CHP'li Ağbaba: Diktatörlüğün basın kanunu, sansür kanunudur

CHP Bartın İl Başkanlığı’nda konuşan Veli Ağbaba, "Diktatörlüğün basın kanunu, sansür kanunudur” ifadelerini kullandı.

Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Bartın İl Başkanlığı’nda gündemi değerlendirdi. Toplantıya; CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, CHP Zonguldak milletvekilleri Deniz Yavuzyılmaz ve Ünal Demirtaş da katıldı. Ağbaba, “Ekonomik krizi önlemek için milletin ne yaşadığını millet duymasın diye sosyal medyayla ilgili kanun teklifi verdiler. 40 maddelik bu düzenlemenin her bir maddesi ayrı bir sansürdür. Bu yasa açık bir dikta teklifidir. Diktatörlüğün basın kanunu, sansür kanunudur” açıklamasını yaptı.

Ağbaba, ANKA'nın aktardığına göre şunları söyledi:

“CHP olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla seçildiğimiz günden beri birçok ile gidiyoruz. 2018’den beri, vekillerimiz neredeyse Ankara’da kendi yataklarında yatamıyorlar. 3 gece aynı evde ya da aynı otelde yatamıyorlar. Niye 2018’den beri? ‘Tek adam rejimi Türkiye’yi krize sokar’ dedik. 2018 yılının ağustos ayında bir ekonomik bunalımla karşı karşıya kaldık.

Sorumlu muhalefet anlayışıyla milletvekillerimizin tamamı çeşitli illere giderek, sahada çalışarak iş dünyasını dinledi. ‘Türkiye’de bir kriz var, buhrana doğru gidiyoruz’ diye uyarılarda bulunduk. O gün söylediklerimizi bugün söylüyoruz. Türkiye batma noktasıyla karşı karşıyadır.

2018’de seçim öncesinde ve referandum sürecinde genel başkanımızın kamuoyuyla ve iktidarla paylaşmış olduğu önerilerde; ‘devlet ciddiyet ister, devlet liyakat ister’ dedik. Bugün döviz kurunun bu aşamaya gelmesi, mazotun 25 TL olmasının sebebi, bu yönetimden kaynaklıdır. TÜİK’in enflasyonunun yüzde 70’e yaklaşması, gıda enflasyonun yüzde 110’u aşması, dünyada enflasyonda 6’ncı ülke olmamızın sebebi 2018’de yapılan seçimlerin sonucudur.

'128 MİLYAR DOLAR, FAKİRİN FUKARANIN KEFEN PARASIDIR'

128 milyar doları, unutmayın hiçbir zaman. 128 milyar dolar, fakirin fukaranın kefen parasıdır. 128 milyar dolar arka kapılardan satıldı. Altılı masanın ilk önerilerinden biri Merkez Bankası’nın bağımsızlığıdır. Eğer o tarihte Merkez Bankası damadın ya da Erdoğan’ın emrinde değil bağımsız olsaydı, bağımsız bir Merkez Bankası başkanı o 128 milyar doları satamazdı, satmazdı. 128 milyar doları satmak vatana ihanetle eş değerdir.

Kur korumalı mevduat sistemi de liyakate, kurumların bağımsızlığına geliyor. Şu anda fakir fukara zenginleri finanse ediyor, Kur Korumalı Mevduat Sistemiyle… Diyor ki, ‘Paranı getir bankaya yatır, yeter ki dolar yükselmesin, dolar yükselirse dolar kurundan, faiz yükselirse faiz kurundan sana paranı vereceğim’ diyor. Kim veriyor parayı? Hazine. Hazine kim? Sen, ben. Dünyanın hiçbir ülkesinde yok, bu da vatana ihanettir.

'ERDOĞAN SANAL TÜRKİYE İNŞA ETMİŞ ONUN ÜZERİNDEN SUÇLAMALAR YAPIYOR'

Recep Tayyip Erdoğan ya da AKP bir sanal Türkiye inşa etmiş. Onun üzerinden suçlamalar yapıyor. 20 yıldan beri ülkeyi yöneten o, herkesin suçu var tek, kim? AKP ve Recep Tayyip Erdoğan. ‘Bay Kemal’in’ suçu var mı? Var, onlara göre. Utanmasalar, ‘ülkeyi ‘Ce Ha Pe’ bu hale getirdi’ diyecekler. Utanmasalar, ‘Doları bunlar bu hale getirdi’ diyecekler. ‘Tank paleti bunlar sattı’ diyecekler. Sanal bir yönetimle karşı karşıyayız. Faiz yükselir sebebi faiz lobisi, dolar yükselir sebebi dolar lobisi, ülke ekonomik krize girer sebep dış güçler, üst akıl. Sanal düşmanlarla ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar.

Bu sorunların kaynağı dış güçler, faiz lobisi, dolar lobisiyse; Türkiye’deki dış güçler de AKP’dir; faiz lobisi, dolar lobisi de bunlardır. Türkiye’nin bu duruma gelmesinin sebebi bu yönetim anlayışıdır.

