CİSST raporu: Mahpuslar koronaya karşı kendileri önlem almak zorunda
CİSST, 'Hapishanelerden Gelen Koronavirüs Kaynaklı Şikayetler' raporunu yayınladı. Raporda koğuşlara sabun, çamaşır suyu ve dezenfektanın ücretsiz dağıtılmamasından şikayetçi olunduğu belirtildi.
Zafer Kıraç*
Türkiye’de 2000'li yılların başlarından itibaren önce F Tipi hapishaneler, sonrasında ise kampüs hapishaneler, insanları her anlamda nesneleştiren ve her türlü insani ilişkiden soyutlayan bir model olarak infaz sistemi içindeki yerini aldı. İnsan hakları örgütleri yoğun itirazlar ve tartışmalar yaptılar, olumsuzlukları ortaya koyan raporlar yayınladılar. Sorumluluğu elinde bulunduran Adalet Bakanlığı ne yazık ki bütün bu eleştirileri hiç dikkate almayarak yoluna devam etti. Üstelik sanki çok başarılıymış gibi bir algı yarattı ve topluma hakikatlerden uzak bilgiler verdi.
Başarısızlığın en büyük göstergesi ise bir türlü azalmayan mahpus sayıları. Bu konuda Türkiye dünyada yedinci, Avrupa da birinci sırada. Kadınlar, bebekler, çocuklar, LGBTİ+’lar, yaşlılar, engelliler, yabancı uyruklular, müebbet hapis cezası alanlar gibi toplumsal grupların cezaevlerinde çok daha ciddi hak gasplarına maruz kaldığını biliyoruz.
Hapishane sorunu, hem içeridekiler için başlı başına bir sağlık sorunu olması nedeniyle hem de dışarıdakiler için ‘Ne zaman cezaevine alınabilirim’ endişesi yaratması nedeniyle bir halk sağlığı sorunu olmaya devam ediyor. Salgın nedeniyle aylarca hiçbir yakınını göremeyen, açık görüş haklarını neredeyse bir yıldan fazla kullanamayan mahpusların, sosyokültürel hakları olan spor yapma, kütüphaneye çıkma hakları gibi temel hakları ellerinden alınmıştı ve bunun gerekçesi de Covid-19'un yayılmasını engellemekti.
Oysaki bu temel haklar engellenmeden de önlemler alınabilirdi. Salgın tamamen ortadan kalkmadı hatta tekrar bir artış sağladığı görülüyor. Peki bu süreçte hapishanelerde durum nasıl?
'KOĞUŞ KAPASİTESİNİN 3-4 KATI MAHPUS TUTULUYOR'
“Hapishanelerde Kapasite Sorunu” sorunu başlığı altında mahpuslar, koğuşlarının kalabalık, yatakların birbirlerine yakın mesafede olduğunu, bu yakınlıkta uyumak zorunda kaldıklarını, sosyal mesafe koyamadıklarını, açık hapishanelerde farklı koğuşlarda kalan mahpusların ortak alanlarda ve yemekhanelerde kalabalıktan kaynaklı sorunlar yaşadıklarını, bazı hapishanelerde koğuşlarda koğuş kapasitesinin 3-4 katı kadar sayıda mahpus tutulduğunu aktardı.
'İNFAZ KORUMA MEMURLARI SOSYAL MESAFE KURALLARINA UYMUYOR'
“Hapishanelerin Genel Durumu ve Hijyen Önlemleri” başlığı altında ise mahpusların yaşadığı birçok soruna dikkat çekildi. Bazı hapishanelerde mahpuslara dağıtılan yatak, battaniye, nevresim ve çarşafların kullanılmış ve kirli verildiği, kantinde satılan ürünlerin tek tip olması sebebiyle alerjisi olan mahpusların bu ürünleri alamadığı ifade edildi. Yine bazı koğuşlarında, kalabalık sebebiyle temiz hava akışının sağlanamadığı, bazı kapalı hapishanelerde ise koğuş pencerelerinin küçük olması sebebiyle yeterince havalandırılamadığı da gelen şikayetler arasında.
Hapishanelerde infaz koruma memurlarının sosyal mesafe kurallarına uymadan kalabalık gruplarla gelerek koğuş araması yaptıkları, mahpusların kişisel eşyalarına el konulduğu, bu aramaların son dönemde bazı hapishanelerde haftada iki defa olacak şekilde çok sıklaştığı da belirtildi. Bu aramalar sırasında mahpuslara maske verilmediği, bu durumun risk grubunda ve kronik hastalıkları olan mahpusları kaygılandırdığı ifade edildi.
'MAHPUSLAR KENDİLERİ ÖNLEM ALMAK ZORUNDA'
“Hijyen”, “Beslenme”, “Sağlık hakkına erişim” konusunda ise mahpuslardan gelen şikayetler maddeler halinde şöyle sıralandı:
- Birçok hapishane idaresinin koğuşlara sabun, çamaşır suyu ve dezenfektanı ücretsiz dağıtmadığı,
- Ücretsiz dağıtılmayan hapishanelerde ücretini ödeyemeyen, maddi durumu iyi olmayan mahpuslara da yeterli malzeme sağlanmadığı,
- Bazı hapishanelerde mahpuslara maske verildiği, bazı hapishanelerde ise mahpuslar talep etmelerine rağmen koğuştan çıktıkları diğer alanlarda maske verilmediği,
- Birçok hapishanede tuvaletlere temizlik ve hijyen malzemelerinin konulmadığı,
- Bazı hapishanelerde suların kirli ve kullanılamaz olduğu, suların sık sık kesildiği, soğuk ve sıcak suyun sınırlı ve belirli zamanlarda verildiği, bazı hapishanelerde mahpusların 4 gün boyunca sıcak suya erişemediği belirtilmiştir.
