Cizîrî: Kürtçe’nin resmi dil olması için siyasi partilerden destek bekliyoruz

Kürt diline ilişkin taleplerini görüşmek üzere Ankara’da bir dizi faaliyetlerde bulunan Kürt Dil Platformu Sözsücü Şerefhan Cizîrî, Kürtçe’nin resmi dil olarak kabul edilmesi için siyasi partilerden güçlü destek beklediklerini söyledi.

Abone ol

DUVAR - Kürt Dil Platformu delegasyonları çalışmaları kapsamında Ankara’da çeşitli temaslarda bulundu. Platform, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Saadet Partisi (SP) ve Avrupa Birliği (AB) üyeleriyle görüşmelerle gerçekleştirdi. Platform ziyaretlerde taleplerini hem sözlü hem de yazılı bir şekilde iletti. Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefhan Cizîrî, 9 Kürt partinin ortaklaşmasıyla kurulan platformunun Kürtçe üzerindeki asimilasyon politikalarının kaldırılması ve Kürt dilinin resmi dil olarak kabul edilmesi için temaslarda bulunduklarını söyledi.

MA'dan Berivan Altan'ın haberine göre, Kürt Dil Kurumu kurulması ve diğer taleplerini siyasi partilere de ilettiklerini anlatan Cizîrî, “Bunun içinde Kürt dili önünde engellerin kalkması, bir Kürt Dil Kurumu’nun oluşturulması gerekiyor. Bu kurum devlet kurumları tarafından finanse edilmeli, Kürt dilinin kabul edilmesi ve Kürt dili için bir yasal düzenleme yapılması talepleriyle partileri ziyaret ettik” dedi.

‘SADECE BİR KRİTERİMİZ VAR, MHP İLE GÖRÜŞMEYİZ’

Siyasi partilerle görüşmelerinin olumlu geçtiğini kaydeden Cizîrî, “HDP ile görüşmelerimiz olumlu geçti, taleplerimizi talepleri olarak kabul ettiler. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştük. Kendisi taleplerimizi dinledi. Kürt Dil Kurumu için çalışmalarımızı destekleyeceklerini ve diğer partilerle de görüşmemiz gerektiğini belirtti. Biz hükümet partisiyle de görüşmek istediğimizi ancak geri dönüş olmadığını kendilerine ilettik. Biz kimseyi parti olarak ayırmıyoruz sadece bir kriterimiz var MHP ile görüşmeyiz. Bu da biz onları görmek istemediğimiz için değil onlar bizi görmek istemediği ve Kürtler karşısında sert bir siyaset yürüttüklerinden dolayı görüşmeyiz. Eğer siyaset dillerinde bir yumuşama olursa tabi ki onlarla da görüşürüz” ifadelerinde bulundu.

‘BEN KÜRDÜM DİYEN HERKES KÜRTÇE BİLMELİDİR’

Avrupa Birliği (AB) üyeleriyle yaptıkları görüşmenin de olumlu geçtiğini aktaran Cizîrî, “AB ve UNESCO ile de Kürt dilinin korunması ve Türk Devletinin kabul etmesi için baskı uygulamalarını talep ediyoruz. Türkiye -AB ilişkilerinin iyi olmadığını söylediler. Onlarda anadilin herkesin hakkı olduğunu söyledi. Onlara kendi mirasımıza sahip çıktığımızı belirttik” diye anlattı. Kürt halkına da seslenen Cizîrî, “Ben Kürdüm diyen herkes Kürtçe bilmelidir. Yaşamın her alanı Kürtçe olmalıdır” dedi.

Delegasyon üyesi İrfan Söner de, Kürt dili üzerindeki baskıların bugün en üst seviyede olduğunu söyledi. Platform olarak partilerden güçlü bir destek talebin de bulunduklarını söyleyen Söner, “Kürt Dil Kurumu’nun yasal olarak oluşturulması ve Kürt dilinin korunmasını talep ettik. Bunun önündeki yasal engellerin kaldırılmasını talep ettik” dedi. Söner, AB delegasyonu ile yapılan görüşmede özellikle Kürtçe’ye dair artık raporlama dışında da Türkiye’ye bir yaptırım ve baskı uygulanması gerektiğine dair taleplerini ilettiklerini belirtti.

'DİLSİZLİK VATANSIZLIKTIR'

Kürt dilinin gelişmesi için herkese çağrıda bulunan Söner, “Herkesin bu çalışmaya destek vermesi gerekiyor. Kürt yazarlar, gazeteciler, dil bilimciler hep birlikte dilimiz üzerindeki engelleri kaldırabiliriz. Dilsizlik, vatansızlıktır. Bizim dilimiz yoksa ülkemiz de yoktur. Halk olarak öncelikle kendi dilimize sahip çıkmalıyız. Çocuklarımıza, torunlarımıza dilimizi öğretmeliyiz. Yaşamın tüm alanlarında dilimizi kullanmalıyız ki dilimize sahip çıkabilelim. Her mahallede, her sokakta Kürtçe yaşayalım. Önce herkes evinde, sonra sokağında diline sahip çıkmalı” ifadelerini kullandı.

'CHP'NİN TUTUMU OLUMLUYDU'

Özellikle Kürt dilinin resmi dil olarak kabul edilmesi için siyasi partilere büyük sorumluluk düştüğünü belirten platform delegasyonu Bora Bali, şöyle devam etti: “Özellikle siyasi partiler ve iktidar partileri bu konuya ciddi yaklaşmalı ve adım atmalıdır. Bu yüzden partilerle görüştük ve bir duyarlılık oluşmasını istedik. Türkiye’nin en büyük muhalefet partisi CHP ile de bu yüzden görüştük. Görüşmede onlarında tutumu da olumluydu. Ancak Türkiye siyasetindeki olumsuzlukları onlarda dile getirdi. Bizde birlikte ancak mücadele ile bu Türkiye siyasetini değiştirebileceğimizi dile getirdik.”

‘SADECE KÜRT HALKININ SORUNU DEĞİL’

Hükümetin görüşme taleplerini kabul etmediğini belirten Bali, şunları söyledi: “Bu sadece Kürt halkının sorunu değil. Biz birlikte bir devlette yaşıyoruz. İlerleme olması için onlarında adım atması gerekir. Bugün o imkan olmasa da görüşme taleplerimiz sürecek. Bu mesele sadece bizim omuzlarımızda değil. Bu mesele tüm Türkiye’yi ilgilendiriyor. Türkiye siyaseti basit bir Kürtçe şarkıyı bile terörize edebiliyor. Bu anlayışın ortadan kalkması lazım. Bu yüzden birlikte halklarla buluşmalıyız. Bizde bu konuda onları desteklemeye hazırız.”