CHP’li Karaca: TÜBİTAK’ın resmi görüşü inkar edildi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “TÜBİTAK da Kanal İstanbul’a karşı” açıklamasına kurumdan, “Görüş, nihai halini almamış ve askıya çıkmamış ÇED raporu için verilmiştir” açıklaması geldi. Bu açıklamaya tepki gösteren CHP’li Gülizar Biçer Karaca, “E-imza ve ıslak imzanın yer aldığı TÜBİTAK görüşü siyasi iktidarın baskısı ile inkar edilmiştir” dedi.

Abone ol

ANKARA - Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Marmara Araştırma Merkezi (TÜBİTAK-MAM), Kanal İstanbul projesi kapsamında hazırlanan ÇED Raporu’na ilişkin görüş ve değerlendirmesini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunmasının ardından 10 Ocak gecesi bir açıklama yaparak Kanal İstanbul’a ilişkin olumlu ya da olumsuz görüş bildirilmediğini savundu.

TÜBİTAK’ın yazısının Türkçe yönünden açık bir metin olduğunu ifade eden CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, “Bilim siyasi otorite baskısı kabul etmez” dediği yazılı açıklamada, “Kanal İstanbul ÇED sürecinde sunulan yazılı görüşlerinin ortaya çıkması ile gün içinde hiç sesi çıkmayan TÜBİTAK’tan, gece vakti bir yanıt verilmiştir. Bir ÇED raporu hazırlandıktan sonra, Bakanlık bu raporu komisyon üyelerine gönderir ve İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu toplantısı için görüşlerini hazırlamalarını ister. TÜBİTAK MAM da İnceleme ve Değerlendirmede bulunmuştur” dedi.

E-ÇED SİSTEMİNDE TASLAK RAPOR MU OLUR?

TÜBİTAK MAM’ın 27 Kasım tarihli görüşünün açık olduğunu ifade eden Karaca’nın açıklamasının satır başları şöyle:

TÜBİTAK’A VERDİĞİ ZARARI DÜŞÜNMEDİLER Mİ? İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu üyeleri, inceledikleri ÇED raporları ile ilgili görüşlerini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın E-ÇED sistemine yüklemekteler. Buraya yüklenen evraklar, E-imzalı evraklar olup, ilgili kurumların resmi internet sitelerinde de bu evrakları doğrulamak mümkündür. TÜBİTAK MAM’ın görüşü, E-ÇED sisteminde mevcuttur. Buna taslak diyorlarsa, E-ÇED’e taslak görüşü mü yüklediler? Bu kadar önemli bir proje için TÜBİTAK resmi görüşünü değil de taslak görüşünü mü açıklama ihtiyacı duymuş? Bu açıklamanın TÜBİTAK’a verdiği zararı acaba düşünmediler mi?

KURUMLAR ARASINDAKİ YAZIŞMALAR RESMİDİR: Kurumlar arasındaki yazışmalar resmi yazışmalardır. Kurumlar arasında taslak yazışma olmaz. Taslak görüş kurum içinde olur. Kaldı ki TÜBİTAK görüş yazısında taslak görüş olduğu ifadesi de yer almamaktadır. TÜBİTAK MAM’ın 27 Kasım 2019 tarihli resmi görüş yazısı, internet sitelerinden de doğrulanmış, hem elektronik imzalı, hem ıslak imzalı resmi bir evraktır.

BİLİM SİYASİ OTORİTE BASKISIYLA DEĞİŞMEZ: TÜBİTAK bu resmi görüşü E-ÇED sistemine yükleyip, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu'nda (İDK) Kanal İstanbul’la ilgili olumlu görüş bildirdiyse söylenecek söz, “TÜBİTAK denen kurumun kişiliğini yitirdiğidir, bilimi dışladığıdır.” Oysa TÜBİTAK, E-imza ile imzalanmış üst yazı ve ekinde 6 bilim insanının imzalı metnini, hem kendi internet sistemine hem de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın E-ÇED sistemine yükleyip, İDK’da bu görüş doğrultusunda itiraz etmiştir. Şimdi TÜBİTAK Saray’dan korkup kamuoyu önünde başka bir ifadede bulunuyorsa, bu bilimi savunması gereken iradenin korkuya teslim olması demektir. Şunu unutmayın, “Bilim itaatsiz olana ihtiyaç duyar.“ Yani, bilim siyasi otorite baskısı ile değişmez. Bu açıklama hem e-imza sahibi olarak şahsın, hem de rapor altında imzası bulunan 6 bilim insanının emeğine saygısızlıktır. Bizi derinden üzen nokta bürokrasinin geldiği noktadır. E imza ve ıslak imzanın yer aldığı TÜBİTAK görüşü siyasi iktidarın baskısı ile inkar edilmiştir. Bilim siyasi otorite baskısı ile değişmez. Biz TÜBİTAK yönetimine değil raporun altında imzası bulunan değerli 6 bilim insanına sevgilerimizi saygılarımızı sunuyoruz. (DUVAR)