Meclis'in gündeminde zeytinlik alanları yatırıma açacak tasarının tartışmaları varken gündem birden Körfez bölgesini sarsan Katar kriziyle dış politikaya döndü. Kriz büyük olunca Meclis'in gündemi de hemen değişti, 4 Mayıs'ta Dışişleri Komisyonu'nda görüşülen Katar'la imzalanan askeri anlaşmalar hızla Genel Kurul'a indirildi.
Türkiye ile Katar arasında imzalanan iki askeri anlaşmayı gündemin 101'inci sırasından en başa çeken iktidar, Genel Kurul görüşmelerinde de ifade edildiği gibi yaşanan krizde tarafını "Katar" olarak ilan etti. Buna dair tartışma ve yorumlar sürecek ama bu anlaşmayla ilgili CHP'nin Komisyon ile Genel Kurul arasında değişen farklı tutumunu not etmekte fayda var.
İki askeri anlaşmayla ilgili Dışişleri Komisyonu raporunda tek bir muhalefet şerhi yer aldı. O da CHP'li Komisyon üyeleri Oğuz Kaan Salıcı ve Serkan Topal imzasını taşıyor. Şerhte askeri üs kurmayla ilgili anlaşma, "Bölge istikrarı, Türkiye'nin komşularıyla ilişkisi, dış politikanın fikirsel temelleri bakımından sorunlu" bulunuyor. İtirazlarda, "Türkiye'nin Katar'da hangi amaçla, hangi düzey ve sayıda asker konuşlandıracağı, ne kadar süre kalacağı belli değil. Katar-İran arasındaki sorunlar ve Katar'ın Suriye'de desteklediği devlet dışı aktörler düşünüldüğünde anlaşmada tanımlanmamış askeri faaliyetler yürütülecek olması endişe verici" gibi başlıklar dikkat çekiyor.
CHP'li üyeler sonuç olarak iki sayfalık muhalefet şerhinde, "TSK'nın Katar topraklarında konuşlanmasının bölgemizdeki gerginlikleri arttıracağını değerlendiriyoruz. TSK'nın görevi Katar'ı İran'dan korumak, Suudi Arabistan İran çekişmesinde taraf olmak ya da Katar petrollerinin arzına güvenlik şemsiyesi sağlamak olmamalıdır. Bu anlaşmaya muhalifiz" diyor.
Anlaşmanın Genel Kurul görüşmelerinde ise daha farklı bir tartışma yürütülüyor. CHP yine itiraz ediyor ama itirazı içeriğe değil zamanlamaya dönük. Muhalefet şerhinde imzası olan Oğuz Kaan Salıcı yaşanan krizin hemen ardından anlaşmanın geçirilmesinin dünyaya, "Türkiye Katar'ın yanında" mesajı vereceğini söylüyor. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök de "Çekin, sonra getirin, biz de elimizden gelen gayreti gösteririz" diyor.
Dışişleri Komisyonu üyesi olan ama CHP'li Komisyon üyelerinin şerhinde imzası bulunmayan Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz da "zamanı değil" diyor ama Komisyon'daki şerhin aksine anlaşmanın içeriğine tam destek veriyor. Yılmaz'ın tutanaklara da yansıyan ifadeleri şöyle:
"Bizim bu anlaşmanın içeriğine herhangi bir itirazımız yok, anlaşmanın içeriğiyle bir sorunumuz yok ama şu anda gelinen konjonktür buna uygun değil. Kim istemez kendi ülkesinin uluslararası alanda üs sahibi olmasını, bölgeye hâkim olmasını? Kim istemez Türk askeri ilk defa böyle bir üs elde ediyor, uzak diyarlarda, stratejik bir noktada konumlanmasını kim istemez? Ama siz hiç konjonktüre uymayan bir ortamda bunu getirdiniz."
CHP'nin zamanlama nedeniyle itiraz ettiği anlaşma AK Parti oylarıyla geçti. Anlaşmanın onaylanmasının ardından Yılmaz her ne kadar içeriğine karşı değiliz dese de CHP'li çok sayıda yönetici ve milletvekili anlaşmaya tepki gösteren bir dizi mesaj paylaştı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, "Askerimiz Katar Emiri için ölürken, RTE'nin hâlâ anlamadığı oyunu anlamaya çalışacağız" dedi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, "Mehmetçiği Katar çöllerine gönderme ve Katar Emiri'nin bekçisi yapma kararını TBMM'den geçiren AKP'yi tarih ve millet affetmeyecektir" mesajı paylaştı. CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, "Mehmetçik Katar Emiri'nin koruması oldu. Bu kararı alan TBMM üyeleri tarihi bir utanç vesikası imzaladılar. Yazıklar olsun!" derken CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, "İki oğlu da askere gitmeyen reyiz, kendi oğullarının gemicikleri için bizim evlatlarımızı Katar'a ölüme gönderecek" mesajı paylaştı.
Edindiğimiz bilgiye göre bu farklı bakışlar CHP MYK'da da tartışma konusu oldu. Öztürk Yılmaz anlaşmaya destek verilmesi gerektiğini söyledi, ancak buna onay çıkmadı.