CHP'li Gürer: Bu kafa ile aşar vergisine dönülürse şaşırmamak gerekir

Yanlış tarım politikalarına ve maliyetlerin çok altında kalan desteklere dikkat çeken CHP'li Gürer, 'AKP iktidarı bu kafa ile Osmanlı dönemi aşar vergisine geri dönerse şaşırmamak gerekir' dedi.

Abone ol

DUVAR - CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu'nun 21. maddesine göre 2024 yılında verilmesi gereken desteğin 411 milyar olması gerektiğini ancak Cumhurbaşkanlığı bütçesinde desteğin 91 milyar olarak açıklanmış olmasına tepki gösterdi. 

'DESTEKLER ÇİFTÇİYE ULAŞMADAN KUŞA DÖNÜYOR'

Tarımın en sorunlu süreci yaşadığını belirten Gürer: "Üretici, besici ve çiftçi için yeni yükler yüklemek ciddi bir darbe vurur. Destekler çiftçiye ulaşmadan enflasyon karşısında eriyor. Kuşa dönüyor. Örneğin, 2024 yılı için çiftçiye mazot desteği toplamı 16 milyar lira. Tarım kesimi kullandığı mazot ortalama 3 milyar litre. Çiftçinin mazotundan alınan ÖTV ve KDV tutarı 43 milyar TL (mazot fiyat değişkenliği ile vergide artıyor). Bu durumda çiftçiye verilen desteğin 3 katına yakın vergi veriyor. Esasen yeni vergi değil, mazotta tarım kesimi için ÖTV ve KDV kaldırılmalıdır” dedi.

Çiftçi ve besicilerin 22 yıllık yanlış tarım politikasına rağmen başka bir işleri olmadığı için tarıma devam ettiğini söyleyen Gürer, “AKP kafasının uyguladığı yanlış kararlar canı yanan çiftçinin sorunlarını daha da katlayacak” diye konuştu. 

Gürer, TÜİK’e göre tarımsal girdi enflasyonunun yüzde 52 olduğunu ve bu rakamın dahi tarımda üretimde oluşan maliyeti artışını göstermesi bakımından önemli olduğunu belirtti.

'ÜRETİCİLERİN BANKALAR VE PİYASAYA BORCU 700 MİLYARI AŞMIŞ DURUMDA'

Tarımsal girdi ve gübre maliyetlerindeki artışa dikkat çeken Gürer, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Girdi maliyetlerinde yüzde 100’ü aşan artışlar var. Özellikle gübrede ihtiyaç olan gübre fiyatı artırılıp diğer gübre fiyatları düşük bırakılarak çiftçiye daha çok maliyetle ulaşan gübre fiyatının ortalaması ile aşağı çekiliyor. Taban gübre gerekli iken üst gübre fiyatı düşük, üst gübre gerekli iken taban gübre fiyatı düşük bırakılıp açıkça bir oyun döndürülüyor. 9 Mayıs'ta 11.700 TL olan granül üre gübre 6 Haziran'da 13.000 TL çıktı. Yem için de süt yemi 50 kg 620 TL üreticiye alıyor. Vergi artışı olsa da olmasa da neredeyse her ay gelen zam artışı da yemde hayvancılık yapanlar için büyük bir sıkıntı yaratıyor. Çiftçilik yapmayanın da besicilik yapabilmesi çok zorlaşmış bulunuyor. İthal yem getiren bu işten kazancı katlarken, hayvancılık yapan da çiftçilik yapan da kredi ile işini döndürmeye çalışıyor. Üretici, besici, çiftçi süreçten doğrudan etkilenen kesim, bankalar ve piyasaya borcu 700 milyarı aşmış durumda.”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, düşük alım fiyatları ile iktidarın çiftçiyi tüccarın önüne attığını ve bu süreçte bir yıl öncesine göre TMO tarafından Cumhurbaşkanı onayı ile buğdaya verilen alım fiyat artışının yüzde 12, arpada yüzde 3 kalmasının çiftçiyi perişan ettiğine dikkat çekti.

'AŞAR VERGİSİNE GERİ DÖNÜLÜRSE ŞAŞIRMAMAK GEREKİR'

Gürer, sözlerini şu ifadelerle noktaladı:

“Her bakan değiştiğinde tarım politikası değişen ancak ithalata dayalı tarımdan vazgeçmeyen AKP iktidarı bu kafa ile Osmanlı dönemi aşar vergisine geri dönerse şaşırmamak gerekir. Dönüp dolaşıp Osmanlı’da farklı dönemlerde farklı oranlarda uygulanan aşar (öşür) vergisi en son uygulamasında çiftçinin ürettiğinin en az yüzde 10’una Osmanlı yönetimi el koyuyordu. Süreç içinde duruma göre farklı uygulamalarla zorunlu bir tahsilat uygulaması olan aşar vergisi ile Osmanlı yönetimi üreten köylülerin ortakçısı gibi davranıyordu. Ayni, nakdi ve maktu olmak üzere tahsil ediliyordu. Doğrudan sahip olunan mal veya hizmet üzerinden alınan, mal veya hizmet yerine para olarak alınan ve herkesten eşit olarak ürün ve üretim vergisi olarak alınan bu vergi Cumhuriyet ile kalktı. Cumhuriyet döneminde İzmir İktisat Kongresi ardından 1925 yılında Mustafa Kemal Atatürk onayı ile aşar vergisi kaldırıldı. Bugün yaşanan ekonomik krizi bahane edip Mehmet Şimşek’in Aşar Vergisi'ni geri getirmesi için de olmaz olmaz denemez. Siyasi iktidarın bu yönde uygulamaları tarımın sıkıntılarını katlar, üretim kaybına yol açar. Daha çok ithale kapı aralar. Rafta fiyatlar artarak vatandaş ve üretici mağdur edilirken yandaşa gün doğar. Hem ülke hem tarım kesimi kaybeder, gıda güvencesi sorunlu kılar.”