CHP'li Öztrak: Vatandaşlık verilerinin açık olmaması kuşku uyandırıyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak başkanlığındaki CHP Ekonomi Masası heyeti, İzmir'de bir dizi ziyarette bulundu. Öztrak, vatandaşlık verilmesiyle ilgili değerlendirme yaparak 'kuşkular var' dedi.

Abone ol

İZMİR - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak başkanlığındaki CHP Ekonomi Masası heyeti, İzmir programına başladı. İki gün sürecek programda heyetin ilk durağı, İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği oldu. Ziyarette CHP'li Öztrak, “Türkiye için yeni bir hikâye, yeni bir kalkınma stratejisi" başlıklı sunum yaptı.

Sunumda "Pandemiden sonra dünyada meydana gelen değişiklikler ile birlikte önemli fırsatlar var önümüzde ama tek adam sisteminin devlette yaratmış olduğu yönetim krizi nedeniyle ve de ekonomik sıkıntılar nedeniyle bu fırsatları kaçırma riski giderek artıyor" dedi.

'DIŞ DENGEMİZ BOZULUYOR, CARİ AÇIĞIMIZ REKORA KOŞUYOR'

İki gün boyunca heyet, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Ege İhracatçılar Birliği Başkanlar Kurulu, Atatürk Organize Sanayi Yönetim Kurulu, Yeminli Mali Müşavirler Odası, İzmir Ticaret Borsası, Isıkkent Nakliyeciler Sitesi Yönetim Kurulu, Mali Müşavirleri Odası ile Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu, İzmir Barosu, Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi ve İzmir Ticaret Odası'nı ziyaret edecek. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, ilk gün İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği'ne giderek ekonomi sunumu yaptı.

Burada Öztrak, Türkiye'nin çok ciddi sorunları olduğunu dile getirdi. Faizden, ranttan kazananlar lehine bozulan bir denge ile karşı karşıya olunduğunu belirten Öztrak, şunları kaydetti: “Bugün bu nokraya nasıl geldiğimizi özetlemeye çalışırsak aynı anda iki krizi birlikte yaşıyoruz. Bunlardan bir tanesi Türkiye'nin 2000'li yılların başındaki krizden sonra izlemeye başladığı program, bugün bu ülkenin ihtiyaçlarına ve dünya konjonktüründeki değişikliğe cevap vermiyor. Sıcak para ile ekonomiyi şişirme modeli yürümüyor. Sıcak para gelmiyor ama şu anki iktidar şişirme kısmını, borçla krediyle ekonomiyi büyütme kısmını hala daha sürdürmeye çalışıyor. Ancak sıcak paranın gelmeyişi tüm iktisadi hayatın çeşitli alanlarını ciddi şekilde tahrip ediyor. Dış dengemiz bozuluyor, cari açığımız rekordan rekora koşuyor. Döviz rezervlerimiz bitmiş vaziyette. Enflasyon aldı başına gitti” diye konuştu.

'ÜLKEDE KURAL DEĞİL KRAL VAR'

Türkiye'nin katılımcılık ve hesap verilebilirlik açısından durumunun içler acısı olduğunu anlatan Öztrak, başkanlık sistemine de değinerek şöyle devam etti: “Diğer taraftan ucube bir 'cumhurbaşkanlığı hükümet' sistemi denilen bir sistem geldi. Aslında tam anlamıyla bir tek adam rejimi. Bugün artık ülkede kural yerine kral var. Her şey tek kişinin iki dudağı arasından çıkacak söze bağlı. Bu sistem kurulurken kurumsal kapasiteler önemli ölçüde aşınıyor. Bazı köklü kurumlar yok oluyor. Uluslararası ilişkilerde Türkiye'nin güvenilir ortak olma algısı zayıflıyor. Çok açık söyleyeyim, pandemiden sonra dünyada meydana gelen değişiklikler ile birlikte önemli fırsatlar var önümüzde ama tek adam sisteminin devlette yaratmış olduğu yönetim krizi nedeniyle ve de ekonomik sıkıntılar nedeniyle bu fırsatları kaçırma riski giderek artıyor. Burada 'milletin zenginleşmesi kral yerine kural olmasına bağlı' diye bir şey ortaya koyduk.” Öztrak, Türkiye'nin yeni kurallara, yeni kurumlara ve yeni kadrolara ihtiyacı olduğunu da ekledi.

