CHP’den Garê tepkisi: Davul zurna eşliğinde rehine operasyonuna giden başka bir ülke var mı?

Meclis’teki Garê oturumunda CHP Grubu adına konuşan milletvekilleri Murat Bakan ve Yaşar Tüzün iktidarın operasyon öncesi ve sonrasındaki tutumunu eleştirdi. Alıkonanlara ilişkin önergelerine yanıt verilmediğini belirten CHP’li Bakan, “Bırakın aya gitmeyi, galaksiler arası yolculuk yapsanız bu utançtan, bu ayıptan kurtulamayacaksınız” dedi. CHP’li Tüzün ise, “Davul zurna eşliğinde rehine kurtarma operasyonuna giden dünyada başka bir ülke var mı? Bunun sorumlusu kim?” sorusunu yöneltti.

Abone ol

ANKARA - Millî Savunma Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Garê'de 13 kişinin öldüğü operasyonla ilgili Meclis'e bilgi verdi. Bakanların açıklamalarının ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adına İzmir Milletvekili Murat Bakan ve Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün Meclis Genel Kurulu’nda konuştu.

CHP Grubu adına ilk sözü alan İzmir Milletvekili Bakan, “Bu başarısızlığın hesabını bu millete vermek zorundasınız. Bırakın aya gitmeyi, galaksiler arası yolculuk yapsanız arkadaşlar bu utançtan, bu ayıptan kurtulamayacaksınız” sözleriyle iktidarın süreç içerisindeki tutumunu eleştirdi. CHP Bilecik Milletvekili Tüzün ise, “Davul zurna eşliğinde rehine kurtarma operasyonuna giden dünyada başka bir ülke var mı” dedi.

CHP’Lİ BAKAN: NE SOYLU NE CANİKLİ CEVAP VERDİ

PKK tarafından alıkonan 13 kişiyi geçmişte defalarca kez Meclis gündemine taşıdığını belirten CHP’li Murat Bakan, “İlk soru önergemi PKK ve IŞİD'in kaçırdığı tüm asker ve polislerimiz için Aralık 2016'da dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'a verdim. Yanıt geldi mi arkadaşlar? Yanıt gelmedi” dedi.

Temmuz 2017’de yeniden Binali Yıldırım’a soru önergesi yönelttiğini fakat yanıt alamadığını belirten CHP’li Bakan, “Eylül 2017'de bu defa Süleyman Soylu ve dönemin Savunma Bakanı Nurettin Canikli'ye sordum. Kaçırılan asker ve polislerimiz için ne yapıyorsunuz? Ailelerin yardım çığlıklarına neden sessizsiniz diye sordum? Ne Soylu ne de Canikli cevap verdi. Ekim 2017'de aileler bizimle irtibat kuruyorlardı, arıyorlardı, telefonla konuşuyorduk Veli Ağbaba'yla beraber Mecliste ailelerle birlikte basın toplantısı düzenledik. O gün o ailelerin söyledikleri hâlâ kulaklarımda çınlıyor. Şubat 2018'de Binali Yıldırım'a tekrar sordum yine yanıt alamadım. Ekim 2018'de bu sefer Hulusi Akar'a sordum. İlk defa yanıt geldi. Okuyayım yanıtı size "Sekiz ay sonra terör örgütleriyle mücadeleye yönelik keşif, gözetleme ve operasyonel faaliyetler azim ve kararlılıkla devam etmektedir." Yani sorduğumuz sorunun yine cevabını alamadık” diye konuştu.

‘BEŞ YILDIR NEYİ BEKLEDİNİZ?’

Kaçırılma olaylarının benzerlerinin dünya kamuoyunda da duyduklarını ve farklı ülkelerin personelleri için yaptığı operasyonları aktaran CHP’li Bakan, “Beş yıldır, altı yıldır neyi beklediniz?” dedi ve sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Beş yıldır, altı yıldır diller lal, kulaklar sağır, gözler kör. Dünya, kendi askerini kurtarmak için her türlü operasyonu, diplomasiyi, her türlü yolu kullanırken iktidar 23 Haziran İstanbul seçimleri için terör örgütü reisi Abdullah Öcalan'dan mektup getirdi, mektup. Madem böyle olanaklarınız vardı, niye bizim askerimiz için -istihbarat bunun için var- bu 13 askerimiz için, şehidimiz için bu olanakları kullanmadınız, niye bunu gelip burada anlatmıyorsunuz? Yine, Sayın Hulusi Akar'ın dediği gibi, eğer 13 asker ve polisimizle ilgili devletin elinde istihbarat varsa -böyle bir açıklama yaptı- öyle anlaşılıyor, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin elinde nokta operasyonlar için çok özel birlikler var; Özel Kuvvetlerin MAK taburu var mesela, Jandarmanın İçişleri Bakanlığı'na bağlandığı JÖAK'ı var, SAT komandoları var Deniz Kuvvetleri'nin… Yani dünyaya ilan eder gibi ‘Sürprizim var’ diyecek Cumhurbaşkanı, davulla zurnayla operasyona gideceksin, böyle bir şey olur mu? Dünyada var mı? Sessiz sedasız olur böyle operasyonlar.”

‘BU BAŞARISIZLIĞIN HESABINI KİM VERECEK?’

