CHP'den Elbistan Raporu: İlçe açık hava hastanesine döndü

CHP, içme suyundan yaklaşık 50 bin kişinin zehirlendiği Elbistan'a bir heyet gönderdi. Heyetinin hazırladığı rapora göre ihmaller zinciri ilçeyi açık hava hastanesine çevirdi.

Abone ol

DUVAR - Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde yaşayanlar 26 Ağustos tarihinde hastaneye koştu. İlçede yaşayan yaklaşık 50 bin kişinin  içme suyundan zehirlendiği ortaya çıktı. Olayın basına yansımasının ardından CHP Parti Meclisi Üyesi Ali Öztunç CHP Sağlık Komisyonu Üyesi Milletvekilleri Nurettin Demir, Ali Şeker, Murat Emir ve Hüseyin Çamak’tan oluşan heyet Elbistan'a giderek bir inceleelerde bulundu. CHP heyeti daha sonra bir rapor hazırlayarak parti yönetimene sundu.

DAHA ÖNCE GAZİANTEP VE MALATYA

Raporda şu bilgilere yer verildi:“Elbistan ilçesinde yaşanan bu vakanın Ak Parti Hükümetlerinin halk sağlığı ile oynamasına yönelik yaşanmış ilk olay olmadığının vurgulandığı daha önce de Gaziantep ve Malatya’da benzer sağlık skandalları yaşadığı belirtiliyor. Kirliliğin esas sebebinin suyun ana dağıtım kaynağında olduğu tespit edilmiş, içme suyu için kuyulardan depolara su basıldığı, bu kuyuların üçünde ise kirlilik olduğu saptandı. Normal bir içme suyunun değerlerine bakıldığında 0,5 ppm olması gereken klor oranının ilçedeki olağanüstü durum sebebiyle 0,9 - 1 ppm konsantrasyona çıkartıldığı görülmüş yani yüksek klorlama yapılarak kirlilik aşılmaya çalışılmış olduğuna yer verildi.”

50 BİN KİŞİ HASTANELİK OLDU

Elbistan Devlet Hastanesi, Elbistan Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’ne başvurunun 3 günde 26.000 sayısına ulaştığının belirtildiği raporda özel sağlık merkezleri, özel hastaneler ve yoğunluktan dolayı çevre il ve ilçelere başvuran hastalar ile birlikte ele alındığında 50.000’in üzerinde salgından etkilenen hastanın olduğu tespit edilmiş olduğu söylendi.

Sağlık Bakanlığı’ndan gelen ekibin aldığı 21 gaita numunesinde norovirüs saptandığının belirtildiği raporda şehrin değişik yerlerinden alınan su numunelerinde de yüksek miktarda E.Coli olduğunun tespit edildiği hatırlatıldı. Salgına sebep olan norovirüsün ishale yol açan yaygın bir hastalık etkeni olduğunun söylendiği raporda kolera, tifo gibi daha ciddi ve ölümcül olabilecek salgınların yaşanmamasının Elbistanlıların şansı olduğu belirtildi.

Elbistan Kaymakamı Tuncay Akkoyun’un ilçe genelinde ilaç ve serum sıkıntısı bulunmadığı iddiasının aksine vatandaşlar salgının ilk günlerinde hastane kapasitelerinin yetersiz kaldığını, ilaç ve serum sıkıntısı yaşandığını belirtmiştir.

'NEHİR SUYU ZATEN KİRLİ'

Raporda heyetin Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç'un şu ifadelerine yer verildi:“Belediye başkanı “Nehir suyu zaten kirli” diyerek salgının göz göre göre geldiğini itiraf etti. Bölgedeki içme suyu projesinin Dünya Bankası Müşavirlik firmasınca 3.5 milyon Euroya finanse edildiğinin belirtildiği raporda bu finansmanın harcamalarının şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılması gerektiği vurgulanmıştır.

5 ay önce keson kuyularının yakınında 10 tonluk bir klor tankının patlaması sonucunda keson kuyularına karışan klorun da halk sağlığını olumsuz etkilediğinin belirlendiği raporda konuyla ilgili savcılık soruşturması yanında ayrıntılı bir idari soruşturmanın da başlatılması gerektiği dile getirilmiştir.

