CHP'den 'vatandaşlık' girişimine tepki
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, önce idam, ardından vatandaşlıktan çıkarma ile hükümetin Gülen’i iade etmek istemeyenlere ihtiyaç duydukları ne kadar koz ve fırsat varsa sunduğunu söyledi.
ANKARA - Aralarında Fethullah Gülen ve HDP’li 2 milletvekillinin de bulunduğu 130 kişinin vatandaşlıktan çıkarılması için düğmeye basıldı. Resmi Gazete’de tek tek isimleri ilan edilen bu kişiler 3 ay içerisinde dönmezse Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını kaybedecek.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Vatandaşlık Kanunu’nun bu yetkiyi verdiğini ama bunun çok hassas ve istisnai kullanılması gerektiğini söyledi. Vatandaşlıktan çıkarılmanın en son başvurulması gereken uygulama olduğunu belirten Tezcan şöyle devam etti:
“Toplu vatandaşlığı kaybettirme kararları darbe dönemlerinin uygulamalarıdır. 12 Eylül’de oldu. Çok sayıda aydın, gazeteci, yazara Türk vatandaşlığı kaybettirildi. Daha sonra onları almak için “yaraları saralım” diye kampanyalar yapıldı. Toptancı yaklaşımlar doğru değil. Çok dikkatli kullanılması gereken bir yetki.”
ÇIKARMA, İADE TALEBİNE ENGEL Mİ?
Vatandaşlığı kaybettirme kararlarının iade süreçlerini nasıl etkileyeceği merak konusu. Tezcan, bunun iadeye engel olmadığını, Türkiye’de işlenen suçlar veya Türkiye’ye karşı işlenen suçlar açısından Türk yargısının yargılama yetkisi nasıl devam ediyorsa iade talebinin de geçerli olacağını söyledi. Ancak Türkiye’nin yargılama ve iade talepleri ortadan kalkmasa da bu yönde bir gelişme Türkiye’nin elini zayıflatacak. Tezcan şunları söyledi:
“Vatandaşlıktan çıkarma kararıyla, içerideki hukuki düzenleme çerçevesinde, belirli güvencelerden mahrum bırakma hakkını önceden ifade etmiş oluyorsun. Gülen’in iade edilmemesi için bir koz daha verilmiş olur. İade talep hakkını ortadan kaldırmasa da “tarafsız yargılanma konusunda endişelerim var” gerekçesiyle iade etmek istemeyenlerin eline fırsat verilir. Hükümet Gülen’in iade sürecinde, iade etmek istemeyenlere ihtiyaç duydukları ne kadar koz ve fırsat varsa sunuyor. İdam tartışmalarını gündeme getirerek bunu yaptılar. Şimdi de vatandaşlık tartışması ile bunu yapıyorlar.”