CHP'li 11 başkan: Yardım bekleyenlerin mağduriyeti artacak
İçişleri Bakanlığı’nın genelgesiyle korona virüsü salgınına karşı bağış toplamaları engellenen CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı ortak açıklama yaptı. “Vicdani sorumlulukla” bağış toplamaya karar verdiklerini belirten belediye başkanlarının açıklamasında, “Yardım niyetiyle yola çıktıktan sonra doğabilecek siyasi kârı veya zararı hesaplayacak halde hiç değiliz” denildi.
ANKARA - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun imzasıyla yerel yönetimlerin korona virüsüne karşı başlattığı yardım kampanyalarına dair yayınlanan genelgenin ardından belediyelerin bağış topladığı hesaplarına bloke koyuldu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de aralarında bulunduğu 11 CHP’li büyükşehir belediye başkanı ortak açıklamayla İçişleri Bakanlığı’nın genelgesine tepki gösterdi.
Bağış kampanyası başlatma sürecinin nasıl başladığını anlatan belediye başkanları açıklamalarında, “Belediyelerin ‘bağış' kabul etmesi tamamen yasalken, içişleri Bakanlığı'nın yıllardır belediyelerce yapılan uygulamayı 'yardım' kapsamına sokarak anlaşılması imkânsız bir gerekçeyle engellemesi, hiç bir fayda sağlamayacak, sadece yardım bekleyen vatandaşlarımızın mağduriyetini artıracaktır” ifadelerine yer verdi. Ortak açıklamanın satır başları şu şekilde:
VİCDANİ SORUMLULUK: Dünya ve ülke olarak siyaset üstü davranmayı gerektiren olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Çağın bu büyük felaketi karşısında, kamunun tüm kurumları olarak bir araya gelmek ve sorumlu davranmak gibi bir görevimizin olduğunun bilincindeyiz. Bu anlamda siyaset dışı davranmak bizler için bir tercih değil, açık bir mecburiyettir. Söz konusu felaketi durdurmak, hasarları ortadan kaldırmak ve mağdur olanın mağduriyetine yetişmek için işbirliği yapmak, sadece kamu görevi değil, vicdani bir sorumluluktur.
BÜTÇEMİZİ AŞABİLECEĞİNİ ÖNGÖRDÜK: Bizler de bu niyetle yola çıktık ve her türlü teşekkürü hak eden vatandaşlarımızın talebi üzerine kampanya başlattık. Belediye başkanları olarak görevimizi yaparken, felaketin büyüklüğü karşısında bütçemizi aşabileceğimizi öngördük. Çünkü devam eden bir salgınla karşı karşıyaydık ve hasarın nerelere ulaşabileceğini düşünüp tedbir geliştirmek durumundaydık. Bu nedenle insanlarımızın, işte böyle günlerde bizi bir kılan, millet kılan, kardeşlik ve dayanışma ruhuna güvenerek bağış çağrısı yaptık.
BELEDİYELERİN BAĞIŞ KABUL ETMESİ YASAL: Çanakkale'de düşmanına bile su verecek kadar merhamet sahibi milletimiz, kendi kardeşine elbette yetişecekti ve biz de elbette buna aracılık etmeyi emir sayacaktık. Ancak tamamen iyi niyetli ve samimi bu çağrımız karşılık bulmaya başlamışken, bu kampanyamız "Belediyeler bağış alabilir mi, alamaz mı?" tartışmasının sonucu olarak durduruldu. Belediyelerin "bağış' kabul etmesi tamamen yasalken, İçişleri Bakanlığı'nın yıllardır belediyelerce yapılan uygulamayı 'yardım' kapsamına sokarak anlaşılması imkânsız bir gerekçeyle engellemesi, hiçbir fayda sağlamayacak, sadece yardım bekleyen vatandaşlarımızın mağduriyetini artıracaktır.
SİYASİ KÂRI HESAPLAYACAK HALDE DEĞİLİZ: Şunu yürekten ifade ediyoruz: Mağdur milyonlarca insanımıza yeni mağdurlar eklenirken bu konuda "kim haklı kim haksız' tartışmasına girecek ve insanlarımız çare beklerken zaman kaybedecek durumda değiliz. Bu hususu kamuoyunun takdirine ve hukuka bırakıyoruz. Bu hassas durumun, siyasi kamplaşma çabalarına alet edilmesini istemiyoruz. Yardım niyetiyle yola çıktıktan sonra doğabilecek siyasi kârın veya zararı hesaplayacak halde hiç değiliz. İnsanlarımızın mağduriyeti giderilsin de siyasi kârı kimin olacaksa olsun, o da önemli değil. Yeter ki būtün bir ülke olarak, bütün kurumlar olarak hep birden sadece elimizi değil, vücudumuzu taşın altına sokalım. Bizlerin 'haklı-haksız' kavgası yapmak yerine, ekmeksiz kalana ekmek götürmek, ihtiyacı olanın gururunu kırmadan cebine hayatını sürdürebileceği kadar para koyabilmek, aç açıkta bırakmamak, zor zamanına eşlik etmek, kardeşinin iyiliğiyle buluşturmak, yaralarımızı karşılıklı sarmak, birbirimize nefes olmak gibi bir önceliğimiz, kutsal bir görevimiz ve vazgeçilmez bir derdimiz var.
SORUMLULUĞUMUZUN BİLİNCİNDEYİZ: Bu nedenle biz 11 Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, sorumluluğumuzun bilincindeyiz ve bu tartışmalara asla girmek istemiyoruz. Ülkemizin bir an önce bu felaketten kurtulması için, kentlerimizde etkilenmiş kim varsa, hiç ayrım yapmadan, en küçük hücrelere kadar ulaşıp, devletimizin diğer kurumlarıyla birlikte onların mağduriyetini gidermeyi amaçlıyoruz. Şu kara günlerinde arkalarında devleti görmek isteyen mağdurlara yetişmek bizlerin de üzerine düşen borçtur. Söz konusu gereksiz tartışmayı tekraren kamuoyunun takdirine ve hukuka bırakırken, küresel yangına dönmüş salgın feláketi karşısında halkımızın yanında olacağımızı ve her türlü yardımı kendilerine ulaştırma konusunda kararlılığımızın sürdüğünün bilinmesini istiyoruz. (DUVAR)
Metni imzalayan belediye başkanları
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer
Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş