CHP'li başkan kurdu, CHP'li başkan kapattı: Müze sitemi

CHP’li Prof. Dr. Akaydın, 2014’te kurduğu Deniz Biyolojisi Müzesi’nin tahliyesiyle ilgili konuştu. Akaydın koleksiyon için hayvanların öldürüldüğü iddiasıyla ilgili, “Bunu söyleyeni ayıplıyorum" dedi.

Abone ol

ANTALYA – Ocak 2014'te, dönemin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Prof. Dr. Mustafa Akaydın tarafından Kaleiçi Yat Limanı’nda kurulan Antalya Deniz Biyolojisi Müzesi, kamuoyundaki tartışmaların ve 2 aylık mahkeme sürecinin ardından tahliye edildi.

"Deniz ürünleri mezarlığı", "korku müzesi" gibi eleştirilere konu olan 'Deniz Canlıları Koleksiyonu’nun tahliyesini isteyen mevcut Antalya Büyükşehir Belediyesi yönetimi, yasal süreci, 1 Nisan tarihli tebligatla başlattı. Karara yapılan itirazda, envanterin bilime ışık tuttuğu gerekçesiyle tahliyenin durdurulması istendi.

CHP’li büyükşehir yönetimi davada, ‘hayvanların koleksiyon için öldürüldüğü’, ‘gereksiz bir bütçe ayrıldığı’, ‘ziyaret eden çocukların korktuğu’ gibi iddialarla tahliye isteyen taraf oldu.

Mahkeme kayıtlarına geçen o iddiaları yalanlayan dönemin belediye başkanı, eski Akdeniz Üniversitesi Rektörü ve CHP Antalya Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Akaydın, 10 yıl önce bu müzeyi ve kapatılan diğer müzeleri nasıl kurduklarını anlattı.

Prof. Dr. Mustafa Akaydın, 2009-2014 arasında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görev yaptı. 

‘HİÇ ÖYLE KÜÇÜMSENECEK BİR ESER DEĞİLDİ’

Antalya Büyükşehir’in CHP’li Muhittin Böcek yönetiminde olduğu bu dönemde belediye tarafından yapılan tahliye başvurusunu eleştiren Akaydın, “Ben belediye başkanı olduğum dönemde Antalya’da çok sayıda müze projesini hayata geçirdim. Deniz Biyolojisi Müzesi de onlardan biriydi. Butik bir müzeydi. Öyle abartılacak bir maliyeti yoktu müzenin ama çok güzel bir eserdi. Neden bilmiyorum ama bu müzeyi tasfiye etmeye çalışanlar vardı. Üzüldüm kapatılıp tahliye edildiği için. Hiç öyle küçümsenecek bir eser değildi” dedi.

‘BU İFTİRALAR EMEK VERENLERE SAYGISIZLIK’

Dava dosyasına yansıyan, müzedeki hayvanların canlı olarak yakalandığı ve kimyasal suyla öldürülüp cam fanuslara konulduğu iddialarına yanıt veren Akaydın, şöyle konuştu:
“Söyleyen kimse bunları uydurmuş, öyle bir şey yok tabii ki. Saygısızlık yapan varsa ayıplıyorum. Bu güzel eserde emeği geçen çok güzel arkadaşlarım var. Büyük bir emek ortaya kondu. On seneyi geçtiği için koleksiyonun şu anki durumu için bir şey diyemiyorum tabii ama bu tür iftiralar sadece bana değil onlara da saygısızlık. Kültüre ve tarihe saygısızlık. Başka diyeceğim bir şey yok.”

Önceki yıllarda kapatılan Behlül Dal Sinema Müzesi ve Antalya Soba Müzesi

‘TÜREL DE AÇTIĞIM MÜZELERİ KAPATMIŞTI’

Kendisinden önceki ve sonraki dönemlerde belediye başkanlığı yapan AK Partili Menderes Türel’in de göreve geldiğinde Sinema Müzesi, Fikret Otyam Galerisi ve Soba Müzesi’ni kapatma kararı aldığını hatırlatan Akaydın, “Maalesef Menderes Türel de benim açtığım birçok müzeyi kapatmıştı. Her biri butik, değerli koleksiyonlardı. Çok kıymetli sanat ekiplerinin eli değdi. Çok üzüldük. Dünyada örneği olmayan eserler arasındadır bunlar” diye konuştu.

SOBA MÜZESİ, SİNEMA MÜZESİ, FİKRET OTYAM GALERİSİ

Akaydın, açılışını yaptığı ve daha sonra farklı tarihlerde kapatılan müzelerden şöyle söz etti: “İnsanın çağlar boyu ateşle ilişkisini yansıtan Soba Müzesi’nin açılışını, koleksiyonu hazırlayan Sunay Akın yapmıştı. Yaşarken yolu Antalya’dan geçmiş çok değerli bir isim, gazeteci, ressam, fotoğraf sanatçısı, yazar Fikret Otyam’ın adını taşıyan galeri de çok önemliydi. Behlül Dal Sinema Müzesi de Altın Portakal Film Festivali arşivinin bir parçasıydı. Her biri kente miras bıraktığımız çok güzel eserlerdi. Deniz Biyolojisi Müzesi de öyleydi, tıpkı diğerleri gibi . Ama ne yapalım işte kapatan kapatana.”

‘ÜZÜLÜYORUM, ANTALYA’NIN HAFIZASI KAYBOLUYOR’

Akaydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Benim yapmış olmam önemli değil. Kapatınca benim izlerim silinmiş olmuyor sadece. Bu şekilde Antalya'nın hafızası kayboluyor. Her yeni yönetimin öncekileri silmesi, vazgeçmemiz gereken bir yaklaşım. İşte bu yüzden Altın Portakal'ın 60 yıllık bir arşivi yok. İşte bu yüzden kültürel arşivimiz eksiliyor. Şehrin kültür sanat hayatına çok güzel işler bırakmıştık. Alkışlanacak işlerdi. Canım butik müzelerin, sanat galerilerinin hiçbiri devam etmedi. Üzülüyorum. Yapacak bir şey yok, diyecek bir şey yok.”

Dava sürecinde müzedeki gerçek deniz canlısı örneklerinin yerine 3d yazıcıyla üretilecek 150 plastik balık maketi koyulması bile gündeme geldi.

Ne olmuştu?

Antalya Kaleiçi’nde Dr. Elif Özgür’ün danışmanlığında kurulan ‘Deniz Biyolojisi Müzesi’nde Türkiye’de deniz ekosisteminde bulunan 9 tür köpekbalığı, 10 tür yassı köpek balığı, yaklaşık 150 tür kemikli balık, sünger, mercan, istakoz, yengeç, ahtapot, kalamar, sübye, deniz yıldızı ve deniz kestanesi olmak üzere yaklaşık 500 tür bulunuyordu. 2019 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı, 6 yıldır ziyarete açık olan koleksiyondan ‘müze’ ibaresini kaldırdı. Muhittin Böcek yönetimindeki Antalya Büyükşehir Belediyesi, 1 Nisan’da müzenin tahliyesi için karar çıkardı. 16 Nisan’da Antalya 5. İdare Mahkemesi’nin tahliyeyi durdurma kararı vermesi üzerine, Büyükşehir Belediyesi'nin müzedeki gerçek deniz canlısı örneklerinin yerine 3d yazıcıyla üretilecek 150 plastik balık maketi koyması bile gündeme geldi. Devam eden dava sürecinde mahkemeden müzenin tahliyesi yönünde karar çıktı.

500 deniz canlısı türünün yer aldığı müze koleksiyonu Dr. Elif Özgür'ün doktora tezi kapsamında hazırlanmıştı.