CHP'li Kank: Kocaeli'de hava kirliliği kanser, kalp ve KOAH'a zemin hazırlıyor

CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kank, "Kocaeli'de yaşanan yoğun hava kirliliği kanser, kalp ve damar hastalıkları ve KOAH gibi hastalıklara zemin hazırlıyor" dedi.

Abone ol

 DUVAR - Kocaeli’nin çevre sorunları başta olmak üzere halkın yaşadığı sıkıntıları TBMM Genel Kurulunda gündeme taşıyan CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, kentin kronikleşmiş sorunlarını dile getirdi.

 “Ne Kocaeli halkı ne de bizler şehrimizi kirleten çevreyi katleden ve sağlığımızı tehdit eden projeler istemiyoruz. Para ve rant uğruna Kocaeli halkının sağlığıyla çocuklarımızın geleceğiyle artık oynamayın” diyen Kanko, Kocaelide yaşanan yoğun hava kirliliğinin kanser, kalp ve damar hastalıkları ve KOAH gibi hastalıklara zemin hazırladığını dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Kocaeli Türkiye’nin sanayi ve ticaretinin çok yoğun bir bölgesi. Dolayısıyla sanayi ve nüfus yoğunluğunun olması, birtakım sorunları beraberinde getirmektedir. Bu sorunlardan bazılarına bugün değinmek istiyorum.

Özellikle hava kirliliği, su kirliliği ve atık yönetimi gibi konular kentlerin sürdürülebilirliği için çok önemlidir. Kocaeli’ndeki deniz kirliliği başlıca endüstriyel faaliyetlerden, kentleşmeden kaynaklansada kirliliğe karşı yeterli önlemin alınmaması da önemli faktörlerden birisidir.

Özellikle Dilovası bölgesindeki hava kirliliği ve kanser vakalarındaki artış vatandaşlarımızı tedirgin etmektedir. Kocaeli'de artık hava kirliliği o kadar fazlalaştı ki SOS vermeye başladı, Dilovası "kanser yuvası" olarak ortaya çıkmaya başladı. Ben size şimdi bir harita gösteriyorum. Bakın, Kocaeli'nin haritası bu, kırmızı bölge Kocaeli'nin tam göbeği olan Darıca, Gebze, Dilovası bölgesi ve burada "hava kalite indeksi" dediğimiz bir şey var ve bu indeks, maalesef, İzmit merkezde bile -İzmit buraya oldukça uzak kalmakta- orada bile aşağı yukarı normalin 3 katı yani İzmitliler, Kocaeliler bir zehir soluyorlar.

'İZAYDAŞ SORUNU DERHAL ÇÖZÜLMELİ'

Daha önce de gündeme taşıdığım gibi İzaydaş’ın Alikahya ve çevresindeki vatandaşlarımızı ileri derecede rahatsız eden kokusu hala aşırı bir şiddette devam etmektedir. Burada yaşayan vatandaşlarımız haklı olarak bu sorunun bir an önce çözülmesini beklemektedirler.

Çevre Bakanlığının verilerine göre İzmit adeta zehir soluyor. İzmit’te bulunan hava istasyonundan yapılan ölçümlerde çok yüksek kirlilik oranları tespit edilmekte ve bu durum, kanser, kalp ve damar hastalıkları ve KOAH gibi hastalıklara neden olduğu gibi ruh sağlığı ve uyku düzenini de bozmaktadır.

Yine; İzmit’e ilaveten Gebze, Dilovası, Gölcük ve Başiskele’ den alınan hava örneklerinde de ulusal değerlerin çok üzerinde bir kirlilik oranı mevcuttur. Dünya sağlık Örgütü’nün normal olarak kabul ettiği hava kalitesi indexi 0- 50 arasında bir değer olması gerekirken İzmit’te kirlilik oranı değerin çok üstünde tespit edilmektedir.

 2021 yılında Türkiye genelinde en az 42.000 vatandaşımızın hava kirliliğine bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybettiği bir durumla karşı karşıyayız.

Son verilere göre ülkemizde her yıl 234.000 kanser hastası tespit edilmekte ve 126.000 kanser hastası ise hayatını kaybetmektedir. Bu projeksiyonla 2040 yılında her yıl 400.000 yeni kanser vakası saptanacağı ve kansere bağlı ölümlerin ise %85 artarak 233.000’e yükseleceği öngörülmektedir.

Dolayısıyla ilgili makamları; riskin yüksek olduğu yerlerde çevresel kirleticileri ve tetikleyici faktörleri bir an önce ortadan kaldırmak için acil önlem almaya çağırıyorum. Tabii ki çevresel faktörleri incelerken ulaşımın oluşturduğu emisyonun çevreye verdiği zararı göz ardı edemeyiz. Bu nedenle ulaşımla ilgili trafikteki araç sayısını azaltıcı önlemlerin bir an önce alınması gerekmektedir. Bunların dışında birde; tarım ilaçları ve pestisitler, ilaç fabrikaları atıkları, sanayi atıklarından oluşan; Kalıcı organik kimyasalları unutmamalıyız.

Kalıcı Organik kirleticiler sebze meyve ve hayvansal gıdalar yoluyla insan organizmasında bulaşmakta ve uzun süre bünye de kalarak doğal dengeyi ve bağışıklık sistemini tahrip etmektedir” dedi.

Tüm bunları söylerken burada göz ardı edilmemesi gereken şey de yerel yönetimlerin göz yumması sonucu sanayi bölgeleri ile yerleşim bölgelerinin iç içe geçmiş olması da büyük bir sorunu ortaya çıkarmaktadır. Siyasi çevrelerinin yerel ve merkezi yönetimlerin politik kaygılarla bu çarpık kentleşmeye teşvik etmesi kabul edilemez.

Deniz suyunun kalitesini arttırmak için endüstriyel atıklar arıtılmalı, kanalizasyon sistemleri etkin bir şekilde çalıştırılmalı; deniz ve çevresi ile ilgili denetimlerden taviz verilmemelidir.

Ne Kocaeli halkı ne de bizler şehrimizi kirleten çevreyi katleden ve sağlığımızı tehdit eden projeler istemiyoruz. Para ve rant uğruna Kocaeli halkının sağlığıyla çocuklarımızın geleceğiyle artık oynamayın diyoruz.”