CHP’de değişim iddiasıyla göreve gelen yeni yönetim ve yeni genel başkan Özgür Özel, seçildiği andan itibaren söylemleriyle emek hareketine daha yakın durduklarını ifade etti. Özgür Özel, 14 Kasım 2023 tarihinde CHP Grubu’nda yaptığı konuşmada da, “Emek ile sermaye karşı karşıya geldiğinde emeğin yanındayız” diye konuştu.
Özgür Özel ve CHP Grubu, söylemlerin ötesinde DİSK’in “Gelirde Adalet, Vergide Adalet” adıyla İstanbul’dan Ankara’ya doğru başlattıkları yürüyüşe bugün (17 Kasım 2023) bizzat katılarak destek verecek.
CHP’nin yeni yönetiminin emeğe dönük bu söylem ve girişimleri kuşkusuz olumlu olarak değerlendiriliyor. Ancak bu tavrın daha örgütlü, kalıcı, emek hareketi ile daha yakın bir işbirliği içinde gerçekleşmesi daha arzulanan bir durumdur.
EMEK BÜROLARI NE YAPIYOR?
CHP’de Emek Büroları adı altında, emek hareketiyle ilgili bir birim bulunuyor. CHP Emek Büroları’nın en son etkinliği, 7 Ocak 2023 tarihinde İstanbul’da dijitalleşme ve dijitalleşmenin emek ve çalışma yaşamı üzerindeki etkileri konusunda gerçekleştirildi. Bu toplantıda, dijitalleşmenin ve teknolojik gelişmelerin çalışanlar adına adil bir dönüşüm ve "Emek 4.0" politikalarının adımları tartışıldı.
CHP Emek Büroları'nın koordinatörlüğünü Malatya Milletvekili Veli Ağbaba yapıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bir “gölge kabine” oluşturarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer’i sorumlu tuttu.
Bu son görevlendirme sonucu yetkililerin nasıl bir politika izleyeceği henüz netleşmiş gözükmüyor. Emek Büroları'nın ne olacağı ve bakanlık adına sorumluluk taşıyan yeni yöneticilerin nasıl bir yol izleyeceği henüz belli değil.
SENDİKALARLA DAHA YAKIN İŞBİRLİĞİ
Emek Büroları'nın dijitalleşmeyle ilgili son yaptığı etkinlik önemli olmakla birlikte esas itibariyle çalışanların daha somut sorunları üzerinden DİSK, Türk-İş, KESK, TMMOB, Türk Tabipleri Birliği gibi örgütsel yapılar ve onların yerel düzeydeki kuruluşlarıyla daha yakın temas kurulmasının daha önemli olduğu düşünülebilir.
Örneğin bu kuruluşlardan İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu, Gebze Sendikalar Birliği, Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu gibi kuruluşlar yerel düzeyde etkin bir konumda bulunuyorlar. Bu platformlar, Türk-İş, DİSK, Hak-İş gibi konfederasyonlara bağlı mücadeleci, aktif sendika şubelerinden oluşuyor.
CHP’nin bu örgütsel yapılarla daha yakın bir işbirliğine girmesi, emek hareketi ile ilgili somut sorunlar üzerine periyodik rapor hazırlanması, panel ve seminerler düzenlenmesi, grev ve benzeri eylemlere aktif destek verilmesi, ilk akla gelen konular oluyor.
SEÇİMLERE ETKİSİ
CHP’de işçi bürolarının oluşması, 1970’li yıllarda gerçekleştirildi. 1973 seçimleri öncesinde CHP’nin il yöneticileri, bizzat grev ve benzeri işçi eylemlerinde görev alarak yakın destek sağladılar.
CHP’nin tabanında işçi temsilcilerinin de yer aldığı, emek hareketlerine katılanların milletvekili olarak seçildiği de dikkati çekti. Sonuç itibariyle 1973 seçimleri sonucunda CHP, birinci parti oldu.
CHP, 1970’li yıllarda emek hareketi ile dönemin koşullarına da uygun olarak sol dalganın yükseldiği bu süreçte daha yakın bir ilişki içindeydi. Ecevit’in liderliğindeki CHP, şimdiye kadar tarihinin en yüksek oy oranını alarak yüzde 42’ye yaklaşan bir oy oranına ulaştı.
1980 SONRASI UZAKLAŞMA
Daha sonraki süreçlerde ve özellikle 1980’lerden itibaren neoliberal politikaların egemen olduğu dönemlerde hem dünyada, hem Türkiye’de sosyal demokrat hareket geriledi, emek hareketiyle bağlantısını büyük ölçüde kesti.
Hatta 1999 yılında DSP’li Ecevit’in başbakan olduğu DSP, ANAP ve MHP koalisyon hükümeti, sosyal güvenlik haklarına büyük tırpan getiren bir yasayı gündeme getirdi. Sendikaların “Mezarda Emeklilik” dediği yasa, emeklilik yaşını kadınlarda 58, erkeklerde de 60’a yükseltiyordu.
Ecevit Hükümeti, Ağustos 1999 Marmara Depremi’ni de fırsat bilerek yasayı TBMM’den geçirdi. Emekçilere yönelik bu büyük haksızlık sonucu, çalışanlar da 2002 seçimlerinde bu koalisyon hükümeti ortaklarına gereken “cezayı” kesti. DSP de, ANAP da, MHP de yüzde 10’luk seçim barajı altında kalarak parlamentoya giremediler.
Sosyal demokrat DSP, 1999 seçimlerinde aldığı yüzde 22’lik oy oranını 2002 seçimleri sonucunda yüzde 1’e kadar düşürdü. Daha sonra sosyal demokrat düşünceyi temsil eden CHP de, 2000’li yıllarda, AKP’li dönemde de emek hareketiyle olan ilişkisini asgari düzeyde tuttu.
İTTİFAK MESELESİ
Yeni CHP yönetiminin emek hareketiyle şimdilik söylem düzeyinde ve kısmen de eylem düzeyinde bir ilişki içine girmesinin daha somut ve daha yakın bir işbirliğiyle sonuçlanmaması halinde partinin giderek emekçi kitlelerden uzaklaşmasına yol açabileceği de hatırdan çıkarılmamalıdır.
Sosyal demokrasi sonuç itibariyle emek ve sermaye arasındaki sınıfsal çelişkide daha uzlaşıcı bir rol oynadığından radikal bir sürece ulaşması pek mümkün gözükmüyor. Bu koşullarda esas itibariyle sosyalist solun emek hareketi ile daha sıkı bir örgütsel birlikteliğe girmesi, birleşik bir emek mücadelesine öncülük edebilmesi daha uygun düşmektedir.
Kuşkusuz demokrasi mücadelesinde, sosyalistlerin de emekten yana tavır alan sosyal demokratlarla bir ittifak politikası içinde olması da dikkate alınması gereken bir konu olabilir. AKP’nin son Anayasa hamlesiyle daha kalıcı bir istibdat rejimine engel olabilmek için böyle ittifakların da gerekli olabileceği düşünülebilir…