Çocuk istismarı düzenlemesinde değişiklik yok
Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra çocuğa istismar suçunu düzenleyen 103. madde için muhalefet yeni önerilerde bulundu. Ancak iktidar düzenlemede değişikliğe gitmedi. CHP, üst komisyonda önergelerle yol arayacak.
ANKARA - Meclis Adalet Alt Komisyonu dört buçuk saatlik toplantıda Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) ile Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) değişiklik öngören torba düzenlemede değişikliğe gitmedi. CHP çocuğa yönelik istismar suçu düzenlemesinde 12-18 yaş arası için kademelendirmenin kaldırılmasını, internetten yapılan istismarın yasaya girmesini önerdi. Tasarıda ‘rıza’ anlamına gelebilecek muğlak ifadelerin temizlenmesi ve somut bir çocuk tanımı yapılması önerisinde bulunan HDP, duruşmaların naklini düzenleyen maddenin doğru olmadığı görüşünde.
CHP: İNTERNETTEN TACİZ YASAYA GİRMELİ
CHP’nin komisyon üyesi Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel, internetten çocuğa karşı işlenen istismar suçunun yasaya girmesini istediklerini söyledi. Rıza yaşı, cinsel saldırı ve taciz tanımının somut olarak yapılması yönündeki önerilerine dikkat çekti. CHP Ankara Milletvekili, komisyon üyesi Necati Yılmaz tasarıda özel soruşturmacı atanmasıyla ilgili maddeye göre üç ağır ceza hakiminin oy birliği ile alacağı kararının tek hakime indirilmesinin sakıncalarını anlattığını söyledi. FETÖ olaylarında hakimlerle yaşananlara dikkat çektiğini kaydeden Yılmaz, “AKP’lilere neye güvenip böyle bir düzenlemeyi kabul ediyorsunuz’ sözlerine iktidar kanadının not aldığını ifade etti. Yılmaz, üst komisyonda değişiklik önergeleri vereceklerini söyledi.
MAĞDUR İLE FAİL ARASINDAKİ YAŞ FARKI
Alt komisyona davet edilen Uluslararası Çocuk Merkezi (ICC)'ndan Adem Arkadaş Thibert, çocuk hakları ağları ve örgütlerinin görüşlerini toplantıda aktardı. Kademelendirmenin mağdur ve mağdur ve faili işleyen kişi arasında ki taş farkının dikkate alınarak yapılması gerektiğine dikkat çeken Thibert, “Örneğin fail ve mağdurun arasında 2 yaş fark ve 10 yaş fark olması farklı değerlendirilmesi gereken konulardır” dedi.
Thibert’in Duvar’a değerlendirmesi şöyle:
“Yasa tasarısı çocukların doğal gelişimlerinin bir parçası olan ortak ve açık 'rıza'ya dayalı cinsel davranışları cezalandırmamalıdır. Buna karşın cinsel istismarı yapan kişinin çocuk olması durumunda bu çocuğun yetişkin ile aynı cezaya tabi olması doğru değildir. İstismarı yapan çocuğun da rehabilitasyonu ve topluma geri kazandırılmasının önemini göz ardı etmemek gerekir. Son olarak tasarıdaki cinsel istismar tanımına bilgi ve iletişim teknolojileri kullanarak bir çocukla cinsel içerikli konuşma yapmak, cinsel içerikli görsel göndermek ve buluşma teklifi etmek de girmelidir. Hali hazırda böyle vakalar taciz olarak tanımlanmakta ve daha az cezaya tabi tutulmaktadır. Halbuki bu durum doğru tanımlanmalı ve adının istismar olduğu açıkça söylenmelidir”.
Çocuğa Karşı Şiddeti Önleme Ortaklık Ağı, Çocuğa Yönelik Ticari Cinsel Sömürü ile Mücadele Ağı, Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı’nın yazılı değerlendirmeleri ise şöyle:
'ÇOCUKLARIN İSTİSMARDAN KORUNMASI İÇİN YETERSİZ'
-Türk Ceza Kanunu’nun 103.'üncü maddesinde yapılması öngörülen değişiklikler çocukların cinsel istismardan korunması için yetersiz kalmaktadır.
-Tasarı Anayasa Mahkemesi’nin 103.'üncü maddesini kısmen iptal ettiği karardaki gerekçesini göz ardı etmekte, kararın gerekçesine konu olan, failin de çocuk olduğu durumlarda kademeli ceza artışı ile ilgili bir düzenleme ön görülmemektedir.
-Tasarıda aynı zamanda iletişim teknolojileri aracılığı ile çocukların cinsel istismarı konusunda bir tanımlama yapılmamaktadır. Böyle bir yasal boşluk, internet üzerinden çocuklara cinsel içerikli yazışmalara yapan ya da görsel paylaşan, çocuklara internet üzerinden buluşma teklifi eden faillerin cinsel istismar suçundan değil cinsel taciz suçundan yargılanmasına neden olmaktadır. Bu durum, Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa Komisyonu Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi’nin 23üncü maddesini ihlal eden yargı kararlarını beraberinde getirmektedir.
'YAKINLAR TARAFINDAN İSTİSMARI DİKKATE ALMAMIŞ'
-Ceza Kanununun 103. maddesi çocukların cinsel istismarını düzenlemektedir. Ancak madde metni yazılırken suç failinin/aracının çocuğun ağabeyi, babası vb. yakınları olması ve istismarın uzun yıllar sürmesi halinde çocuğun yaşadığı fiziksel ve duygusal derin travmayı göz önüne alınmamıştır. Bu durumdaki çocuk uzun süre istismara maruz kalmasına rağmen konuşmaya cesaret edemezse cebir olmadığı ve rızaya dayalı birliktelik olduğunun varsayılması gibi bir risk ile karşılaşılmaktadır.
-Çocuğun cinsel istismarı ile etkin bir şekilde mücadele etmek için bütüncül bir yaklaşım gerekmektedir. Çocuğa cinsel sömürü ve istismar yapan suçlunun kamu idaresinde çalışan biri olması durumunda Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’daki soruşturma izni şartlarının aranmaması ve ağırlaştırıcı koşul olarak kabul edilmesi kanuni güvenceye alınmalıdır.
İSTİSMARDAN HÜKÜMLÜ İLERİDE ÇOCUKLA TEMAS KURARSA
-Çocuğa karşı cinsel istismar suçundan hüküm giymiş bir kişinin, ileride çocuklarla temas halinde olunması gerektirecek bir işte çalışmaması için gerekli önlemler alınmalı, ulusal bir kayıt sistemi oluşturulmalıdır.