Cizîrî: 20 bin Kürtçe ders tercih edilmiş, 3 atama yapılıyor
3 Kürtçe öğretmen atamasına tepki gösteren Kürt Dil Platformu'ndan Şerefxan Cizîrî: 3 atama yapılıyor, 20 bin Kürtçe seçmeli ders tercih yapılmış, kaç öğrenciye bir öğretmen düştüğünü görebilirsiniz.
DUVAR - Kürt Dil Platformu'ndan Şerefxan Cizîrî, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 20 bin öğretmen atamasında Kürtçeye sadece 3 kontenjan ayırmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Cizîrî, atamaların 'akla mantığa uymadığını' belirterek, iktidarın yaptığı reformlara 'neden sahip çıkmadığını' sordu.
MEB geçtiğimiz haftalarda 20 bin öğretmen atamasına ilişkin branş dağılım kontenjanını açıkladı. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “7 bin 503 okul öncesi, 2 bin 223 sınıf, 1250 özel eğitim öğretmeni, 1218 din kültürü ve ahlak bilgisi, 1004 adet de ilköğretim matematik öğretmeni alacağız” demişti. 1 Eylül’de yapılacak atamalarda ise bakanlık sitesinde yer alan duyuruda Kürtçeye Kurmancî lehçesine 2, Zazakî lehçesine ise 1 kontenjan ayrıldığı görüldü.
Evrensel’den Fırat Topal'a konuşan Şerefxan Cizîrî, “Bugüne kadar 79-80 Kürtçe öğretmen ataması yapılmış. Şimdi de 3 atama yapılıyor, 20 bin Kürtçe seçmeli ders tercih yapılmış, bölünce kaç öğrenciye bir öğretmen düştüğünü görebilirsiniz. Pratikte zamanla seçmeli ders hakkı da ortadan kaldırılacak. Bu bir siyaset haline gelmiş, idari önlemlerle önüne geçecekler. Ders, kitabı yok, öğretmen yok gibi mazeretler. Engelliyorlar bunun için de kırk dereden su getiriyorlar. Eleştirilmesi gerekenler sadece idareciler değil, iktidar parti temsilcileri hatta çıkıp ‘Ana diliniz size ananızın ak sütü gibi helaldir’ diyenler vardı aralarında. Kürt olan siyasetçiler de ‘Gidin başvuru yapın’ dediler, onların da buna tepki göstermesi lazım oysa ki. Bu atamaların hiçbiri akla mantığa uymuyor. Burada görüyoruz ki ‘Bu hakkı verdik ama öğretmen yok' diyerek devamlı bir amaları var ve bu bir kural haline geldi” dedi.
İktidarın bu ikiyüzlü tutumdan vazgeçmesi gerektiğini belirten Cizîrî, “Bu konuda ikiyüzlü bir siyaset var. Kürtler bunu kabul etmeyecek, platform olarak da kabul etmiyoruz. Kürtçe eğitim dili ve resmi dil olsun. Kürtçe bir hak verdik demekle olmuyor, ana dil temel insan hakkıdır, bize iktidarın verdiği bir lütuf değil. İkircikli bir yaklaşım var. Bu reformları kendileri yaptı. Siz kendi reformlarınıza sahip çıkmıyorsanız niye yaptınız? Sen benim dilimi kabul etmiyorsan Kürtlerin neyini kabul ediyorsun? Bu sadece Kürtlere bırakılmamalı, herkesin bu konuda sesini yükseltmesi gerekiyor. Bizim, ana dilimizin eğitim ve resmi dil olması için mücadelemiz devam edecek, böyle cambaz yöntemlerine de alışığız. Türkiye bu tutumdan vazgeçmeli” ifadelerini kullandı.(HABER MERKEZİ)