Çiğdem Soyarslan: 'Ben Türkiye'de nasıl çok tanınayım!'

Opera sanatçısı Çiğdem Soyarslan müzik kariyerini anlattı. Soyarslan, "Opera sanatının sadece belli bir kesimde tanındığı ülkemizde, benim çok tanınıyor olmam mümkün değil" dedi.

Abone ol

DUVAR - Müzik eğitimine 13 yaşında solfej, piyano ve şan dersleri alarak başlayan Çiğdem Soyarslan “En büyük hayalimdi” dediği opera sanatçısı olmak için Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı Opera Bölümü’ne girdi. Bu okulu bitirdikten sonra, 2006 yılında Viyana’ya giden Soyarslan, eğitimini orada tamamladı. Başta Avrupa olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde opera şarkıcısı olarak yaşamını sürdüren Soyarslan, son olarak dünyanın önemli sanatçılarının katkıda bulunduğu bir eserle sanatseverler ile buluştu.

Karar gazetesinden Işıl Çalışkan'ın haberine göre, Giovanni Battista Pergolesi’nin bestelediği ve Pietro Metastasio’nun librettosunu yazdığı, dünya prömiyerini 1734 yılında yapan bu 3 perdelik opera DECCA tarafından yayımlandı. Albümde Aquilio rolünde üç arya seslendiren Soyarslan, "Yabancılardan her zaman gerek Türk Klasik Müziği gerekse Türk Halk Müziği hakkında olumlu yorumlar aldım. Performanslarım sırasında şarkıların sözlerini özellikle onların dillerine çevirmeye çok dikkat ediyorum, bu elbette onların bizim hikayelerimizi bilmeleriyle müziğimizi de daha iyi anlamalarını sağlıyor" dedi.

Önemli müzisyenlerle çalıştığınız bir albüm. Siz bu projeye nasıl dahil oldunuz?

Bu projeyi gerçekleştiren ajansın ortaklarından Max Cencic ile aynı sahneyi paylaşmıştım ve kendisi daha sonra benim gösterilerime gelmiş, bana aslında başka bir projede yer almamı istediğini belirtmişti. Başka bir konu hakkında konuşurken, ‘Adriano in Siria’ CD kaydı projesi için acilen bir sopranoya ihtiyaç duydukları ortaya çıktı ve sırf Franco Fagioli’nin adını duyduğum için teklifi kabul ettim. Son derece profesyonel bir ekiple çalıştım, ilk kayıt tecrübemde beni hep rahatlattılar. Özellikle Franco Fagioli benim büyük hayranlık duyduğum bir barok yorumcusu. Kayıt sırasında onu gözlemleme ve onunla sohbet etme imkanım da oldu. Bu tecrübenin benim için olan değerini ifade etmem çok zor…

Türkçe neler söylüyorsunuz?

Türk bestecilerine her solo konserimde muhakkak yer vermeye çalışıyorum. Adnan Saygun, Serdar Yalçın, Nazife Güran, Yüksel Koptagel, Fazıl Say gibi değerli bestecilerimizin eserleri ve anonim halk türkülerinin klasik düzenlemeleri repertuarımda her zaman mevcut.

Kendi YouTube kanalınızda ‘Ben Seni Sevdiğimi’ söylemişsiniz. Yabancıların yorumu nedir?

Yabancılardan her zaman gerek Türk Klasik Müziği gerekse Türk Halk Müziği hakkında olumlu yorumlar aldım. Performanslarım sırasında şarkıların sözlerini özellikle onların dillerine çevirmeye çok dikkat ediyorum, bu elbette onların bizim hikayelerimizi bilmeleriyle müziğimizi de daha iyi anlamalarını sağlıyor.

'BİRÇOK ORKESTRAYA KONUK OLDUM'

Şu an bir orkestraya bağlı çalışıyor musunuz?

Solist opera şarkıcısı olduğum için dünyadaki herhangi bir orkestranın misafir sanatçısı olabiliyorum. Ben de şimdiye kadar Rusya’dan Avusturya’ya, Japonya’dan Fransa’ya, Almanya’dan Romanya’ya, Türkiye’den Polonya’ya kadar birçok orkestranın misafiri oldum.

Türkiye’de tanındığınızı düşünüyor musunuz?

Opera sanatının sadece belli bir kesimde tanındığı ülkemizde, benim çok tanınıyor olmam mümkün değil. Ben son 6 yıldır Türkiye’ye opera şarkıcısı kimliğim ile sadece Borusan Filarmoni Orkestrası’nın konserleri için geliyorum, bu çok başarılı orkestranın misafiri olabildiğim için hem gurur hem de Türk Klasik Müziği takipçileriyle buluşmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

HABERİN TAMAMI