CHP’li Özel: Kur ataklarının ve yoksulluğun tek sorumlusu Erdoğan
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel 2022 yılı bütçe teklifini eleştirdi, kur ataklarının ve enflasyonun “tek sorumlusunun” Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu söyledi.
ANKARA - CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Genel Kurulu’nda 2022 yılı bütçe teklifine ilişkin konuştu.
Türkiye’de yaşanan kur ataklarının, artan enflasyonun ve yoksulluğun tek sorumlusunun olduğunu belirten Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kastederek, “Ekonominin başına hiç ekonomi eğitimi olmayan bir bakan atandı. Bugün Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizinde ekonominin başında, geminin dümeninde. Kaptan, ama kaptanlık belgesi, eğitimi yok. Kaptan ama kaptanlık tecrübesi yok. İçinde 84 milyonun olduğu bir gemide kaptan köşkünde ve adet olduğu üzere bu bütçede buraya çıkan AK Parti milletvekilleri, çok sayıda sure ve anlamını okudu. Haklısınız, bildiğiniz tüm sureleri okumakta haklısınız çünkü geminin kaptanının kaptanlık belgesi yok” dedi.
‘KUR ÖNGÖRÜNÜZ TUTMADI’
Cumhuriyet tarihinin en trajik bütçesiyle karşı karşıya olduklarını, iktidarın ek bütçe hazırlığında olduğuna dönük haberlerin yapıldığını ifade eden CHP’li Özel, “Bu bütçenin geri çekilmesini muhalefetten konuya hakim çok sayıda milletvekili ısrarla söylediler. Çünkü bu bütçe yapılırken öngörülen hiçbir büyüklük gerçekleşmedi” dedi.
İktidarın bütçeyi hazırlarken dolar kurunu 2021 için 8,30 TL, 2022 için 9,27 TL olarak öngördüğünü, doların 16 TL’yi geçtiğini belirten CHP’li Özel, “Gerçek enflasyonun 50'de olduğunu bilim insanları söylüyor ve TÜİK'in de artık mızrağı çuvala saklayamadığının ve bu rakamların 50'ye doğru ilerleyeceğiyle ilgili kimsenin bir şüphesi yok. Kur öngörünüz tutmadı, enflasyon öngörünüz tutmadı, işsizlik öngörünüz tutmadı, orta vadeli programın tarumar olduğu bir noktada kısa vadeli yalanlarla, algı operasyonlarıyla piyasayı yönlendirmeye çalışıyorsunuz” diye konuştu.
‘ÇİN MODELİ DİYE BİR CİNLİK’
CHP’li Özel’in Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı açıklamalardan öne çıkan ifadeleri şu şekilde sıralandı:
VATANDAŞIN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKA BAKA YALAN SÖYLENİYOR: Toplumun psikolojisine yön vermek için, piyasalara değil ama psikolojiye yön vermek için önce ‘Çin modeli’ diye bir cinlik ortaya atılıyor, daha sonra bunun yerli bir model olduğuna ilişkin söylemler tekrarlanıyor. Nasrettin Hoca eşekten düşer, çocuklar gülmeye başlayınca üstünü temizlerken, aslında düşmediğini, düşmese de ineceğini söyler, sevimli bir cinliktir, gülünür. 2019-2020 yıllarında kötü yönetim sonucu yükselen faizlerin talimatla düşürülmesi, bu sebepten fırlayan doların çeşitli kademelerden ama en son 6,80 düzeyinde tutulabilmesi için tam 128 milyar doları cayır cayır yaktılar. Dedelerimizin, ninelerimizin, anamızın, babamızın alın teri, göz nuru olan, hepimizin geleceğinin garantisi olması gereken 128 milyar dolarlık rezervimiz, Tayyip Erdoğan'ın tensip ve talimatlarıyla damadı Albayrak tarafından satıldı. Şu anda net rezervimiz eksi 50 milyar dolar. Brüt rezerv 122 milyar lira, buna dünya kadar yükümlülüğümüz, borcumuz dâhil ama algı yönetimiyle sanki kayıp 128 milyar brütmüş gibi vatandaşın gözünün içine baka baka yalan söyleniyor.
YOKSULLUK BU ÜLKENİN KADERİ OLAMAZ: Bugünkü kur ataklarının, artan enflasyonun, artan yoksulluğun, artan çaresizliğin, içerideki paniğin, dışarıdaki yalnızlığın tek ama tek sorumlusu var. Anayasa değişikliğinden sonra bütün yetkilerin üzerinde toplandığı, her şeye karar veren, ‘Verin yetkiyi kardeşinize, dövizle, enflasyonla nasıl mücadele edilir’ deyip görevi aldığı 3,5 yıl önce 1 dolar 4 TL'yken 1 doları 1 TL'ye eşitleme vaadiyle gelip bugün tam 4 katına, 16 TL'ye götüren, yapılan bütün uyarılarda doğruları söyleyenleri duymak yerine, sabredemeyen, ısrar edeni görevinden affeden, yerine kendi hoşuna gidenleri tekrar edecek birilerini getiren tek adam, bu durumun tek başına sorumlusudur. ‘Milletin hizmetkârı olacağız’ diye gelip milleti dünyanın ucuz iş gücü hâline getirmeye çalışanlara, emekçimizi dünya devlerinin hizmetkârı yapmalarıyla ilgili fikirlerine, planlarına, ‘Yoksulluk, bu ülkenin kaderi, dünyanın en ucuz alın teri, emekçilerimizin geleceği olamaz’ diyerek ülkeyi önce sizden, kime hizmet ettiği belli olmayan bu kötü planınızdan, yoksulluğun kader gibi bu ülkenin güzel insanlarına dayatılmasından kurtaracağız. Bu ülkenin emekçilerinin alın terinin dünyadaki diğer emekçilerin alın terinin on dörtte 1'inin fiyatına dünyaya pazarlanmasına itirazımızı sosyal demokrat bir parti olarak burada tarih önünde not düşüyorum.” (DUVAR)