CHP'li Taşkın, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki tahribatın araştırılmasını istedi

CHP'li Yüksel Taşkın, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Naci İnci'nin üniversiteye verdiği akademik, yönetimsel tahribat ile kamunun uğratıldığı zararın tespiti için Meclis Araştırması açılmasını istedi.

Abone ol

DUVAR - CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın, yaklaşık dört yıldır Boğaziçi Üniversitesi’ni yöneten kayyım rektör Naci İnci’nin üniversiteye verdiği akademik ve yönetimsel tahribatın; ayrıca kamunun uğratıldığı zararın tespiti için Meclis Araştırması açılmasını istedi.

Taşkın, "Rektörlüğün keyfi ve istişareye dayanmayan kararları kurumsal yapıya zarar veriyor, öğrenciler için akademik ve maddi önemli kayıplar yaratıyor; aynı zamanda kamu zararına yol açıyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde İnci yönetiminin yarattığı tahribat titizlikle tespit edilmelidir.

21 Ağustos 2021 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Naci İnci döneminde çoğu kez kişiye özel ilanlarla atama ve görevlendirmeler yapıldı. Örneğin mevcut uzmanların bilgisi dışında, Yapay Zekâ Enstitüsü kuruldu ve enstitüye yapay zekâ ile ilgili çalışmaları bulunmayan bir fizikçi ve bir makina mühendisi alındı. Benzer şekilde uzmanlık alanı Biyomedikal Mühendisliği olan bir öğretim üyesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümüne atandı. Uzmanlığı Asya çalışmaları olan bir öğretim üyesi, Asya Çalışmaları yüksek lisans programının yürütücülüğü görevinden gerekçesiz bir şekilde alındı ve yerine konuyla ilgili yetkinliği bulunmayan bir öğretim üyesi getirildi" dedi.

Taşkın, görevlerini yetkinlikle yürütmekte olan dekanların, bölüm başkanlarının ve enstitü müdürlerinin çeşitli bahaneler öne sürülerek görevlerinden alındığına dikkat çekti ve şunları ifade etti:

"Son 3 yılda, 60’ı aşkın akademisyen süresinden önce emekliye ayrılmış, istifa etmiş ya da istifaya zorlanmıştır. Sözleşmelerin yenilenmemesi, yükseltmelerin yapılmaması ya da araştırma izinlerinin verilmemesi gibi baskı yöntemleri bu ayrılma ve istifaların temel nedenidir. Liyakate dayalı akademik istihdam süreçleri çiğnenerek yapılan atamalara itiraz eden akademik personele ise disiplin soruşturması ya da ceza davası açılarak korkutulmaya çalışılmıştır.

Naci İnci döneminde birçok araştırma merkezi kapatılmış, bir kısmının yerleri değiştirilmiş, bu merkezlerin çalışma ofislerinin bulunduğu binalar yeni atanan kişiler için lojman yapılmıştır. Bu merkezlerden biri, Türkiye’de konusunda en geniş ve yetkin disipline arası akademik araştırma grubunu barındıran Teleiletişim ve Enformatik Uygulama ve Araştırma Merkezi’dir (TETAM). TETAM, hiçbir gerekçe olmaksızın araştırmacı kadronun elinden alınmış, bilgisayar sistemleri çalışmaz hale getirilmiş ve 2600 m2’lik araştırma laboratuvarlarının 35 m2’lik alana taşınması talep edilmiştir. 

Benzer şekilde, Aralık 2023’te ani bir kararla Fen-Edebiyat Fakültesi’nin ikiye ayrılması, üniversitenin en köklü fakültelerinden biri olan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin önce kapatılması, sonra da bu karardan dönülerek, daha bir yıl önce yeni fakülte olmuş Yönetim Bilimleri Fakültesi ile birleştirilmesi kararları alınmıştır. Bu karar, ilgili bölümlere girmiş öğrencilerde ciddi bir infial yaratmıştır.

Ayrıca öğrenciler yurt sorunu yaşamaktadır. Güçlendirilmesi yeni tamamlanmış bir yurt binası boşaltılıp pencereleri sökülerek kullanılmaz hale getirilmiş; dört yıl boyunca atıl durumda kalmıştır. Diğer bir büyük yurt binası boş tutulmaktadır. Öğrenciler yurt haklarını kaybetmişler ve büyük bir barınma krizi ile baş başa bırakılmışlardır.

'REKTÖR İNCİ KAMUYU ZARARA UĞRATIYOR'

Rektör İnci döneminde plansız ve programsız başlatılan inşaatlardan, zaman zaman veri güvenliğini tehlikeye atarak verilen ihalelere kadar kamu kaynaklarının kötüye kullanılması söz konusudur. Bilimsel etkinliklere tahsis edilen binalar lojmana çevrilmekte, gereksiz makam aracı tahsisleri ve makam odalarının büyük masraflarla dekore edilmesiyle kamu kaynakları israf edilmektedir. Ayrıca yetkin ve deneyimli idari personel uzaklaştırılmış, sadece üç yıl içinde 650 yeni personel kadrolaşma maksadıyla işe alınmıştır.

Üniversitenin onlarca yıldır kendi personeli ve imkânları ile verdiği hizmetler, Kayyım Rektör döneminde ihale yoluyla dışarıya yaptırılmaya başlandı. Bu açıkça kamuyu göz göre göre zarara uğratmaktır. 

Aynı zamanda üniversitenin açtığı ihaleler Kamu İhale Kanunu’nu açıkça ihlal eder şekilde gizlilik ve aciliyet durumu olmamasına rağmen 'davet usulüyle' belli firmalara ve yüksek bedellerle verilmiştir."