'ELBİSTAN AÇIK HAVA HASTANESİNE DÖNDÜ'

Güvenlik ve sağlığın devletin temel görevi ve bu anlamda sağlıklı yaşamanın önemli bir insan hakkı olduğunun vurgulandığı raporda yaşanan bu olayın temel bir insan hakkı ihlali olduğu belirtildi. Yaşananlar bu kadar göz önündeyken, yetkililerin kalıcı önlemler alınması konusunda samimi adımlar atmamasının ‘sağlık skandalı’ yanında yönetim açısından da önemli bir zaafiyete olduğu belirtildi. Özellikle su kaynaklarının hemen yanında kirli su kaynaklarının ve atık su yataklarının bulunmasının önlem alınması gereken önemli bir sorun olduğuna yer verildi. Ayrıca raporda, su şebekesinden kaynaklı klor zehirlenmelerinin 3 ay önceden tespit edildiğine dikkat çekildi. Yapılan incelemelerde diğer bir sorun ise, zehirlenmenin ana kaynağı olan su kuyularında suyun, herhangi bir koruma olmadan aktığı, nehrin etrafında insanların ve hayvanların dolaşarak suya girildiği, Türkiye Kömür İşletmelerinin, Şeker Fabrikalarının ve başka fabrikalarının kanalizasyonlarının yanı sıra fabrika atıklarının da nehre karıştığını gözlemlendi. Bu durumun Elbistan Belediyesi ve Sağlık Bakanlığı’nın bir ihmali olduğunun vurgulandığı raporda “yaşanan bu olumsuzluklar yıllardır içme suyunun kirliliğinin bilinmesine ve ilçede böylesi vakaların daha öncede yaşanmış olmasına rağmen Sağlık Bakanlığı ve belediyeler içme suyu kaynaklarına ilişkin gerçekleştirdiği bakteriyolojik testleri düzenli olarak yayımlamalı, halk içtiği suyun bakteriyolojik ve kimyasal analiz sonuçlarını internet üzerinden görmelidir” ifadelerine yer verildi.

Heyetin sunduğu çözüm önerileri şu şekilde sıralandı;

- Salgın kontrol altına alınarak, başka bir salgının yaşanmaması için ilgili kurumlarca gerekli önlemler ivedilikle alınmalıdır. Su kaynağının ve şebekesinin temiz tutulması konusunda sorumluluklar yerine getirilmelidir.

-İçme suyundaki kirliliğin nasıl ve nereden kaynaklandığı kesin olarak tespit edilmiştir. Anayasamızın 56. Maddesinde de belirtilen herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı, geçici önlemlerle değil kalıcı bir şekilde çözüme kavuşturulmalı, her vatandaşımızın sağlıklı içme suyuna erişimi sağlanmalıdır.

-Temiz içme suyu konusunda sorunun en çok yaşandığı bölgelere yönelik su dağıtımı yapılmalı, sağlıklı içme suyuna erişim kolaylaştırılmalıdır.

-İçme suyunun bakteriyolojik ve kimyasal olarak temizliği ve denetimi düzenli aralıklarla gerçekleştirilmeli, belli ve sık aralıklarla bütün şebekenin klor ölçümünün normal bir içme suyu için uygun oranda olup olmadığının kontrolü sağlanmalıdır.

-Ortaya çıkan salgının ana nedeni olan norovirüsün kişiden kişiye temasla da yayılabileceği göz önünde bulundurularak diğer şehirlere yayılmaması, salgına dönüşmemesi için halk sağlığı açısından gerekli kontroller düzenli olarak yapılmalıdır.

-İlk defa yaşanmadığı defaaetle ortaya konulan içme suyu kirliliğine bağlı olarak meydana gelen salgın konusunda bu zamana kadar alınan herhangi bir önlem varsa kamuoyuyla açıkça paylaşılarak toplum nezdinde ortaya çıkan şüpheler aydınlatılmalıdır. (HABER MERKEZİ)