaya ağlaya istifa ettirildi. Çok sıkıntılı bir kongre süreci gerçekleştirdiler.
'GENÇLER YAŞAM TARZLARINA MÜDAHALEDEN RAHATSIZ'
İstanbul'da farklı siyasi görüşlere sahip gençlerle de iletişim halindesiniz. Gençleri sizlere neler anlatıyor? Sizce gençlerin yaşadıkları en büyük sorunları nedir?
Gençler gelecek kaygısı yaşıyor. Özellikle mezun olan diplomalı arkadaşlarımız kapı kapı iş arıyor. Arkadaşlarımız işsizlik konusunda feryat edecek haldeler. Çok iyi puanları çok iyi bölümleri bitiren gençler kendi mesleki alanlarında çalışamıyor. Türkiye'de kutuplaştırmaya yönelik bir siyasi hava olduğu için gençler kendi üzerlerinde müthiş bir toplum baskısı hissediyor. Bizler gençlerle konuştuğumuz zaman arkadaşlarıyla birlikte sokaklarda rahatça gezemediklerini söylüyor. Bunun örneklerini de gördük.
Gençler yaşam tarzlarına müdahale konusunda ciddi bir rahatsızlık yaşıyor. Gençler aynı zamanda sosyolojik bir kriz yaşıyor. İktidar tarafından yürütülen politikalar 2013 Haziran ayında Gezi olaylarını patlattı. Bunun esas unsurları gençlerdi. Gençler hayatlarını kaybetti. Yine bu politikalar yüzünden yavaş yavaş gençliği bir patlama noktasına getiriyorlar. İstanbul'da iş güvenliği noktasında da gençler problemler yaşıyor.
Ek işlerde çalışan gençler, yurt bulamayan üniversite öğrencileri bunun sadece bir kısmı. İstanbul'da çok ciddi bir yurt sorunu da var. İstanbul'daki gençler bugün ne yazık ki Ensar Vakfı gibi çocuklarımızın istismara uğradığı ve ciddi sıkıntılar yaşadığı yurtlarda yaşamak zorunda bırakılıyor. Bizler yurtları çok ciddi bir problem olarak görüyoruz. Türkiye'deki gençler şunun farkında: Bir Tweet attığı için gözaltına alınan gençler var. Bizler CHP olarak 'bu ülkeyi gençler kurtardı yine gençler kurtaracak' diyoruz. Milli mücadeleyi göğüsleyen irade gençliğin iradesi olmuştur. Recep Tayyip Erdoğan'ın insanları bu kadar kutuplaştırmasından rahatsız olan ve gerçek anlamda AKP'ye gönül vermiş olan demokrasiye inan bütün yurttaşlarımızın bu gidişata bir 'dur' demesi lazım.
'SORUNLARIN ARTMASINDAKİ NEDEN: DEMOKRASİDEN UZAKLAŞMAMIZ'
Bir çok sorun saydınız? Bu sorunlar neden bu kadar arttı?
Sorunların artmasındaki en büyük gerekçe ülke olarak giderek demokrasiden uzaklaşmamız. Şöyle düşünelim sınav sistemi bir kişi istedi diye anında değiştirilebiliyor veya Merkez Bankası'nın faiz artırıp yükseltmesi ülkeyi yöneten şahıs tarafından belirleniyor. Yani ortak aklın yitirildiği ve yönetim mekanizmasının tek bir kişiye bırakıldığı bir Türkiye'de zaten bırakın gençlere yönelik sorunların artmasını hayatın bütün alanlarına ve bütün kesimlerine dönük sorunlar katmerlenerek artmaya devam ediyor. Cerahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı sayın Cumhurbaşkanı Adayımız Muharrem İnce'yi karşıladı diye görevden alındı. İnsan ölümünden, insanların aşağlanmasından haz alan bir iktidar anlayışıyla karşı karşıyayız.
Farklı partilerin gençlerini nasıl kazanmayı düşünüyorsunuz?
Cumhuriyet Halk Partisi'nin her zaman faşizmin karşısında bedeller ödemiş ve mücadele eden bir parti. 12 Eylül öncesinde Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları üyeleri, bu ülkenin faşistleri, kontrgerilla tarafından katledildi. Biz geçmişi unutmuyoruz. Geçmişi hatırlatma konusunda Hakkari'de yaşayan gençle aynı sorunları yaşadık.
İstanbul'un yapısı itibarıyla bir kardeşlik şehri olma özelliğini taşıyor. Bunun bilincinde olarak kardeşliğimizi daha da güçlendirmeye çalışıyoruz. 16 Nisan'da İstanbul'da 'Hayır'ı bu kadar yükselten gençler oldu. Gezi'de Kadıköy'ü, Abbasağa'yı bir araya getiren on binleri bir araya getiren de bu kardeşlik anlayışı oldu. Biz burada kendimize ciddi bir görev yüklüyoruz. Şunun da çok iyi farkındayız: Zap suyunun aktığı yerde huzur olmadığı zaman Haliç'te huzurun sağlanamayacağını, buranın da huzursuz olacağını çok iyi biliyoruz. Bunun bilinciyle hareket ediyoruz.