'KÖTÜ YÖNETİM SEBEP, ESNAFIN HAK ETTİĞİ PAYI ALAMAMASI SONUÇ'

Kurdaki belirsizliğin ciddi sıkıntılara neden olduğunu ifade eden Öztrak, enflasyon meselesine de değindi. Öztrak, “Dışarıda da enflasyon var diyorlar, doğru. Rusya’da enflasyon yüzde 15, Ukrayna’da 22 Türkiye’de yüzde 80. Demek ki o iş dışarıdan değil, basbayağı bizden. Gıda enflasyonu OECD’de 13,3 bizde 94,7. Enerji fiyatlarındaki artış yüzünden oldu dediler. OECD ülkelerinde yüzde 40,7, bizde ne kadar? Yüzde 143. Dolayısıyla dünyada ne kadar enflasyon varsa bizde misli ile var. Türkiye modeli yaptık dediler. Bu iş başlayalı beri cari açık her ay rekor üstüne rekor kırıyor. Demek ki, bu model çalışmıyor. Bir yıl içerisinde ödenmesi gereken borçlar da yükseliyor. Türkiye’nin önümüzdeki sene ödemesi gereken miktar 182 milyar dolar. En yüksek borç ödemesi de özel kesim. Merkez Bankası’nın net rezervleri de eksi 52,7 milyar dolar. Kısa vadeli borçları hariç tuttuğumuzda 52,7 milyar dolar. Kasa boş, bitmiş, tüketilmiş. Kötü yönetim sebep diyoruz, esnafın hak ettiği payı bütçeden alamaması sonuçtur” ifadelerini kullandı. 

'TÜRKİYE ESNAFA DOĞRUDAN DESTEK VERMEDE SONDAN ÜÇÜNCÜ, BORÇ VERMEDE BİRİNCİ'

Pandemi döneminde verilen desteklere de değinen Öztrak, en büyük sıkıntıyı çeken kesimin esnaf olduğunu vurguladı. Öztrak, “Türkiye doğrudan destekte sondan üçüncü kredi ve borç vermede birinci. Pandemide esnafa ne dendi? Toplu taşıma yapanlara yarısı kadar yolcu taşıyacaksın dendi, lokantalar kapatıldı. Eğlence yerleri iş yapamadı. Sonra bunlara dendi ki 'al sana borç.' İşini bırak dediğin adama borç vermek ne demek? Peki dışardakiler ne yaptı? İngiltere’de temsilcimiz var, sordum. Durdurduğu günde kaybettiği ciro ne kadarsa beş aşağı beş yukarı ödeme yapılmış. Doğrudan destek vermiş. Kalkıp da 'sana kredi veriyorum, sonra ödersin' dememiş. Bizim gibi 'kredi veren ülke var mı' diye sordum. Amerika kredi vermiş. 'İşçine ödediğin parayı, bana olan vergini düş, geri kalanı bana öde' demiş. Bütün dünya bunu yaparken biz esnafa demişiz ki, 'sana faizli borç vereceğiz sen de bunu ödeyeceksin.' Gelinen aşamada esnaf en fazla borcun altında ezilen kesimlerden bir tanesi” dedi.

'MİLLETİN CEBİNİ BOŞALTAN CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ TERK EDİLMELİ'

Öztrak, bütün bu sorunlara rağmen Türkiye'nin önemli imkanları olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin 4,5 saatlik uçuş mesafesinde 22 trilyon dolarlık pazara erişim imkanına ve genç nüfusa sahip olduğunu vurgulayan Öztrak, şöyle devam etti: “Önümüzde çok büyük imkanlar, genç bir nüfusumuz var. Fırsatları değerlendirmek için yeni bir ekonomik modeli hayata geçirmek lazım. Bunları yapabilirsek Türkiye orta gelir tuzağından çıkarız. Bunun için üç şey lazım diyoruz; Yeni kurumlar, yeni kurallar ve yeni kadrolar lazım. Milletimizin cebini boşaltan ucube cumhurbaşkanlığı sisteminin bir an önce bırakılıp yeniden parlamenter sistemin hakim olduğu yönetim biçimine hızla geçmemiz lazım. İkinci ayak ise ekonomiyi sıcak para ile şişiren değil, üreterek, verimlilikle zenginleştiren bir büyüme stratejisi... Ekonomide üretim odaklı rekabetçi yaklaşım olması lazım. Kamu ve özel arasında yeni bir diyalog biçimi kurmalıyız. Etkili bir stratejik bir planlama ile ülkenin alt yapısını yeniden düzeltmeliyiz. Kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayiciliği desteklemeliyiz. Yenilikçiliği güçlendirmemiz ve yeşil mutabakata uyum sağlamamız lazım. Gıda güvenliğini, sürdürülebilir tarımı desteklemeliyiz. Üçüncü ayak da büyümenin kapsayıcı olması... Bugün, bütün dünya bunu kabul ediyor. Refahtan herkes adil pay almıyorsa o büyüme sürdürülebilir olmuyor. O ekonomi yürümüyor, bitiyor. İnsanların refahtan paylarını almaları lazım. Bütün bölüşüm sürecinde bu yapılmalı. Ama en önemlisi de bu sürecin dışında kalanlar varsa Aile Destekleri Sigortası'nı kurmak sureti ile devlet yardımlarını insanlarımıza verebilmemiz lazım."

