CHP, Meclis'in olağanüstü toplanması için başvuru yaptı

Yargıdaki kriz için harekete geçen CHP'nin ilk adımı Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırmak oldu. CHP'nin Meclis'e yaptığı başvuruyu DEM Parti, SAADET, DEVA, DP imzalarken İYİ Parti imzalamadı.

Abone ol

ANKARA -CHP, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 9 Ocak 2024 Salı günü olağanüstü toplanması ve genel görüşme yapılması için başvuruda bulundu.

İYİ PARTİ İMZALAMADI

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yanı sıra CHP, DEM Parti, SAADET'in grup başkan ve başkanvekilleri ile EMEP, DEVA ve Demokrat Parti milletvekillerinin imzaladığı olağanüstğ toplantı çağrısı dilekçesini İYİ Parti imzalamadı.

'YARGITAY’IN HUKUK TANIMAZLIĞI YÜZÜNDEN YENİ BİR DEVLET KRİZİ DOĞMUŞTUR'

Başvuru ile birlikte sunulan Genel Görüşme talebinde de Hatay Milletvekili Can Atalay'ın yargılama sürecine dikkat çekilerek “Hukuka aykırı yargılama sürecinde Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında; Yargıtay’ın hukuk tanımazlığı yüzünden yeni bir devlet krizi doğmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasa’da yazılı niteliklerini ortadan kaldıran ve demokratik devlet yapısını bozan; politik sonuçların yanı sıra ekonomik sonuçlar da doğuracak nitelikte olan bu sürecin TBMM tarafından ele alınarak çözümlenmesi için Anayasa’nın 98’inci ve TBMM İçtüzüğünün 101,102 ve 103’üncü maddeleri gereğince bir TBMM Genel Görüşmesi açılmasını arz ederiz” denildi.

'YARGITAY MARİFETİYLE YARGI ORGANININ YASAMA ORGANI ÜZERİNDE TAHAKKÜMÜ'

Genel Görüşme talebinin gerekçesinde Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay hakkındaki ihlal kararının Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi tarafından uygulanmadığı hatırlatıldı ve “Bu durum, Yargıtay marifetiyle yargı organının yasama organı üzerinde tahakkümünü doğurmakta; kuvvetler ayrılığı ilkesi ihlal etmektedir. Kaldı ki, Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi üyeleri bununla da yetinmemiş ve hukuka aykırı bir karar alarak Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına da karar vermişlerdir” denildi.

Atalay'ın yargılanma sürecindeki gelişmelerin 'yargı krizini' devlet krizine dönüştürdüğü ifade edilen gerekçede, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasa’da yazılı niteliklerini ortadan kaldıran ve demokratik devlet ilkesini bozan, demokratik siyasetin önünü tıkayan süreç, yalnızca politik değil, ekonomik sonuçlar da doğurabilecek bir içerik taşımaktadır” ifadeleri kullanıldı.

'TBMM SORUMLULUK ALMALI'

TBMM’nin, siyasal partilerin ve milletvekillerinin sorumluluk alması gerektiğine dikkat çekilen gerekçede şu ifadeler kullanıldı: “Yaşanan bu gelişmeler karşısında TBMM’nin tutum ve davranışının belirlenmesi, yargı krizinden devlet krizine evrilen gelişmelerin arkasında yatan nedenlerin araştırılması ve bu tür hukuk dışı girişimlerin önlenmesi için gereken düzenlemelerin kararlaştırılması kapsamında bir Genel Görüşme açılması kaçınılmaz bir zorunluluktur.”