CHP'li Salıcı'dan Sisi'yle görüşen Erdoğan'a: 'Kim verecek 11 yılın hesabını?'
Mısır'a giden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştiren CHP'li Oğuz Kaan Salıcı, "Türkiye ile Mısır 11 yıl kaybetmeyebilirdi. Kim verecek bu zararın hesabını?" dedi.
DUVAR - Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mısır’a giderek, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Es Sisi ile 11 yıl sonra görüşmesi ile ilgili açıklama yaptı. “Mısır’la ‘kazan-kazan’ yapabileceğimiz durumdayken, öfkeyle kalkıp zararla oturan duruma düştük" diyen Salıcı, "Mısır’la işbirliği yapsaydık Filistin’e daha fazla destek olabilirdik, olamadık. Kim verecek bu zararın hesabını? Dışişleri Bakanlığı’nın çaycısı mı? Kim verecek?” diye sordu.
Salıcı, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
ÖNEMLİ OLAN GÖRÜŞMEK DEĞİL SONUÇ ALABİLMEK: Erdoğan, 11 yıl sonra Mısır’a, Sisi’nin ayağına gitti. Bu, gerçekten önemli bir görüşme… Ben, ‘Mısır’la aramızı neden düzeltiyoruz’ diyecek değilim. Çünkü Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünyada barış’ ilkesini benimseyen, dünyada dostlarımızın artmasını isteyen birisiyim. Fakat önemli olanın görüşmek değil, görüşmeden sonuç alabilmek olduğunu da gayet iyi biliyorum. Şu an sonuç alınması gereken, durdurulması gereken acil bir meselemiz var: Gazze’deki insanlık dramı… Bu konuda Filistin’in dostlarına, İsrail’in durdurulması ve insani yardımın ulaştırılması noktasında, büyük bir sorumluluk ve görev düşüyor. Filistin ve İsrail arasında iki devletli kalıcı bir çözüm için Türkiye ile Mısır’ın birlikte çalışması gerekiyor.
TÜRKİYE 11 YIL KAYBETMEYEBİLİRDİ: Fakat Türkiye ile Mısır 11 yıl kaybetmeyebilirdi. Eğer Mısır’la kavgaya tutuşmasaydık, Filistin için daha hayırlı işler yapılabilirdi. Hatta dünyada itibarımız yüksek olsaydı, bugün Gazze Savaşı’nda arabuluculuk koltuğunda Mısır değil, biz oturabilirdik. Ama Erdoğan, şahsından başkasını düşünmeyen birisi olduğu için, Filistin’in çıkarlarını da Türk milletinin çıkarlarını da umursamadı. Hatırlayın; Sisi’ye ‘darbeci’, ‘zalim’, ‘katil’ demedi mi? Mısır’la ilişkileri bir çırpıda bozmadı mı? Şimdi bunu, ‘Dün bozdu, bugün düzeltiyor’ deyip geçiştirecek miyiz? Yapboz mu bu? Çocuk oyuncağı mı?
HESABI KİM VERECEK: Sen Mısır’a ağzına geleni söylediğin için Mısır da kalkıp İsrail’le, Yunanistan’la, Kıbrıs Rum Yönetimi’yle ittifak kurdu ve Doğu Akdeniz’i aralarında paylaştılar. Bizi dışladılar. Üstelik hem bizim hem de Mısır’ın Akdeniz’e çok uzun kıyısı varken oldu bunlar. İsrail’in, Yunanistan’ın, Rumların o kadar kıyısı yokken yaptılar bütün bunları. Mısır’la ‘kazan-kazan’ yapabileceğimiz durumdayken, öfkeyle kalkıp zararla oturan duruma düştük Türkiye olarak. Akdeniz’deki enerji kaynaklarını Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırmak mümkünken bu fırsatları değerlendiremedik. Mısır’la Ro Ro seferleri bile iptal oldu, ticari de zarara uğradı Türkiye. Mısır’la işbirliği yapsaydık Filistin’e daha fazla destek olabilirdik, olamadık. Kim verecek bu zararın hesabını? Dışişleri Bakanlığı’nın çaycısı mı? Kim verecek?
HEM TÜRK MİLLETİNE HEM FİLİSTİNE ÖZÜR BORÇLUSUN: Neymiş efendim, ‘Sisi darbeciymiş’. Hüsnü Mübarek demokrattı ya… Onunla görüşüyordun. Çin, Suudi Arabistan, bunlar demokrasiyle yönetiliyor. Onun için aranı iyi tutuyorsun… Katar’a dostluğun onların demokratlığından kaynaklanıyor… Geçtim her şeyi, sen çok mu demokratsın da konuşuyorsun? Eğer bir ülkede darbe olmuşsa onu kınarsın, doğrudur. Cuntayı eleştirirsin ama o ülkeyle köprüleri tamamen atmazsın. Halklar arasındaki tarihi bağı bozmazsın. Sen ne yaptın? Hem Türkiye’yi zarara uğrattın… Hem de el aleme ‘Demek ki darbeler zaman geçtikçe meşrulaşabilirmiş’ dedirttin, darbeyi meşrulaştırdın… Hem Türk milletine hem Filistin’e hem de dünyanın tüm demokratlarına bir özür borçlusun Sayın Erdoğan.