Çiftçiler eylemde: 'Üreticileri koruyan somut politikalar gerekiyor'

Çiftçiler, artan maliyetler karşısında sesini eylemlerle duyurmaya çalışıyor. Peki ürünlerini satamayan ve üretimden vazgeçme noktasına gelen çiftçinin sorunları nasıl çözülür?

Abone ol

DUVAR - Çiftçiler, maliyet artışları ve düşük fiyatlar nedeniyle ülke genelinde eylemlere devam ediyor. Üreticiler tarım desteklerinin artırılması talebiyle ürünlerini sokaklara dökerken mazot başta olmak üzere tüm girdilerde ÖTV ve KDV'nin kaldırılmasını, tarımda ithalatçı uygulamalara son verilmesini talep ediyor.

Konuyla ilgili uzmanlar, uzun vadeli politikalara ihtiyaç duyulduğunu, hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruyan uygulamaların hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. 

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Elemanı Dr. Fatih Özden

‘DEVLETİN VE İLGİLİ KURUMLARIN AÇIKLAMALARI ÇÖZÜMDEN UZAK’

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Elemanı Dr. Fatih Özden, son dönemde artan çiftçi eylemlerine geniş bir perspektiften bakmanın gerekli olduğuna aksi takdirde tarım ve gıda krizinin etkilerinin toplumun geneline yayılacağına dikkat çekti. “Dünyada ve Türkiye’de yaşanan benzer protestolar tarım sektöründe küresel bir krizin işareti olarak değerlendirilebilir" diyen Özden şunları söyledi: “2008'de başlayan küresel sermaye birikim krizi, pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi olaylar, tarımda korumacı politikaların benimsenmesine neden oldu. Ancak bu politikaların tarımsal üretimin sürdürülebilirliği konusunda yetersiz kaldığı görülüyor. Çiftçilerin bu koşullar altında protesto etmesi, toplumsal bir birikimin sonucu. Devletin ve ilgili kurumların açıklamaları ise çiftçilerin sorunlarına çözüm üretemiyor, aksine krizi derinleştiriyor.”

‘ÇİFTÇİLERİN YAŞAMLARINI SÜRDÜREBİLMESİ İÇİN ADİL GELİR POLİTİKALARI ŞART’

Bugünkü tarım politikalarının sermayeye ve büyük şirketlere hizmet ettiğini, çiftçilerin kendi topraklarında söz sahibi olamadığını ifade eden Özden, tarımsal üretimin sürdürülemez hale getirildiğine değindi.

Çözüm, olarak çiftçilerin ekonomik ve politik örgütlülüğünü güçlendirmeye işaret eden Özden, "Kooperatifleşme ve dikey entegrasyon yoluyla çiftçilerin girdi temini, üretim ve pazarlama süreçlerinde daha bağımsız hale gelmeleri sağlanmalı. Aynı zamanda, ziraat odaları ve diğer çiftçi örgütlerinin aktif desteği, çiftçilerin haklarını ve çıkarlarını koruma açısından kritik önem taşıyor. Çiftçilerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için piyasa bağımlılığını azaltan, ekolojik dengeyi gözeten ve adil gelir sağlayan politikaların geliştirilmesi gerekiyor" dedi.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez

'YETKİLİLER TARIMIN TASARRUF EDİLEMEZ BİR SEKTÖR OLDUĞUNU BİLMELİ’

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez ise çiftçilerin taleplerinin ve tarım politikalarının acilen çözüme kavuşturulması gerektiğini söyledi. “Yaşanan sorunların çözümü için tarımın tasarruf edilemeyecek bir sektör olduğunu görmek, çiftçiye destek bütçesini arttırmak ve girdilerde somut indirim yapmak gerekiyor" diyen Suiçmez şunların altını çizdi: “Ülkemizdeki girdilerin yanı sıra buğday, et, mercimek, süt gibi her ürün yurt dışından ithal ediliyor. 10 bin dolar denilen milli gelirden çiftçinin aldığı pay yaklaşık üçte bir ve çiftçi aynı zamanda bir tüketici. Ülkemizde üretim sorunu olmasa bile gelir adaletsizliği nedeniyle o ürünlerin raflarda tüketilememesi gibi bir sorun var. Bu anlamda üretimin örgütlü çiftçi kuruluşları tarafından yönlendirilmesi, toplam destek bütçesinin artırılması, desteklerin hasattan sonra değil ekimden önce açıklanması ve üretim maliyetinin düşürülmesi gerekiyor.”

‘ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI OLARAK YILLARDIR SÖYLEMEKTEN VE HAKLI ÇIKMAKTAN BIKTIK'

"Ülkemizde yaklaşık 4 milyon hektar arazi işlenmiyorsa neden işlenmediğini ortaya koyacak politika değişikliklerine ihtiyaç var” diyen Suiçmez, şu önerileri dile getirdi: “Üreticiyle tüketici arasındaki on katlık fiyat farkını azaltmak için güçlü üretici kooperatiflerinin yanında güçlü tüketici kooperatifleri kurulmalı, gıda tedarik zinciri kısaltılmalı, zincir marketler tüccarların, komisyoncuların insafına bırakılmamalı. Ayrıca daralan tedarik zincirinde üreticinin de tüketicinin de kazandığı bir tedarik zincirini gündeme getirmemiz gerekiyor. Ziraat Mühendisleri Odası olarak yıllardan beri söylemekten ve haklı çıkmaktan bıktık. Bir şeyler yapılıyormuş gibi yapılıyor ama sonuçta uzun vadeli bir şey değişmiyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın şu aşamada üç temel düzenlemesi var. Birincisi tarımsal üretim planlaması, ikincisi zorunlu sözleşmeli üreticilik, üçüncüsü de ekilmeyen arazilerin zorla kiralanması. Oda olarak yaşanacak sorunlara ilişkin davalarımızı açtık. Sonuç olarak gerçekten 'yerli ve milli üretim' diyorsak; yerli üretimi ve üreticiyi koruyan somut politikalara acilen ihtiyaç var.”