'GÜVENİ YENİDEN SAĞLADIĞINIZ ANDAN İTİBAREN TÜRKİYE YENİDEN KALİTELİ YATIRIM VE BÜYÜME ORTAMINA DÖNER'

“Geleceksiniz iktidara enflasyonu nasıl düşüreceksiniz?' şeklindeki sorulara verecekleri cevabın belli olduğunu ifade eden Öztrak, “Bir vaadimiz var. Diyoruz ki, 'demokrasiyi, hukuk devletini, parlamenter rejimi' yeniden kuracağız. Bu tabi son derece önemli bir değişim. Büyük bir devrim. Bunu yapmaya başladığınız andan itibaren, iktidara geldiğiniz gün beklentilerde çok ciddi değişiklik oluşturabiliyorsunuz. Dünya gerçeklerinden kopuk olmayan bir para politikasını, maliye politikasını ortaya koyduğunuz andan itibaren Türkiye’yi istikralı bir yere götürdüğünüz konusundaki algı artıyor. Bir de buna Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinin yeniden başlaması gibi süreci eklerseniz, belirsizlik çarkını kırarız. Bununla Türkiye'de belirsizlik azalır, risk düşer. Bunları yapmamız halinde istikrar döngüsü yeniden çalışmaya başlar. Kaliteli dış finansmana ulaşırız, kur baskısından kurtuluruz. Enflasyon düşmeye başlar. Dolarizasyon düşmeye başlar. Risk primleri düşmeye başlar. Beklentileri değiştirip güveni yeniden sağladığınız andan itibaren Türkiye yeniden kaliteli yatırım ve büyüme ortamına döner’’ diye konuştu. 

'ESNAF BAKANLIĞI KURACAĞIZ'

Esnafın yaşadığı sıkıntılara da değinen Öztrak, “Esnafa hızla sicil affı getirmek lazım. Kira stopajını kaldırmak lazım. Emeklilik için geriye doğru borçlanma hakkını tanımak lazım, BAĞKUR’a borcu da olsa ailesinin ve kendisini sağlık hizmetinden faydalanmasını sağlamak lazım. Ekonomik krizlerde, esnafa destek olacak Esnaf Destek Sigortası Fonu kurmayı amaçlıyoruz. Zincir market saatlerinin esnafımızı ezmeyecek şekilde yeniden düzenlemesi gerektiğini söylüyoruz. Esnafı kaybettiğiniz andan itibaren ekonomiyi de kaybediyorsunuz. Esnafımızın tüm meselelerini tek elden çözebilmek için Esnaf Bakanlığı’nı kuracağız” dedi. 

'VATANDAŞLIK VERİLERİNİN AÇIK OLMAMASI KUŞKU UYANDIRIYOR'

Sunum sonrası Öztrak, ANKA Haber Ajansı'na Türkiye'de vatandaşlık verilen ve seçimde oy kullanacak sığınmacılarla ilgili değerlendirme yaptı. Vatandaşlığa alınanların listesinin Resmi Gazete'de yayınlanmadığına dikkat çekerek şunları dedi: "Mevcut seçmen kütüklerindeki isimlerin incelemesinden başlamak üzere çeşitli aşamalarda, bunun hangi boyutlara vardığı konusunun mutlaka takipçisi olacağız. Bundan önceki dönemlerde vatandaşlığa alınanların listesi Resmi Gazete'de yayınlanırdı. Şimdi Cumhurbaşkanlığı kararıyla olduğu için bu listeleri yayınlamıyorlar. Ucube tek kişilik Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin hayata geçmesiyle birlikte, kimler vatandaşlığa alınıyor, kaç kişi alınıyor, bunlarla ilgili bilgi yayınlanmıyor. Hesap vermekten kaçma durumu; verilerin, bilgilerin açıkta olmaması meselesi ister istemez herkeste bir kuşku uyandırıyor. Meselenin yakından takibini gerektiriyor. Bunu soracağız. Kimler vatandaşlığa alındı? Bu bilgilere de ulaşmaya çalışacağız. Herkes müsterih olsun. Biz CHP olarak, CHP’nin milletvekilleri olarak, örgüt yöneticileri, il ve ilçe yöneticileri olarak, milletimizin verdiği tek oyun heba olmaması, sakatlanmaması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Buna, geçen sefer olduğu gibi oy çuvallarının üzerinde yatmak da dahil." (DUVAR)