“Bu başarısızlığın hesabını bu millete vermek zorundasınız, vermek zorundasınız, vermek zorundasınız. Şimdi soruyorum: Başarısız olduğunu Cumhurbaşkanının kürsüden ilan ettiği bu operasyonun sorumluluğunu kim alacak, bu çocukların hesabını kim verecek? Sayın Soylu, Sayın Akar, size soruyorum. Altı yıldır çocuğunun yolunu gözleyen, bayram yapmayan, düğüne gitmeyen, yüzü gülmeyen, şehit haberini almış, gözlerinde yaş, konuşamayan şehit anasını AK Parti kongresine canlı bağladınız, ağlamaktan konuşamıyor. Yani empati yoksunu ‘şahsım’ verecek o zaman bunun hesabını değerli arkadaşlar. Bu başarısızlığın hesabını bu millete vermek zorundasınız. Bırakın aya gitmeyi, galaksiler arası yolculuk yapsanız bu utançtan, bu ayıptan kurtulamayacaksınız.”

‘BİZE SATAŞMANIZIN BİR ANLAMI YOK SOYLU’

CHP’li Bakan’ın ardından CHP Grubu adına Meclis Genel Kurulu’na seslenen Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, Akar ve Soylu’nun yasamadan hesap verir gibi bir konuşma yaptığını belirterek, “Sistemin iki bakanının yapmış olduğu konuşmayı da kendilerinde hak olarak görmemelerini bir yasama üyesi olarak temenni ediyorum” dedi.

“Bu vatan evlatlarının serbest bırakılması için hükûmet olarak, Başbakan olarak ve Cumhurbaşkanı olarak neler yaptınız? Bu vatan evlatlarının aileleriyle kaç kez görüştünüz? Onları kaç kez dinlediniz? Dinlerken içiniz sızladı mı? Evlatlarınız aynı durumda olsaydı yine böyle davranır mıydınız?” sorularını sıralayan Tüzün, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun CHP grubuna yönelik, "Hemen yanı başınızda oturan HDP'den madem yardım isteseydiniz" sözlerine şu ifadelerle tepki gösterdi:

“Ona gerek yok ki zaten sizin Malatya milletvekiliniz, grup başkan vekilini aramış, gerekli yardımı, katkıyı istemiş. Bize sataşmada bulunmanızın bir anlamı yok Sayın Soylu. “

‘SORUMLU OLARAK HESAP VERİN’

Hükümetin uluslararası insan hakları örgütleriyle alıkonan kişilerin zarar görmemesi ve serbest bırakılması için ne tür girişimlerde bulunduğunu soran Tüzün sözlerini şöyle sürdürdü:

“Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'dan seçimlerde size yardımcı olması için üniversiteden hoca gönderip yardım dileneceğinize, neden rehinelerin bırakılması için yardım istemediniz? Osman Öcalan'ı seçimlerde size yardım için televizyona çıkaracağınıza, neden vatan evlatlarının bırakılması için kullanmadınız? Yine, davul zurna eşliğinde rehine kurtarma operasyonuna giden dünyada başka bir ülke var mı? Kurtarma operasyonu vatan evlatlarını imha operasyonuna dönüştü, bunun sorumlusu kim? Sorumlu olarak hesap veriniz. Başarısız kurtarma operasyonunun açıklamasını, operasyon kararını alanlar değil de niçin Malatya Valisine yaptırdınız? İdlib'de 33 askerimiz şehit olduğunda yine açıklamayı Hatay Valisine yaptırmıştınız.”

‘DİYALOG OPERASYONDAN ÖNCE YAPILABİLİRDİ AMA YAPMADINIZ’

Operasyonun hangi amaçla yapıldığını soran Tüzün’ün konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde sıralandı:

BAŞARISIZ OLDUNUZ: Ortada bir kroki var, sayın bakandan bunu açık ve net olarak açıklamasını talep ediyoruz. Bu kroki daha önce Türk Silahlı Kuvvetleri'nin elinde var mıydı yoksa bu kroki canlı olarak yakalanan 2 terörist tarafından mı çizdirildi, bunun açık ve net olarak açıklanması gerekiyor. Evet, belki de Gara'nın temizlenmesi hedef değildi. Gara Operasyonu'nu duyurduk, gizlilik vardı ama maalesef gizlilik sağlanmadı. Gara bölgesi kuşkusuz, kayalık ve zor bir bölge, gece daha da zorlaşıyor. Mağaranın içine kadar girildi mi, girilmedi mi, bunun da net bilgisi maalesef yok. Asıl hedef vatan evlatlarını sağ salim kurtarmak ise böylesi bir hareket nasıl icra edilir, planlama, toplama bölgeleri nasıl belirlenir, emniyet nasıl alınır? Vatan evlatlarını kurtarma operasyonunda maalesef başarısız olduğunuzu ifade etmek istiyoruz.

GİZLİLİĞİ KORUYAMADINIZ: Türkiye için gerçekten çok büyük yaradır. ABD'nin Bin Ladin operasyonu gibi reklam odaklı olmamalıydı. Gizlilik; operasyon, bitinceye kadar her zaman gizli kalmalıydı ama maalesef bu gizliliği koruyamadınız. 1996 yılında Refahyol Hükûmetinin PKK'nın Zap kampında rehin alınmış 8 askeri almak için gösterdiği gayreti hepiniz biliyorsunuz. Bunların burunları bile kanamadan bu askerlerimiz teslim alındı ve serbest bırakıldı. Yapılan girişimler, diyaloglar sonrası bu operasyondan önce bunlar yapılabilirdi ama yapmadınız.

BU HESABI VERECEKSİNİZ: Önceki gün Rize il kongresinde yaşanan bu konuşmayı bütün AK Parti’ye oy veren annelerin vicdanına bırakıyorum. Onlar, bunu vicdanlarıyla mutlaka sorgulayacaklardır diye düşünüyorum. İktidar, hesap sorma yeri değildir, iktidar, hesap verme yeridir. Bu hesabı bugün olmasa yarın Millet İttifakı'nda, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında vereceksiniz.