- Bazı hapishanelerde yemek dağıtımında gerekli hijyen önlemlerinin alınmadığı,
- Vitamin ve bağışıklık güçlendirici takviyelerin mahpuslar açlık grevinde olsa dahi sağlanmadığı belirtilmiştir.
- Hasta, yaşlı ve risk grubuna giren mahpuslar için önlemler alınmadığı mahpusların önlemlerini kendileri aldığı,
- Bazı mahpusların kendilerinde Covid-19 belirtileri olduğunu düşündükleri, bu sebeple test olmayı talep ettikleri ve test taleplerinin karşılanmadığı, İnfaz Koruma Memurlarının mahpusları şikayet etmemeleri için tehdit ettikleri, belirti gösteren mahpusların hastane sevklerinin yapılmadığı,
- Bazı hapishanelerde mahpusların kalabalık sebebiyle koğuş değişiklikleri yapıldığı, Covid-19 semptomları gösteren mahpuslar test yapılmadan yeni koğuşlara gönderildiği için diğer mahpusların da hastalandığı,
- Bazı hapishanelerde tadilat gerekçesiyle koğuşların birleştirildiği ve bu esnada toplam 25 kişinin Covid olduğu iddiası olduğu,
- Covid-19 olan bazı mahpusların hastaneye sevk edildiklerinde herhangi bir kontrol yapılmadan yalnızca ilaç verip hapishaneye geri gönderildikleri,
- Bazı hapishanelerde hastaneye sevk edilen mahpuslarda sosyal mesafenin gözetilmediği, bazı hapishanelerde sıklıkla çift kelepçe uygulandığı,
- Hastane sevkleri yapılacak mahpuslara hapishanelerdeki metal dedektöründen geçmeden önce infaz koruma memurları tarafından yakın mesafe ve elle üst ve ağız içi araması yapıldığı, metal dedektörden geçtikten sonra da dış güvenlikten sorumlu jandarmalar tarafından tekrar bu aramanın tekrarlandığı, sürekli dışarıda çalışan jandarmaların bulaş risklerinin olduğu, salgının önlenmesine yönelik önlemler alınmadan arama yaptıkları,
- Mahpusların götürüldükleri hastanelerin bulundukları hapishanelerden uzak olması ve ringlerde birden fazla mahpusun taşınması sebebiyle ringlerde kalma süreleri ve bulaş riskinin arttığı belirtilmiştir.
- Sevk edilen mahpuslara çıplak arama dayatıldığı, bunu kabul etmeyen mahpusların darp edildiği, bu koşullar altında sosyal mesafenin korunmadığı ve bu durumun bulaş riskini de artırdığı,
- Hapishanelerde mahpuslara yönelik kötü muamelenin, psikolojik baskının, sözlü ve fiziksel şiddetin arttığı, pandemi sürecinde psikolojik olarak yıpranan mahpusların psikolojik destek alma olanaklarının da bulunmaması sebebiyle intihar düşünceleri ve teşebbüslerinin arttığı,
- Bazı hapishanelerde Covid-19 vakası olmamasına rağmen koğuş değişikliği taleplerinin farklı gerekçelerle reddedildiği, bazı hapishanelerde mahpusların talepleri dışında koğuş değişikliği yapıldığı belirtilmiştir.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET MAHPUSLARA 'TEMİZ HAVA' YOK
Raporun “Ağırlaştırılmış Müebbet Hükümlüsü Mahpusların Karşılaştıkları Sorunlar” başlıklı bölümünde ise bazı hapishanelerde ağırlaştırılmış müebbet mahpusların havalandırma saatlerinin azaltıldığı, bu durumun adli ve siyasi ağırlaştırılmış müebbet mahpuslarda farklılık gösterebildiği, günde bir saat havalandırmaya çıkarılan mahpusların yeterli temiz hava alamadıkları vurgulandı.
Mahpusların havalandırma kapılarının 1-2 saat açık kalması sebebiyle çamaşır suyu veya deterjanla temizlik yapamadıklarına da değinilen raporda, yaptıklarında ise odalarını yeterince havalandırmadıkları için mide bulantısı gibi zehirlenme belirtileri ve solunum sorunları yaşadıkları kaydedildi. Mahpusların hücre pencerelerindeki demir parmaklıklara ek olarak sık dokunmuş elek takıldığı, bu elek telinin temiz hava girişini engellediği de ifade edilen raporda, tek başına tutulan ve sosyalleşme imkanı olmayan mahpusların aileleriyle görüş sürelerinin kısa olması ve aileleriyle tek tek görüştürülmelerinin tecrit koşullarını arttırdığı da belirtildi.
* İnsan Hakları Çalışanı