'GEZİ BUNLARIN GERÇEK YÜZÜNÜ DÜNYAYA GÖSTERDİ'

Cumhuriyet Miting’lerine darbe derler, Gezi’ye darbe derler. Darbe olabilmesi için tank olması, silah olması lazım. Gezi’deki insanların elinde çakı yoktu. Gezi, bunların kimyasını bozdu. Gezi bunların façasını, kimyasını bozdu; dünyaya gerçek yüzlerini gösterdi. Gezi’yi darbe girişimi olarak nitelendiriyorlar. Gezi bu memleketin onurudur, şerefidir.

Türkiye, bir mesaj verdi; ‘Türkiye birden büyüktür, bir adamdan büyüktür’ dedi. Gezi’nin başlaması bir birikimdir. Her gün bu ülkenin değerlerine hakaret ediyorsun. Gezi’den önce ‘iki ayyaş’ dedi. Ayyaş varsa sensin, sarhoş varsa sensin, bu ülkeyi bu duruma getiren sensin.

1909’da yıkılan Topçu Kışlası’nı yapmaya çalışıyor, o da bir intikam. 31 Mart vakasının intikamını almaya çalışıyor, Gezi’yle beraber. Darbeci varsa sensin. Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülme emrini, Berkin Elvan’ın, Ethem Sarısülük’ün öldürülme emrini veren sen değil misin? Taksim’deki insanların üstüne gazı, bombayı, polisi süren sen değil misin? ‘Emri ben verdim’ demedin mi, sen? Darbeci varsa sensin. Gezi’de ceza alan tüm arkadaşlarımızı selamladığımızı söylemek istiyorum.”

Türkiye büyük kumpasları yaşadı. Düşmanın tankla, tüfekle, topla yapamadığını siyasi davalarla yaptı. Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki yurtsever, başarılı, yetişmiş subayları; bunlar tasfiye etti. Düşman topla, tüfekle yapamazdı. Bunlar, ortakları, beraber yiyip içtikleri, beraber iş bitirdikleri FETÖ’yle beraber; Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tasfiye ettiler.

Gezi’deki kumpas neyse; Balyoz’daki, Ergenokon’daki, Askeri Casusluk’taki kumpas da odur. Maalesef, bugün; Balyoz’da, Ergenokon’da tasfiye ettikleri subayların yerine kimler geldi? FETÖ’cü subaylar geldi. Onlar ne yaptı? 15 Temmuz’da bu milletin üstüne bomba attı.

Türkiye’nin gündemi ne? Bartın’ın gündemi neyse, Zonguldak’ın da, Malatya’nın da gündemi o, gündem yoksulluk, gündem ekonomidir. Ne diyor hazretleri? Diyor ki, ekonomik kriz eleştirilerine cevap veriyor, Sayın Recep Tayyip Erdoğan. ‘Birileri çıkıp aç kaldık diyor, vicdansızlık yapma ne aç kaldık, aç kalan falan yok. Yeter ki dürüst ol, samimi ol.’ Sarayda sen aç olmayabilirsin ama millet aç.

'MİLLET AÇ DEĞİLSE BAYAT EKMEK KUYRUĞUNA NEDEN GİRSİN'

2021 yılında 2 bin 825 liralık asgari ücretle bin 628 ekmek alınabilirken, 2022 yılında 4 bin 250 liralık asgari ücretle bin 214 ekmek alınabiliyor. Bir yıldaki ekmek kaybımız 414 tane. Bu, fakirin fukaranın sofrasından gitti. En büyük banknot olan 200 TL ile 4 kilo biber alabiliyorsun. Millet aç değilse, kuyruğa bayat ekmek için niye girsin? İçi boş baklava niye alsın? Verdiğin rakamlardan da mı utanmıyorsun?

TÜİK’in rakamlarına göre, 17 milyon 636 bin kişi aylık bin 403 lirayla geçinmeye çalışıyor. 2 milyon 600 dul ve yetim hak sahibi aylık bin TL ve altında maaş ile çalışıyor. SGK’nın verilerinde bu rakamları görebilirsiniz. Beyefendi saraydan ‘millet aç değil’ diyor. İğneden ipliğe her şeye zam gelmiş, bu millete ‘aç değilsiniz, toksunuz’ diyor. Sanal bir yönetimle karşı karşıyayız. Anadolu’da bir söz var, ‘bal, bal demekle ağız tatlanmaz.’ Millet açlığın altında yaşamaya devam ediyor.

