CHP’li Şevkin: Burada bir tane iktidar milletvekili yok
CHP Adana Milletvekili, Jeoloji Yüksek Mühendisi Müzeyyen Şevkin, İzmir’de meydana gelen depremin ardından arama kurtarma faaliyetlerini ve hasarlı binaları inceledi. Büyük hasarın ortaya çıktığı Bayraklı ilçesinin 'vahşi ranta ve beton lobisine' teslim olduğunu söyleyen Şevkin, “Her şey ranta ve beton ekonomisine evirilmiş durumda” dedi.
ANKARA - İzmir'de meydana gelen depremde birçok bina yıkılırken yüze yakın kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi de yaralandı. Depremin hemen ardından çok sayıda siyasetçi ve bürokrat bölgeye gitti. Geçmişte iki dönem Jeoloji Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanlığı görevini yürüten Jeoloji Yüksek Mühendisi, CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin de depremin meydana geldiği bölgede 3 gün boyunca incelemelerde bulundu.
Kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarını yakından takip etiğini ifade eden Şevkin’e göre depremin ağır sonuçlar doğurduğu Bayraklı ilçesi iki katlı yapıların olduğu güzel bir ilçe olabilecekken “vahşi ranta ve beton lobisine” teslim edildi. Meclis’te afetler konusunda gündeme getirilen önerilerinin AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildiğini hatırlatan Şevkin, “Burada bir tane iktidar milletvekili yok ne diyebilirim ki başka. Geliyorlar takımlarıyla bir görüntü verip gidiyorlar” diye konuştu.
‘GEÇMİŞTE BATAKLIK BİR ZEMİNKEN YAPILAŞMA İZİNLERİ VERİLMİŞ’
Depremde en büyük yıkımın yaşandığı Bayraklı ilçesinde üç gündür gözlem yaptığını, bölgenin yapısına ilişkin ilgili kişilerden bilgi aldığını belirten Şevkin hasarın meydana geldiği binaları da yakından incelediğini söyledi. Jeoloji mühendisi olarak depremin ağır sonuçlarının ortaya çıktığı bölgeye dair tespitlerini aktaran Şevkin şunları söyledi:
“Denize sıfır ilçede alüvyon bir arazi, kayalık birimin de olduğu yerleşim alanları var. Kaya üzerine yerleşmiş olan konutların hiçbirinde herhangi bir hasar gözlenmezken alüvyon zemin üzerine ve yer altı su seviyesinin yüksek olduğu alanda hasarlar meydana gelmiş. Yer altı su seviyesi zemin bağlamında taşıma gücünü yarıya düşüren bir olgu. Burası geçmişte bataklık bir zeminken çok katlı yapılaşma izinleri verilmiş. Zemin sıvılaşmasına bağlı olduğunu düşündüğüm yeni bina camları dahi kırılmamış şekilde şu an karşımda duruyor ama yan yatmış durumda. Yine birbirinden ayrılmış binaları görüyorum karşımda. Bir binanın iki katı direkt zemin içerisine gömülmüş. Jeolojide zemin sıvılaşması diye tabir ettiğimiz durum burada söz konusu. Deprem anında zemin tıpkı su gibi davranıyor, binanın iki katı toprağın içerisine göçmüş durumda ve yedi insan hala orada kurtarılamadı. Beni burada en çok şaşırtan şey şu. Burası, denize bu kadar yakın iki katlı çok güzel bir ilçe olabilecekken o vahşi ranta, beton lobisine maalesef teslim olmuş.”
‘21 YILDA BİR ÇİVİ DAHİ ÇAKILMADIĞINI GÖRÜYORUZ’
Depremin etkilediği alanda yasal ve teknik olarak eksiklikler olduğunu belirten Şevkin, bu zamana dek Meclis’te depremle ilgili partisinin gündeme getirdiği önerge ve tekliflerin AK Parti ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla kabul edilmediğini hatırlattı. Yasalar aracılığıyla afetlere ilişkin adımların atılmadığını ifade eden Şevkin şunları söyledi:
“1959 yılında çıkarılan afet yasasının değiştirilmesine yönelik bir yıldır yasa teklifi vermiş durumdayım. Ocak ayından bu yana dört büyük deprem yaşadık ve ciddi can kayıpları oldu. Ocaktan bu yana yüzlerce vatandaşımız doğal afetlerde yaşamını yitirdi. Bu kadar insan yaşamını yitirirken Meclis’e fay yasası teklifinin birini ben, birini Grup Başkanvekilleriyle birlikte sunduk. 18 il 82 ilçe ve 502 köy 5 ve üzeri deprem üretebilecek fay hatları üzerinde doğrudan yer aldığını ifade ettik. Bu fay hattı üzerindeki 18 ili boşaltıp kentsel dönüşüme girmemiz gerekirken, 1999 depremi üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen bir çivi dahi çakılmadığını görüyoruz. Her şey ranta ve beton ekonomisine evirilmiş durumda. İstanbul’da 7 ve üzeri bir depreme ilişkin uzmanlarımız uyarırken, on binlerce insanın kaybedilebileceği ifade edilirken hala fay yasası çıkmadı. Siyasi saiklerle bakılarak bu fay yasası hala görüşülmüyor. Hiçbir insanın canı siyasete mal edilemez. “
‘FAY YASASI MECLİS’E GELMELİ’
“Elazığ depreminden sonra bir araştırma önergesi vermiş, komisyon kurulup depremle ilgili araştırmaların yapılmasını talep etmiştim. AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Artık bu siyasi ve rantsal bakış açısını bir an önce bırakıp bir tek insanımızın burnunun kanamaması için gerekenleri yapmalıyız. Yapılması gereken şey bu söylediğimiz fay yasasının Meclis’e gelmesidir. Fay hatları üzerinde bilim insanları çalışarak bir hat belirlenmeli, yapılaşma yasağıyla bu alanların kentsel dönüşüme girmeli.”
