CHP'de kurultay günü... Altan Öymen: Ecevit başkanlığa çoğunluğun adayı olarak seçilmişti

DUVAR - CHP'nin iki gün sürecek olan 38. Olağan Büyük Kurultayı bugün Ankara'da başlıyor. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde alınan sonuçların ardından başlayan "değişim" tartışmaları altında geçen mahalle, ilçe ve il delegelesi seçimlerinin ardından düzenlenecek büyük kurultayda genel başkanlık seçimi de yapılacak.

1367 delegenin oy kullanacağı kurultayda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP Grup Başkanı Özgür Özel’in genel başkanlık koltuğu için karşı karşıya gelmesi bekleniyor.

İki gün önce CHP'nin yeni İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, 185 il delegesinin Özgür Özel'i aday gösterdiği imzaları Ankara'da Özel'e teslim etti. Dün ise CHP'nin 55 il başkanı, ortak bir açıklama yaparak Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceklerini duyurdu.

Genel başkanlık görevini kimin sürdüreceğine yönelik delege hesabı devam ederken CHP'nin eski genel başkanlarından Altan Öymen ile partideki kurultay kültürü, "değişim" tartışmaları, CHP'ye yönelik "ideolojik kayma" eleştirileri ve mart ayında yapılacak olan yerel seçimler üzerine konuştuk.

'KURULTAY İKİNCİ SEÇİMDEN SONRA YAPILMALIYDI'

Kurultaylar CHP'de parti içi demokrasi açısından ne ifade ediyor?

Öteki partilerin çoğundan daha demokratik bir düzen içinde geçer CHP kurultayları.

Kurultayla ilgili tartışmalar uzun süredir devam ediyor. Bu kurultayın öncekilerden ayrılan yönü nedir sizce?

Bence, ikinci seçimin sonucu da beklenmeli, ondan sonraki kurultay açısından iki seçimin sonuçları da göz önünde tutulmalıydı.

'KOPMALARDAN SONRA KURULAN PARTİLER VARLIKLARINI SÜRDÜREMEDİ'

'Değişimciler' ve 'genel merkezciler' rekabeti kurultay sürecinde belirleyici oldu. Zaman zaman birbirlerine sert eleştiriler de yönelttiler. Bu gruplar kurultaydan sonra birlikte durmaya devam edebilirler mi yoksa kurultay sonucuna göre partiden kopmalar yaşanma ihtimali var mı?

Kopmalar olacağını sanmam. Geçmişteki bazı kurultaylardan sonra kopmalar olmuştu. Ama kopmalardan sonra kurulan partilerin varlıkları çok uzun sürmemiştir. Örnek: CHP’de Bülent Ecevit’in genel sekreter, sonra da genel başkan olması sonucunda kurulan siyasal partiler gibi…

'ECEVİT BAŞKANLIĞA ÇOĞUNLUĞUN ADAYI OLARAK SEÇİLMİŞTİ'

Kamuoyunda sıklıkla CHP'nin 1972'deki kurultayına atıf yapılıyor. O kurultayın devamındaki süreçte Bülent Ecevit, İsmet İnönü'den genel başkan koltuğunu devralmıştı. Siz de iki kurultay arasında benzerlikler görüyor musunuz?

1972 kurultayında Parti Meclisi seçimi yapılmıştı. İnönü’nün desteklediği adaylar yerine Ecevit’in desteklediği adaylar kazanmıştı Parti Meclisi üyelerinin çoğunluğunu... İnönü, bunu bir güvensizlik işareti sayıp genel başkanlıktan istifa etmişti. Daha sonra yapılan olağanüstü kurultayda da genel başkanlığa Ecevit seçilmişti. Yani genel başkanlık seçiminde İnönü aday değildi. Ecevit, başkanlığa çoğunluğun adayı olarak doğrudan doğruya seçilmişti. Bu kurultayda ise genel başkanlık yarışında hem bugünkü genel başkan aday hem de karşısında aday var. Durum değişik.

'BENİM SEÇİLDİĞİM KURULTAY ÜÇÜNCÜ TURDA SONUÇLANMIŞTI'

CHP tarihinde genel başkan değişiminin belirli bir uzlaşma şeklinde gerçekleşmediğine yönelik bir eleştiri var. Siz de bir dönem genel başkanlık görevini yürütmüş bir isim olarak bu eleştiriyi nasıl yorumluyorsunuz, CHP'de lider değişimi nasıl olur?

Benim genel başkan seçildiğim kurultaydaki seçim, 9 aday arasında bir yarıştı. Önceki Genel Başkan Deniz Baykal partinin baraj altında kalmasının ve Meclis’e girememesinin sonucunda istifa etmişti. Genel başkanlık makamı boştu. Benim de önerim, adaylar arasında uzlaşma yoluyla, aday sayısının indirilmesiydi. O öneri kabul edilmedi. Ama seçim başladıktan sonra aday sayısı 6’ya indi. Seçim üçüncü turda sonuçlandı. Genel başkanlığa ben seçildim.

'CHP SAĞA KAYMADI, İTTİFAKTAKİ PARTİLER UZLAŞMACI OLMADI'

Özellikle genel seçimlerde kurulan ittifaklar nedeniyle CHP'nin ideolojik çizgisinde bir sapma olduğu, sağa yönelik bir kayma olduğu eleştirileri yapıldı. Siz bu eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz, sizce kurultaydan sonra CHP'nin çizgisi nasıl olmalı?

Bu seçimde, “6’lı Masa”yı oluşturan partilerin ilk hedefi, yönetimdeki ittifak partilerinin iktidarının sona erdirilmesiydi. Ve mevcut tek adam rejiminin yerine yeniden sağlıklı bir parlamenter rejime geçilmesiydi. Partiler, solda da olsalar, sağda da olsalar, önce o hedefin gerçekleşmesine kadar ittifak içinde hareket etmeliydiler. Aralarındaki ideolojik farklılıkları o sonuca varılıncaya kadar uzlaşmalar yoluyla mesele olmaktan çıkarmalıydılar. Bunun örnekleri, demokratik ülkelerin çoğunda vardır. Ama bu, bizde bu ölçüde ilk defa deneniyordu. Asıl hedef, daha seçim sonuçlarının belli olmasından önce unutuldu. Önceliği başka tartışmalar aldı. CHP’nin “sağa doğru” kaydığı iddiası yanlıştır. “Siyasal ittifak”ların doğasında, aradaki farkları “uzlaşma”lar yoluyla geçici olarak ertelemek vardır. İttifaka katılan partilerin hepsinin bir süre için uzlaşmacı çizgide olması gerekirdi. Ama bu, öteki bazı partilerin tutumlarının sonucunda gerektiği gibi gerçekleştirilememiştir.

'CHP'Lİ ADAYLAR BU YEREL SEÇİMDE DE KAZANACAKLAR'

Mart ayındaki yerel seçimlerde CHP'nin şansını nasıl görüyorsunuz? Sizce kurultaydan çıkacak sonuç, yerel seçim sonuçlarını etkiler mi?

Geçen dönemde belediye başkanlıklarına seçilmiş olan partili arkadaşlarımın başarılarının pek çok örneği vardır. “Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” diyebilirler CHP’li adaylar... Ben bu seçimde de başarılı olacaklarına ve seçimleri kazanıp, halka hizmetlerini daha da artırarak sürdüreceklerine inanıyorum.