CHP'den referandum analizi: 'Evet'çiler pişman
CHP’nin 16 Nisan referandumu sonrası yaptırdığı araştırmaya göre “Evet” ve “Hayır” oyu verenlerin 6 ay sonra “Hayır”a yakın noktada buluşmaya başladı. Araştırmaya göre “Evet” diyenlerin beklentisi “güçlü devlet” ile problemlerin hallolmasıydı. Ama sorunlar katlanarak artınca pişmanlık duygusu yaşanmaya başlandı.
DUVAR - CHP, referandumda “Hayır” ve “Evet” diyenlerin tutumlarının nedenlerini ve yaklaşık 6 ay sonra verdikleri oyu nasıl değerlendirdiklerini araştırdı. Araştırmadan “denge” duygusuyla oy veren “Hayır”cıların kararlarından memnun olduğu, “Kontrol ve güç” duygusuyla oy verenlerin ise pişmanlık yaşamaya başladığı ortaya çıktı. Referandum sonrası “evet” ve “hayır” oyu verenlerin “hayır”a yakın noktada buluşmaya başladığını gösteren araştırmada her iki kesimde de geleceğe dair “korku ve endişe”nin arttığı tespiti yapıldı. CHP’nin yeni dönem yol haritasının belirlenmesine ışık tutacak araştırmada öne çıkan başlıklar şunlar oldu:
MÜLAKAT YOLUYLA YAPILDI: Araştırmada, referandumdaki “evet” ve “hayır” oranına ve partilerin oy dağılımına uygun örnekler seçildi. Yaklaşık 100 kişiyle yüz yüze mülakat yoluyla yapılan odak grup çalışmasında seçmenin “evet ve “hayır” oyu vermesine yol açan nedenler tespit edilmeye, alınan tutumlarda birleştiren ve ayrıştıran noktalar belirlenmeye çalışıldı. Araştırmada seçmenin referandumda verdiği oyu 6 ay sonra nasıl değerlendirdiği de ölçüldü.
HAYIR’DA DENGE, EVET DE GÜÇ, KONTROL ARAYIŞI: Araştırmaya göre “Hayır”ı bir araya getiren ortak duygu “denge” duygusu oldu. Dengesiz bir yapı istemeyenler, yeni getirilecek sistemin dengeyi bozacağından endişe ederek oy kullandı. “Evet” diyenlerin ortak duygusu ise “kontrol ve güç duygusu olarak ortaya çıktı. Bu duyguyla oy veren seçmen “güç olmaz, bir yerde toplanmazsa kontrol elden çıkar, bu kendim, ailem, ülkem için kötü olur algısı ile oy kullandı.
KAOS VE KÖTÜYE GİDİŞ ALGISI: Araştırmaya göre “Kontrol ve güç” duygusuyla oy verenler bugün bunun çok iyi ve hayırlı bir durum olmadığını düşünmeye başladı. “Kontrol bir yerde olursa güçlü olunur, gelişme olur” diye düşünenler “evet”ten sonra ortaya çıkan gücün tek elde toplanması, kontrolsüz noktaya gelmesi ile “ülkede gerileme ve durma” kaygısı yaşamaya başladı. Kontrol ve gücün temel problemleri çözme noktasında faydasının sağlamaması “kaos”, “kötüye gidiş” algısını arttırdı. “Evet” kampanyasında “istikrar” vurgusu öne çıkarken araştırmada “evet” oyu verenlerin “istikrasızlık var” demesi dikkat çekti. Araştırmaya göre “Evet” oyu verenlerde “hayal kırıklığı, belirsizlik duygusu, gerileme ve durma” kaygısı ortak bir duygu oldu.
EVET-HAYIR DİYENLER ORTAKLAŞIYOR: Araştırmanın sorunlar bölümünde ortak problemler dikkat çekti. Her iki kesim de işsizlik, Suriyeliler, ekonominin bozuk olması, kadına karşı şiddet, dışa bağımlılığın artması, liyakat gibi konuları dile getirdi.
ERDOĞAN’A SURİYE TEPKİSİ: Özellikle Suriyeliler konusunda Ak Parti’ye oy verenler dahil tüm katılımcılar yaşanan durumdan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sorumlu tuttu. Birçok konuda “dış güçler” gibi farklı sorumlu arayanlar Suriyeliler söz konusu olduğunda bundan sadece Erdoğan ve çevresini sorumlu tuttu. “Kendi yurdumuzda ikinci sınıf vatandaş olduk” düşüncesi dikkat çekti.
GÜVENLİK ENDİŞESİ ÇOK AĞIR: Araştırmaya göre her iki kesimde de güvenlik endişesi çok ağır. Kadın ve çocukların sokakta güvenle gezmesi, uyuşturucu kullanımında artış, suç oranlarının artmasından ciddi rahatsızlık ölçüldü. Eğitim sorunları yine her iki kesimi birleştiren ortak konu oldu. “Evet” ve “hayır” diyenler “Eğitim kötü” görüşünde birleşti. Eğitimde imam hatipleşme doğru bulunmadı. Tek tip okul rahatsızlık yaratırken isteyen herkesin istediği okula gitme görüşünün ağırlık taşıdığı tespit edildi.
TERÖR ÖNLENEMEZ ALGISI VAR: Kaynağı ile ilgili farklı görüşler dile getirilirse de terör her iki kesimde de ortak sorunlar arasında sayıldı. Dikkat çekici olan ise terörün engelleneceği konusunda güçlü bir kanaat bulunmaması. “Evet” diyenler de “hayır” diyenlerin de “Terör önlenemez” şeklinde bir çaresizlik, umutsuzluk algısı içinde olduğu görüldü.
“ALDATILDIK” RAHATSIZLIĞI: “Evet” oyu verilmesinde “Erdoğan’a dönük “Ahde vefa” duygusunun etkili olduğu görüldü. Ancak 15 Temmuz darbe girişimin ardından “Aldatıldık” yönündeki açıklamalar rahatsızlık yarattı. “FETÖ’yü sen getirdin, nasıl aldatıldın?” sorusu dikkat çekerken bir rahatsızlık da dış politikada günlük hareket edildiği düşüncesi.
EVET DİYENLERDE PİŞMANLIK VAR: Araştırmaya göre güç isteği, ahde vefa, Türkiye daha da büyüyecek, gelişecek gibi duygularla “evet” diyenler şimdi belirsizlik, hayal kırıklığı, gerileme ve durma kaygısı yaşıyor. “Erdoğan halktan uzaklaştı” değerlendirmeleri dikkat çekerken “Sorunları çözer” diye bir kişinin yetkilendirilmesine “evet” diyenler şimdi “her şey bir kişiden sorulmaz ki!” pişmanlığını dile getirdi. Tek adama karşı başka güçlü tek adam aranmadığı, tersine yetkilendirilmiş bir kişiye karşı güçlü bir ekip arayışı ölçüldü. Bu durum, “Akıl akıldan üstündür”, “istişare ve danışma şart” şeklinde ifade edildi.
HAYIR DA EVET DE HOMOJEN DEĞİL: Erdoğan’ı sevdiği için oy veren de var, HDP’ye oy verip “evet” diyen de var. Hatta “Hayır” diyen terörist sözleri sonrası terörist olmadığını göstermek için “evet” oyu verenler oldu. Bunun ne kadar güçlü bir oran olduğu tespit edilmedi ama kutuplaşmanın yarattığı durumun buna yol açtığı görüldü.
REFERANDUM SONUCU YAKINLAŞTIRDI: Referandumdaki ayrışma geçen sürede keskinleşmedi. Tersine iki grup “hayır”a yakın noktada buluştu. Bugün her iki kesimde de endişe ve korku hakim. Biri “hayır” dedi ama aldığı sonuçtan memnun değil. Diğer “Evet” dedi, istediği sonucu aldı ama umduğunu bulamadı. Beklentisi “güçlü devlet” ile problemlerin hallolmasıydı. Ama problemler katlanarak arttı. Memnun olanlar da var ama “evet” diyerek Erdoğan’ı kurtarıcı görüp sorunların çözüleceğini düşünenler Erdoğan’dan kopup sorunların çözülmemesinden kaynaklı pişmanlık duydu. Bu pişmanlık referandum tekrar yapılsa aynı oyu vermeme yönünde. Endişe ve korku artarken ortak bir huzur arayışı var.
ADALET YÜRÜYÜŞÜ ŞAŞIRTTI: Araştırmada Adalet Yürüyüşünün etkisi de ölçüldü. Yargılama süreçleri kadar işsizlik gibi ekonomik problemlerin de adaletle tarif edildiğini gösteren araştırmaya göre yürüyüş her iki kesimde de olumlu karşılandı, umut ve cesareti, birlik duygusunu arttırdı. Tahmin edilenden daha etkili bir sonuç yarattığı tespit edilen yürüyüşte, katılımcıların “Adam çıktı yürüdü”, “Kılıçdaroğlu’ndan bunu beklemezdik”, “bizim için yürüdü” ifadeleri dikkat çekti.
ANALİZLER DEVAM EDECEK: Araştırma önümüzdeki süreçte ortak aklı hakim kılacak, kucaklaşacak bir siyaset diline ihtiyaç olduğu, Adalet yürüyüşü gibi siyasette tekelleşmeyen, herkesi kucaklayacak yöntemlerin benimsendiğini ortaya çıkardı.