Türkiye öyle bir noktaya getirildi ki ne dediysek doğru çıktı. 2018 yılında, şeker fabrikalarının satılacağı ilan edildi. Kılıçdaroğlu talimat verdi biz 45 gün boyunca 24 ilde şeker eylemleri yaptık, ‘şeker vatandır, vatan satılmaz’ dedik. Bugün, dediğimiz noktaya geldik. ‘Şekeri satarsan şeker ithal edersin’ dedik. Şeker ithal ediliyor. Şeker fabrikasını satmak, vatanı satmaktır. Şekeri satanlar da, destekleyenler de vatan hainidir.

'MİLLET ÜÇÜNCÜ EL AYAKKABI ALIYOR'

Bakanlık, ‘şeker stokumuz var’ diyor. Şekere yüzde 85 zam geldi. 20 yılın ardından ilk kez 400 bin ton şeker ithal ediliyor. Şeker vatandır satılamaz dedik maalesef vatanı da sattılar. Dünya Bankası ve IMF kaynaklı şeker yasası çıktı. Pancar üretimine kota geldi, şeker fabrikaları özelleştirildi şimdi üretim yetmedi, yerli ve milli olduğunu söyleyen anlayış; Türk çiftçisinin üretmiş olduğu pancardan şeker üretemiyor. Şeker şimdi; Fas’tan, Cezayir’den, Mısır’dan geliyor. Çiftçiye, üreticiye, Anadolu’daki yoksula verilmeyen destek yabancıya veriliyor. Maalesef Türkiye şekere muhtaç duruma gelmiş. İnsanlar şeker alamıyor.

Sen sarayında rahat yaşıyorsun. Millet aç, yoksul. Hiç bundan 20 yıl önce duydunuz mu? Millet ikinci el ceket alıyor. İkinci el hatta şimdi üçüncü el ayakkabı alıyor. Kuru ekmek yiyorlarsa aç değillerdir, mantığı ile devam ediyoruz. Artık simidi, poğaçayı parça satıyorlar. Karpuzu dilimle yiyoruz. Türkiye maalesef bu ekonomik krizle, bur buhranla boğuşuyor. Tedbir alınması ve muhalefetin önerilerinin dinlenmesi gerekiyor. Şatafattan uzak durman gerekiyor. Millet, aç yoksul halen yüzlerce araba ile geziyorlar. Marmaris’e yazlık saray, Ahlat’a kışlık sarayın ardından şimdi de Ahlat’a bakan makam odaları yapıyorlar. Millet inim inim inlerken bunlar hala şatafattan vazgeçmiyor.”

'BU YASA AÇIK BİR DİKTA TEKLİFİDİR'

Ekonomik krizi önlemek için milletin ne yaşadığını millet duymasın diye sosyal medyayla ilgili kanun teklifi verdiler. 40 maddelik bu düzenlemenin her bir maddesi ayrı bir yasa, ayrı bir sansürdür. Doğru olmayan kamu düzenini, barışını bozan haber ve bilgi paylaşanlara hapis cezası verilecek. Doğru bilgi demek AKP’nin işine gelen bilgidir. Kamu düzeni demek AKP’nin rant düzenidir. Kamu düzenini tesis etmek için sansür getiriyorlar, yasak getiriyorlar.

Genel başkanımız açıklama yaptı bazı televizyonlar canlı verdi. O televizyonlara RTÜK ceza vermek için dosya hazırlıyor. RTÜK adeta Erdoğan’ın sopası olmuş durumda. Bu yasa açık bir dikta teklifidir. Diktatörlüğün basın kanunu, sansür kanunudur. Sarayda oturanların diktatörlüğünü ortaya koymaktadır.

Ne yaparlarsa yapsınlar, CHP olarak 5’li çeteye verilen ihaleleri, yap-işlet-devret modeliyle ülkeyi sömürenleri duyurmaya devam edeceğiz. Bütün sosyal medyayı troll ordusu olarak yönetmeye çalışıyorlar. Dünya basın özgürlüğü endeksi sıralamasında 2005 yılında 98’inci sırada yer alan Türkiye, 17 yılın sonunda 2022’de 180 ülke arasında 149’uncu sıralaya geriliyor. Enflasyonda 6’ncı, faizde 8’inci ülkeyiz. Ligimiz Afrika ülkeleriyle yarışmaya devam ediyor.

TOBB verilerine göre Nisan’da kapanan şirket sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 125 oranında arttı. Ocak-Nisan döneminde toplam 5 bin 321 şirket, 8 bin 271 gerçek ticari işletme kapandı. 2022 yılının ilk dört ayında, 2021’in ilk dört ayında kapanan şirket sayısı yüzde 45 arttı. Kapanan kooperatif sayısı yüzde 95 arttı. Erdoğan ‘vicdansızlık yapma’ diyor. Bizde Erdoğan’a ‘vicdansızlık yapma, milletin durumunu gör’ diyoruz. Bu ülkenin kurtuluşu, düze çıkması bir seçimdir. Derhal sandığı getir, Türkiye rahatlasın. Sende geldiğin gibi git. Türkiye’yi mafya bozuntularına, çetelere teslim etmeyeceğiz.” (HABER MERKEZİ)