‘TÜM SORUMLULUK ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI’NINDIR’
Geçmişte Meclis’e ‘Afet Bakanlığı’ kurulması yönünde öneri verdiğini fakat bunun da kabul edilmediğini belirten Şevkin, “Bunu belediye mi yapacak, bakanlık mı yapacak diye tartışmak yerine tek bir elden yürütülmesi gerekiyor. Ocak ayından bu yana dört büyük deprem yaşadık ve ne yazık ki yaşamaya devam edeceğiz. Doğal olay depremi afete dönüştüren insanın kendisi. Gidip fay hattı üzerine yerleşiyor, bunu vatandaş bilemez. Bunu yapacak olan bakanlıktır ve yasaları çıkarılmalıdır” dedi.
Her belediyede afet dair başkanlığının olması gerektiğini, bu birimlerin altında da jeoloji müdürlüklerinin kurulması gerektiğini ifade eden Şevkin, “İzmir yıllardır Cumhuriyet Halk Partisi’nden seçilen belediye başkanlarınca yönetiliyor. Bugün ortaya çıkan tabloda yerel yönetimlerin sorumluluğu var mı?” sorumuza ise şu yanıtı verdi:
“Normalde tüm sorumluluk Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nındır. Afetle ilgili çalışmalar bu bakanlığın sorumluluğundadır. Belediyelerin sorumluluğu şöyledir. 1/25.000 bazlı büyük haritaları yapan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’dır. 1/5.000’lik haritaları ona uygun olmak koşuluyla belediyeler yaparlar. Belediyeler kendi kafasından ‘burası fay hattıdır burayı açayım’ diyemez. Büyük fotoğrafa baktığınızda, bakanlık tarafından bu alanlar işlenmiş olsa belediyeler de sakıncalı alan olarak ilan edip ona göre düzenleyecektir.”
‘BURADA BİR TANE İKTİDAR MİLLETVEKİLİ YOK’
Depremin ardından gittiği İzmir’de çok duygusal anlara tanıklık ettiğini anlatan Şevkin enkaz çalışmaları etrafında yaşanan ve tanık olduklarına dair ise şunları kaydetti:
“İnsanlar çok büyük umutla burada evlatlarının, annelerinin, babalarının enkazdan çıkarılmasını bekliyorlar. Çıkan her cenazeyle hastaneye koşup kendilerine ait olup olmadığına bakıyorlar. Bazen elim ayağım tutmuyor. Ben de bir anneyim sonuçta. Enkaz altından çıkan kitaplara bakıyorsunuz. Çocukların oyuncak ayıları, topları enkazın altından çıkıyor. Her bir insanın susup sesimi duyan var mı çağrısı yeniden birinci önceliğimizin insan yaşamı olduğunu hatırlatan bir olgu. Hiçbir rant bir tek insanın canından kıymetli olamaz. Bir anne bir mühendis bir kadın olarak artık yeter diyorum. Bu enkaz çalışmaları devam ederken bütün ülke yastayken iktidar programını bozmuyor. Burada bir tane iktidar milletvekili yok ne diyebilirim ki başka. Geliyorlar takımlarıyla bir görüntü verip gidiyorlar.”
‘İKTİDAR KENDİ DÜNYASINI YAŞIYOR’
Yüze yakın CHP Milletvekilinin deprem bölgesinde olduğunu, depremden etkilenenlerle yakından ilgilendiğini belirten Şevkin, “İktidar milletvekillerini deprem bölgesinde görememek size ne hissettiriyor” sorumuza ise şu yanıtı verdi:
“Bu ülkenin artık bir an önce insanı öncülleyen, sadece kendi yandaşını değil tüm ülkedeki insanları düşünen bir iktidara ihtiyacı olduğu açıktır. Muhalefet milletvekilleri olarak kendimizi yalnız hissetmiyoruz. İktidar kendi dünyasını yaşıyor, biz vatandaşla insanımızla bir aradayız. Onlara dokunup ne kadar güç verebilirsek mutlu oluyoruz. Daha iyi bir Türkiye’yi kurgulayacağımızı düşünüyorum ve halkımızın yanında olmaya devam edeceğiz.”