Muharrem İnce'yi Kürt kökenli kardeşlerimiz takip etsinler. Kendisi Hakkari'den ayrıldıktan sonra Trabzon'da Hakkari'deki sözlerinin aynısını söyledi. Biz bu noktada netiz. Bizim Genel Başkanlarımız yapmacık süreçler başlatmadı, halkın önüne çıkıp megri megri demedi, ya da Tansu Çiller'le Mehmet Ağar'larla karakollara gidip basit şovenist hareketlerde bulunmadı. Bunun gururunu hepimiz yaşıyoruz.
Bizler ayrıca her zaman kimlik kişinin onurudur dedik. Örneğin hendek süreçleri yaşandığı zaman birçok ilimizde büyük yıkımlar yaşandığı zaman Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul'daki ve batıdaki diğer üyeleri çok ciddi bir kaygıyla, endişeyle, üzüntüyle süreci takip etti. Gerekli lojistik destekleri belediyelerimize 'gitmeyin götürmeyin' demelerine rağmen, soruşturmaları göze alarak yurtlaşlarımıza yardımlarımız ulaştı. Bizim birleşmeye ihtiyacımız var.
Gençlerin kapısını çaldığınız zaman cumhurbaşkanı adayınız Muharrem İnce'yle ilgili neler duyuyorsunuz?
Hiçbir seçim sürecinde bu kadar rağbet görmedik. Cerahpaşa Tıp Fakültesi önünde genelde siyasetçilere tepkili bir öğrenci topluluğu olur. Ama ciddi bir destek gördüm. Burada Muharrem Bey'in büyük bir katkısı var. Gençler topluma sarılan bir cumhurbaşkanına aç. Gençler şu an Türkiye'deki eğitimin imha edildiğini düşünüyor.
'45'İN ÜZERİNDE OY ALACAK'
Seçime geri dönmek istiyorum. Sizce CHP İstanbul'da yüzde kaç oy alacak?
Referandumdaki 'hayır Blok'u 249 bin 46 oy önde çıktı. 1 Kasım seçimleriyle referandumu kıyasladığımız zaman AKP - MHP bloğunun İstanbul'da yüzde 13 civarında oy kaybettiğini gördük. Yani artık İstanbullular her şeyin farkında. Kendi yaratmış oldukları zenginlerle İstanbul'u nasıl yağmaladıklarını, AKM gibi tarihi değerlerin nasıl yıkıldığını görüyoruz. Şimdi Atatürk Havalimanı için 'Park yapacağız' diyorlar. Bu çok komik. Kendisi bence İstanbul'a dair sarf edeceği en güzel cümleyi söyledi: 'Biz bu şehre yıllarca ihanet ettik.' Bunu biz söylemiyoruz. Recep Tayyip Erdoğan'ın bizzat kendisi bunu söyledi. İstanbulluların bu seçimde bu ihanete son vereceğini biliyorum. Bütün bunlarla beraber Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul'daki kendi oyu yüzde 45'in üzerinde olacak. İmparatorlukların başkenti yavaş yavaş hak ettiği değere kavuşacak. İstanbul için kavgamızın şehri diyoruz. Bu kentin bizden almış olduğu ve bize vermiş olduğu birçok şey oldu. Bu kentte birçok değerimizi, insanımızı kaybettik. İstanbul'a karşı bizim bir borcumuz var İstanbul'un da bize karşı bir borcu var. Bu borcu 24 Haziran'da güçlü bir şekilde ödeyecek
'HERKESİN ORTAK AKILLA BU ÜLKEYİ YÖNETECEK'
24 Haziran'dan sonra nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?
Türkiye'nin hızla normalleşmesi lazım. Bizler eski parlamenter sistemin eksikliklerini hatalarını düzelterek herkesin ortak akılla bu ülkeyi yönetecek bir ülke ümit ediyoruz. 24 Haziran'dan sonra Türkiye'de artık insanların birbirlerine yan gözle bakmadığı ve iktidara gelmiş olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin her görüşe, her fikre, her protestoya saygı göstereceği bir ülke olacak. Seçim sloganları, 'tek devlet, tek bayrak, tek millet, tek vatan' eğer bu anlayış sandıktan galip çıkarsa buna eklenecek bir de 'tek lider' olur. Bu da Nazi Almanyası'nın bilinen sloganı. Bizler her fırsatta Mustafa Kemal Atatürk'ün Bursa Nutku'nu kendimize şiyar ettik.